Başlığı okudunuz ve “ne alakası var yahu?” dediniz. Tam olarak o
alakayı anlatmaya çalışayım.
Günlerim, etrafımı gözlemlemekle geçiyor. Gözlem yapmadan yazmak
zor. Çevremde gördüğüm ciddi bir problemi ele alarak başlamakta
fayda gördüm.
Yaşamlarında ikileme sık düşen insanların birçoğunun ortak bir
noktası vardır; hassas olmak.
Çünkü her olaya birden fazla pencereden bakma gayretindedirler.
Bunun sebebi ise kimseyi istemeden dahi olsa kırmamak ve rencide
etmemektir. Aslında bu tutum içerisindeyken en çok kendileri
kırılırlar. Bunun farkında olmalarına karşın edindikleri
alışkanlık, onlar için vazgeçilebilir değildir.
Lakin gelin görün ki, karşılarına beşeri ilişkilerin
çıtkırıldımlığından bihaber olan bir muhterem gelir ve bu nazik
kişilerin, kelimeleri seçerek kullanma duyarlılığının ne anlama
geldiğini dahi anlayamadan onlarla kafa bulurlar!
Hayatı düz ve sığ yaşama alışkanlığıyla, kendileri gibi
anlayışsız ve kaba olmayan insanları yargılama hakkını, o aciz
bünyelerinde bulan insanların sayısının artmaması dileğiyle!
Sizlerin kalbini kırmama duyarlılığıyla çabalayıp duran bu güzel
insanlara, hak ettikleri alakayı gösterme ihtiyacına binaen, biraz
daha insani davranışlar ile mukabelede bulunmak inanın zor
değil.
***
Salaksın!
Bir kişiye isteyerek ya da istemeyerek ama kesinlikle
‘çaktırmadan’ salak deme yöntemini açıklayayım.
Karşınızdaki kişiye bir şey anlatırken arada sırada “anladın
mı?” diye sormak: “Sen salaksın. Anlamamış olabilirsin. O sebeple
anladın mı merak ediyorum?” demektir.
Şimdi bu açıklamamın çok sert olduğunu düşünüyor olabilirsiniz.
Ancak ne düşünüldüğünden bağımsız olarak bu böyle bir şey
maalesef.
Siz anlatacaklarınızı anlatın ve gerisini takip etmekten
vazgeçin. Lakin illaki bir onaylama gereği duyuyorsanız:
“Anlatabildim mi?” diye sorabilirsiniz mesela.
Eğer böyle yaparsanız, ortada bir anlaşmazlık olduğunu
hissettiğinizde, kabahati kendinizde aramış olursunuz. Hem daha
nazik, hem de karşınızdaki kişiye daha değer veren bir davranış
olur inanın bana.
Ayrıca bu alışkanlığı edinirseniz, ileride bir gün insanlar
içerisinde rencide olmaktan da kurtulmuş olursunuz.
Çünkü siz yine bir şeyler anlattıktan sonra “anladın mı?” diye
sorduğunuz bir durumda, karşınızdaki kişi cevaben: “Sen
anlatabilirsen ben anlarım” derse kıpkırmızı olabilirsiniz. Benden
söylemesi…
*
Madem hususi münasebetlerdeki bir takım hatalardan bahsettik,
bir tanesini daha kısaca ele alalım.
İnsanlara hitap ederken asla ‘bu’ denemez. Çünkü inanması güç
belki ama her insanın bir adı vardır ve o adlar hitap sırasında
kullanılırlar! Bu masa demenizde bir sakınca yok mesela!
Ayrıca yine insandan bahsederken ‘tane’ ya da ‘adet’
kullanılmaz. Çünkü tane ya da adet kelimeleri tıpkı yukarıdaki
paragrafta belirttiğim gibi meta için kullanılır. İki tane silgi,
üç tane kalem diyebilirsiniz. Ancak üç tane sosyolog, altı tane
doktor denmez efendim!
***
Başımız Sağ Olsun…
Şırnak’ta düşen askeri helikopterde bulunan 13 şehidimizi en
derin saygı ve hürmetlerimizle anıyoruz. Mekânınız cennet olsun.
Allah vatanımızın güvenliği için gece gündüz mücadele eden
askerlerimizi ve polislerimizi başta olmak üzere vatansever herkesi
korusun.
Sağlıcakla kalın…