Yaz dönemini geçirdik…
Hiç durgunlaşmayan sular belli ki daha da karışacak…
Tansiyonu, sıkıntısı yüksek bir sene geçireceğiz.
Geldiğimiz noktada, önceki yazılarımızda ortaya koyduğumuz
beklentilerin bir kısmı gerçekleşti.
Çipras balonu patlar demiştik… Patladı!
Almanya nihayetinde Yunanistan’ı ehlileştirmiş vaziyette.
Buna ek olarak AB Merkez Bankası parasal genişleme programının
da katkısıyla, Avrupa şu an için sorunları halının altına itmiş
görünüyor. Dolayısıyla Euro’nun Dolar’a karşı 1,15’lik düzeyde
seviyesi korunuyor. Bu açıdan 1 Dolar 1 Euro tezimizi korumakla
beraber, bunun vadesi uzamış durumda.
Asya Altyapı Yatırım Bankası’yla birlikte Çin’in küresel oyuncu
olma hamleleri ve nihayetinde beklenen Yuan devalüasyonun
gerçekleşmesi; önce Asya ve ardından ABD piyasalarında etkisini
göstermeye başladı. %8’lere varan borsa düşüşleri önümüzdeki
günlerde küresel bazda aşağı yönlü oluşması muhtemel trendin ilk
işareti…
Türkiye ise iki aydır yaşadığı siyasi belirsizliği bir iki ay
daha yaşayacak.
Çözüm süreci konuşurken, terörün bu denli artması politik risk
üzerinde büyük baskı yaratacaktır.
Suriye ve Irak meseleleri ise Türkiye’nin önümüzdeki dönemde dış
politikada belirleyici gündem maddeleri olacak…
‘3’ düzeyini göre Dolar ise ekonomideki aşırı ısınmanın zeminini
hazırladı bile…
Kimileri şiddetle krize hazırlıklı olun, ‘kasımda kriz başkadır’
derken, kimileri de artık ekonominin yapısal taşlarının ani
değişimler karşısında kayma göstermeyeceğini düşünüyor.
Krizin gelip gelmeyeceği tartışması bir yana bırakılırsa, kısa
vadede en ciddi risk FED…
Her ne kadar FED’in faiz artımının piyasada satın alındığı
yaklaşımı sıkça belirtiliyorsa da, yaşanan konjonktür bunun böyle
olmadığını göstermeye başladı…
Küresel çerçevede özellikle gelişen piyasalar bıçak üzerinde! Ve
görünen o ki FED’in faiz artımı hamlesiyle birlikte gelişen
ülkelerin para birimleri çok ciddi değer kayıpları
yaşayacaklar.
Ne var ki, Yuan devalüasyonu FED’in Eylül de bir kez daha pas
geçmesine sebebiyet verecektir.
Çünkü mevcut durumda böyle bir hamle, küresel finans ve ticaret
dengelerini yerle bir eder.
İşte bu nedenle görünün o ki FED Eylül ayında da faiz
artırmayacak…
Peki ya Ekim ve Kasım?
İşte o aylara Türkiye son derece istikrarlı ve güçlü girmek
durumunda…