Hiç düşündünüz mü; elinizde, şu
andaki bilginizle, tecrübenizle ve aklınızla, daha önce yaptığınız
büyük bir hatadan hemen öncesine, zaman çizginizde gitme imkanınız
olsaydı, neler yapardınız?
İnsan, hata yapan bir varlık. Bu,
bir hakikat.
Ama aynı zamanda, hatasını fark edip
onu düzeltme becerisine de sahip.
Başka hiçbir varlık, hata yapıp
hatasını düzeltme özelliğine sahip değil.
Hata yapmak, insani bir özellik
olduğu gibi, hatasını “düzeltmek” de insani bir
beceridir.
Yeri gelmişken, son zamanların gözde
ifadesiye, “Benim cici hatalarım.” edasıyla, “hata sevicilik”
yapmayı, doğru bulmadığımızı belirtelim.
İstiyoruz ki, yüreklice, cesaretle,
hatalarımızın üzerine gidelim, çözüme odaklanarak, sırtımızda gece
gündüz taşıdığımız yükleri atalım.
Kurumuş dallarımızı bir bir
budayarak, yeni başlangıçlar yapalım.
Geçmişin çöp tenekesini boşaltarak,
hayatımızda beyaz bir sayfa açalım.
Yeniden başlamaya niyetimiz varsa,
bunu yapmaya gücümüz de cesaretimiz de var demektir.
Hayat, hep bir tercihtir.
Hatalarımız da, o anda, o şartlarda ve o birikimimizle yaptığımız,
yanlış tercihlerimizdir.
Düşünen insan için, her hatanın
verdiği bir öğüt vardır.
Konfüçyüs der ki; “İnsan, doğruyu üç
şekilde öğrenir. Birincisi; “aklederek”. Bu, en
değerlisidir.
İkincisi; benzeterek. Bu, en
kolayıdır.
Üçüncüsü ise deneyerek. Bu da en
acısıdır.”
Einstein, “Hiçbir sorun, o sorunu
yaratan bilinç düzeyiyle çözülemez.” derken, işte bu acıyla gelen
bilinç düzeyine işaret ediyor olsa gerek.
Zira bu acıya rağmen, aynı bilinç
düzeyinde takılı kalıp patinaj yapanlar da yok değildir.
Hatalarımız, ya belleğimizde bize
acı veren ve vermeye devem edecek olan engeller, sınırlar ya da
öğrenmemize, artmamıza, çoğalmamıza, yeni seçenekler keşfetmemize,
analitik ve kritik düşünmemize katkıda bulunan bir öğrenme
faaliyetidir.
Ve bu konuda, seçim de sorumluluk da
bize aittir.
Sonuçta; hatasını, fark eden
zekidir.
Hatasını, düzelten
akıllı.
Hatasını, yapmadan önce önleyen ise
bilgedir.
Gelelim en baştaki
sorumuza.
Bugün, şimdiki aklınızla, yaptığınız
büyük bir hatanın öncesine gitmiş olsaydınız, hatanızı önleyecek
seçeneği tercih edecek farkındalığa, olgunluğa ulaşmışsanız; o
hatanın size vermek istediği “acı öğüdü” almışınız
demektir.
Hatalarla baş etmek için 15 altın
kural
1- Herkes gibi senin da hata
yapabileceğini ama sadece ahmakların hatasında ısrar edeceğini bil.
Kendinin ahmaklardan farklı olduğunu hatırla...
2- Unutma; hatadan dönmek için hiçbir zaman ve asla “geç”
değildir...
3- Hatanı fark et ve kabul et. Kabul edilmeyen hata,
onarılamaz...
4- Bu değişimi yapabileceğin konusunda kendine güven.
5- Pişmanlık duygusu güzeldir ve onarıcı bir duygudur. Hatayı
onarmak için zorunludur. Hatanla ilgili olarak pişmanlık duyguna
dikkat et, ona odaklan.
6- Suçluluk değil, pişmanlık duygusunu tercih et. Suçluluk, hataya
takılmana, pişmanlık, hatayı aşmana yardım eder.
7- Hatanı onarmak için bir hedef belirle.
8- Hedefini hep olumlu olarak ifade et. Örneğin bundan sonra,
"Yalan söylemeyeceğim" değil de; "Bundan sonra daha 'dürüst'
olacağım." şeklinde düşün.
9- Geçmişe değil, geleceğe odaklan. Bundan sonrasında neler
yapacağını, hedefini planla.
10- Hatadan çıkaracağın dersleri tespit et. Bu dersleri yazmak, çok
faydalıdır.
11- Bundan sonrasında, gelecekte; o hatanın tam tersini yani doğru
olan davranışı yapmış olursan "nasıl biri olursun"? Kendini öyle hayal et.
Örneğin hatan; yalan söylemekse, bundan sonrasında "dürüst" birisi
olarak nasıl olursun, dürüst olan kendini hayal et. Yani "olmak
istediğin kendinin" hayalini kur. Nasıl birisi olmak istiyorsan,
öyle birisi olarak kendini düşün...
12- Hatanla ilgili olarak üzdüğün, kırdığın kişilerden özür dile,
helalleş.
13- Önemli olanın hata yapmak değil; hatanın sonunda elde ettiğin
dersin olduğunu bil.
14- Ders çıkarılmayan her hata ömür boyu sana yüktür. Ders
çıkarılan her hata ise seni geliştirir, güçlü kılar.
15- Ve son söz;
unutma, Allah, daima yeniden başlayanların yardımcıdır. Buna
inan.