1- Eurofighter Typhoon projesi nasıl başladı? Typhoon (resmi adı ile Eurofighter Typhoon), 1983 yılında Avrupa Ortak Savaş Uçağı (Future European Fighter Aircraft) programı temelinde; Birleşik Krallık, Almanya, İtalya, İspanya ve Fransa'nın katılımıyla "Avrupa Savaş Uçağı" projesi olarak başladı. Fransa, 1985'te uçağın tasarım ve ağırlık konusunda yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle projeden ayrılarak kendi uçağı Rafale'ı geliştirmeye başladı. İngiltere, Batı Almanya ve İtalya ise projeye devam etti ve 1986'da Eurofighter Jagdflugzeug GmbH şirketini kurdu. 1992'de İspanya da bu şirkete ortak oldu. 1986'da kurulan Eurojet Turbo GmbH konsorsiyumu ise (Rolls-Royce, MTU Aero Engines, Avio ve ITP Aero) uçağın EJ200 motorunu geliştirmeye başladı. Proje ortakları arasında ilk anlaşma 1988'de imzalandı. 1994'te ilk prototip uçuşu gerçekleşti. 2003'te seri üretime geçildi. Typhoon; yüksek manevra kabiliyetine sahip, çok rollü, delta kanatlı, 4.5 nesil bir savaş uçağıdır. Çift motorlu, çift kurbunçlu (dikey stabilize) ve kanartlı (uçağın burnuna yakın küçük kanatçıklar) bir tasarıma sahiptir. Tasarımı itibarıyla çevikliği ön planda olan bir avcı uçağıdır. Diğer 4.5 nesil uçaklar gibi (Saab Gripen, Rafale) o da "süperseyir" (supercruise) kabiliyetine sahiptir. Yani "art yakıcı" (afterburner) kullanmadan ses hızının üzerinde uçabilir.2- Hangi ülkelerde aktif olarak kullanılıyor? Typhoon; Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya, Suudi Arabistan, Avusturya, Umman, Kuveyt ve Katar tarafından kullanılıyor. Türkiye'nin de alması durumunda kullanıcı ülke sayısı 10'a çıkacak. Bugüne kadar 680 adet sipariş edilen uçağın 589'u teslim edildi. Almanya 143 (38 adet Tranche 4 siparişi dahil), İngiltere 160, İtalya 96, İspanya 87, Suudi Arabistan 72, Avusturya 15, Umman 12, Kuveyt 28 (teslimatlar sürüyor) ve Katar 24 (teslimatlar sürüyor). Almanya 2020'de Tranche 1'lerin yerine 38 adet Tranche 4 (Quadriga) siparişi verdi. İspanya da 2022'de 20 adet Tranche 4 (Halcon Projesi) siparişi verdi. Bu uçakların 2026'dan itibaren teslim edilmesi planlanıyor.3- Türkiye'nin alacağı uçakların versiyonu ne olacak? Tranche 1'ler 1998-2000 arasında üretilen ilk versiyonlardır. "Tranche" kelimesi "dilim" veya "parti" anlamına gelir. Eurofighter'ın geliştirme ve üretim süreci bu şekilde partilere bölünmüştür. Tranche 1'ler ağırlıklı olarak hava-hava görevleri için tasarlanmıştır. Kara hedeflerine karşı sınırlı kabiliyetleri vardır. Tranche 2'ler (2008-2011) hava-kara kabiliyetleri geliştirilmiş, yeni görev bilgisayarı ve daha iyi aviyoniklerle donatılmıştır. Tranche 3'ler (2013-2019) ise daha gelişmiş hava-kara kabiliyetleri, yeni radar, elektronik harp sistemleri ve Meteor füzesi entegrasyonu gibi özelliklere sahiptir. Tranche 4 ise en modern ve en gelişmiş versiyondur.4- Tranche 4 (T4) versiyonu neden önemli? *Typhoon av-bombardıman uçağının en son versiyonu olan Tranche 4 (T4), şu anda üretimde olan en modern versiyondur. İspanya'nın "Halcon I" projesi ve Almanya'nın "Quadriga" projesi kapsamında sırasıyla 20 ve 38 adet Tranche 4 uçağı sipariş edilmiştir. Bu uçaklar, en yeni nesil E-Scan (Elektronik Taramalı) radarı olan Captor-E AESA (Aktif Elektronik Taramalı Dizi) Mk1 ile donatılacaktır. Tranche 2 ve 3 uçakları da bu radarı alabilmektedir. Ancak Tranche 1 uçaklarının bu radarı alması mümkün değildir. Almanya, İtalya ve İspanya, Tranche 1 uçaklarını envanterden çıkarma kararı almıştır. İngiltere ise Tranche 1 uçaklarını 2025'te emekli edecektir. Tranche 4'ün en önemli özelliği, gelişmiş aviyonikler, daha iyi performans ve daha geniş bir silah yelpazesi sunmasıdır. Tranche 4; E-Scan AESA radarı, gelişmiş görev bilgisayarı, yeni nesil savunma sistemleri (DASS) ve daha iyi insan-makine arayüzü gibi özelliklere sahiptir. Ayrıca, yeni silah sistemlerinin (örneğin, Spear 3 seyir füzesi) entegrasyonu için de daha esnek bir platform sunmaktadır.5- Typhoon'un avantajları ve dezavantajları nelerdir? Typhoon'un en önemli avantajı, yüksek irtifa ve yüksek hızda üstün manevra kabiliyetine sahip bir avcı uçağı olmasıdır. Özellikle "Dogfight" (it dalaşı) konusunda çok başarılıdır. Çift motorlu olması, motor arızası durumunda uçağın üsse dönebilmesi için bir avantajdır. Ancak bu durum, F-35 gibi tek motorlu uçaklara göre daha fazla yakıt tüketimi ve daha yüksek bakım maliyeti anlamına da gelir. F-35'e göre en önemli dezavantajı ise "düşük görünürlük" (stealth) özelliğinin olmamasıdır. F-35, 5. nesil bir uçaktır ve radara yakalanmama özelliği ile öne çıkar. Typhoon ise 4.5 nesil bir uçaktır ve radarlara karşı F-35 kadar görünmez değildir. Ancak gelişmiş elektronik harp sistemleri ve AESA radarı sayesinde bu dezavantajı bir ölçüde kapatabilmektedir. F-16'lara göre ise çok daha gelişmiş bir radara ve aviyoniklere sahiptir. Özellikle Meteor füzesi ile birleştiğinde, F-16'ların AMRAAM füzelerine göre çok daha uzun menzilli bir hava-hava kabiliyeti sunar. F-16'lar 100-120 km menzilli AMRAAM kullanırken, Meteor füzesi 200 km'nin üzerinde bir menzile sahiptir. Bu da Ege'de Yunanistan'ın Rafale uçaklarına karşı bir denge unsurudur.6- Yunanistan'ın Rafale ve F-35 hamlesine karşı bir denge sağlar mı? Kesinlikle evet. Yunanistan, Fransa'dan 24 adet Rafale savaş uçağı (12'si kullanılmış, 12'si yeni) ve ABD'den 24 adet F-35 savaş uçağı (40 adede kadar opsiyonlu) alarak hava kuvvetlerini modernize ediyor. Özellikle Rafale uçakları, Meteor (100 km+) ve MICA (60 km+) hava-hava füzeleri ile Ege'de Türkiye'ye karşı bir üstünlük sağlama çabasında. Türkiye'nin F-16'ları ise en fazla 100 km menzilli AIM-120C-7 füzesi kullanabiliyor. Bu da Yunan Rafale'lerine karşı bir dezavantaj yaratıyor. Eurofighter Typhoon'un Tranche 4 versiyonu, AESA radarı ve 200 km+ menzilli Meteor füzesi ile bu dengeyi Türkiye lehine çevirebilir. Hatta F-35'in "stealth" özelliğine karşı AESA radarı ve Meteor füzesi ile bir avantaj bile sağlayabilir. F-35'lerin en büyük dezavantajı, hava-hava görevlerinde sadece 4 adet (dâhili) füze taşıyabilmesidir. Typhoon ise 10 adede kadar hava-hava füzesi taşıyabilir. Bu da onu "füze kamyonu" yapar. 7- Görüş ötesi (BVR) kabiliyeti nedir? BVR (Beyond Visual Range - Görüş Ötesi Menzil), savaş uçaklarının birbirlerini görmeden, sadece radar ve diğer sensörler aracılığıyla tespit ederek füze ateşleyebilmesi anlamına gelir. Modern hava muharebelerinin çoğu bu şekilde gerçekleşir. BVR'da üstünlük sağlamak için uçağın radarı (AESA), füzeleri (Meteor gibi uzun menzilli) ve elektronik harp sistemleri (düşman radarını yanıltma) çok önemlidir. Typhoon, bu konuda F-16'lardan çok ileridedir. 8- AESA radar nedir? F-16'lardaki radarlardan farkı nedir? AESA (Aktif Elektronik Taramalı Dizi) radar, geleneksel mekanik taramalı radarlardan (F-16'lardaki APG-68 gibi) farklı olarak, binlerce küçük ve bağımsız gönderme/alma (T/R) modülünden oluşur. Bu sayede radarı fiziksel olarak hareket ettirmeden, elektronik olarak farklı yönlere ve farklı frekanslara tarama yapabilir. AESA radarlar, daha hızlı tarama, daha uzun menzil, daha yüksek çözünürlük, aynı anda birden fazla hedefi takip etme, elektronik harbe karşı daha dayanıklı olma ve hatta elektronik harp yapabilme (düşman radarlarını karıştırma) gibi özelliklere sahiptir. F-16'lar için geliştirilen APG-83 SABR radarı da bir AESA radardır, ancak Typhoon'un Captor-E radarı daha gelişmiş ve daha güçlü bir AESA radardır. AESA radarlar, F-35, Rafale, Gripen gibi modern uçakların standart donanımıdır. Türkiye'nin F-16'ları için istediği F-16 Blok 70'lerde de APG-83 AESA radarı bulunmaktadır. 9- KAAN varken neden Eurofighter? Milli muharip uçak KAAN'ın 2028'de envantere girmesi hedefleniyor. Ancak bir savaş uçağının tam operasyonel kabiliyete ulaşması (FOC) ve anlamlı sayılarda üretilip pilot ve yer ekibinin eğitilmesi zaman alan bir süreçtir. KAAN projesi başarıyla ilerlese bile, 2030'lu yılların başına kadar Hava Kuvvetleri'nin F-16'ların yerini alacak modern bir uçağa ihtiyacı olacaktır. Bu süreçte F-16'ların bir kısmı (özellikle eski Blok 30'lar) emekliye ayrılmaya başlayacak. Eurofighter, bu "ara dönemde" KAAN gelene kadar Hava Kuvvetleri'nin yükünü hafifletecek, F-16'ların modernizasyonu için zaman kazandıracak ve Ege'de bozulan dengeyi düzeltecektir. KAAN'ın 2030'lu yılların ortasında tam kapasiteye ulaşması bekleniyor.10- Eurofighter'ın operasyon ve bakım maliyetleri nasıl? Typhoon'un operasyon ve bakım maliyetleri, F-16'ya göre daha yüksektir. Çift motorlu olması, daha karmaşık aviyoniklere sahip olması ve Avrupa üretimi olması bu maliyetleri artırır. F-35'in de operasyon maliyetleri çok yüksektir. Ancak Typhoon'un yedek parça ve bakım altyapısı Avrupa'da yaygındır. Türkiye'nin TUSAŞ gibi güçlü bir havacılık endüstrisi vardır. Olası bir alımda, Türkiye'nin bu uçakların bakım, onarım ve hatta bazı parçalarının üretimi konusunda da rol alması mümkündür. Özellikle İngiltere, bu konuda Türkiye'ye işbirliği teklif etmeye hazırdır. 11- KAAN projesi için Eurofighter'ın teknolojik bir katkısı olur mu? Evet, olur. Typhoon konsorsiyumu (İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya) ve KAAN projesi (Türkiye, İngiltere-BAE Systems) arasında zaten bir teknoloji ve işbirliği potansiyeli var. Typhoon'un motoru olan EJ200'ü üreten Eurojet konsorsiyumunun (özellikle Rolls-Royce) KAAN'ın motoru için de çalışmalar yaptığı biliniyor. Typhoon'un AESA radarı, aviyonikleri, sensör füzyonu ve diğer teknolojileri, KAAN'ın geliştirme sürecinde Türk mühendislerine önemli bir tecrübe ve bilgi birikimi kazandırabilir. 12- F-16'larımızı modernize etmek yerine neden Eurofighter alıyoruz? F-16 modernizasyonu (F-16 Blok 70) ve Eurofighter alımı birbirinin alternatifi değil, tamamlayıcısıdır. Türkiye'nin 40 adet yeni F-16 Blok 70 ve 79 adet F-16'nın modernizasyon talebi hala masadadır. Ancak bu modernizasyon gerçekleşse bile, F-16'lar 4. nesil uçaklardır. Eurofighter ise 4.5 nesil bir uçaktır. F-16'ların (Blok 70 bile olsa) Rafale ve F-35'lere karşı bazı dezavantajları vardır. Eurofighter, bu açığı kapatmak için bir ara çözümdür. Ayrıca ABD Kongresi'nin F-16 modernizasyonunu onaylamaması durumunda, Eurofighter tek modern seçenek olarak kalmaktadır. Bu, Türkiye'nin F-16'lara bağımlılığını azaltmak ve hava kuvvetlerini çeşitlendirmek için de önemlidir. Ayrıca F-16'ların gövde ömürleri de dolmaktadır. Yeni uçaklara ihtiyaç kaçınılmazdır. 13- Eurofighter'ın F-35'e göre avantajı nedir? F-35, 5. nesil bir "stealth" (düşük görünürlüklü) uçaktır ve en büyük avantajı budur. Ancak bu "stealth" özelliği, uçağın tasarımında bazı kısıtlamalara yol açmıştır (örneğin, dâhili silah istasyonlarında sadece 4 füze taşıyabilmesi). Eurofighter ise 4.5 nesil bir uçaktır ve "stealth" değildir. Ancak AESA radarı, gelişmiş elektronik harp sistemleri ve Meteor füzesi ile F-35'e karşı (özellikle BVR'da) bir şansı vardır. F-35'in "stealth" özelliği, X-Band radarlara karşı etkilidir, ancak düşük frekanslı (L-Band, S-Band) radarlara karşı o kadar etkili değildir. Typhoon'un AESA radarı, F-35'i belirli mesafelerden tespit edebilir. Ayrıca Typhoon, F-35'e göre daha yüksek hıza (Mach 2.0+ vs Mach 1.6), daha yüksek irtifaya (65,000 ft vs 50,000 ft) ve daha iyi manevra kabiliyetine (it dalaşı) sahiptir. F-35'in en büyük avantajı, sensör füzyonu (farklı sensörlerden gelen verileri birleştirip pilota sunma) ve ağ merkezli harp kabiliyetidir. Ancak Typhoon'un Tranche 4 versiyonu da bu konularda F-35'e yaklaşmaktadır. 14- ABD, F-16 modernizasyonuna onay verirse Eurofighter alımı iptal olur mu? İkisi birbirine alternatif değil, tamamlayıcıdır. Türkiye'nin F-16 Blok 70 ve 79 modernizasyon kiti alsa bile (toplamda yaklaşık 120 uçak), geriye kalan F-16'ların (yaklaşık 100-110 uçak) ve F-4E 2020'lerin (yaklaşık 30-40 uçak) yerini alacak yeni uçaklara ihtiyacı devam edecektir. Bu paket (40 yeni F-16, 79 modernizasyon) 12-15 milyar dolarlık bir maliyete sahiptir. 40 adet Eurofighter Tranche 4'ün maliyetinin ise yaklaşık 8-10 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir. Yani Türkiye'nin her ikisine de ihtiyacı olabilir. Ancak ABD Kongresi'nin F-16'lara onay vermesi, Eurofighter alımını yavaşlatabilir veya erteleyebilir.15- Almanya'nın tavrı değişir mi? Eurofighter alımındaki en büyük engel Almanya. Konsorsiyum üyesi (İngiltere, İtalya, İspanya) ülkelerin satış için onayı gerekiyor. İngiltere ve İspanya'nın onayı var, İtalya'nın da olumlu baktığı biliniyor. Ancak Almanya, Türkiye'nin Suriye operasyonları ve Doğu Akdeniz'deki faaliyetleri nedeniyle (özellikle Yeşiller Partisi'nin baskısıyla) bu satışa karşı çıkıyor. Scholz hükümeti, Suudi Arabistan'a olan ambargoyu bile (İngiltere'nin baskısıyla) yeni kaldırdı. Türkiye'ye yönelik tavrın değişmesi için diplomatik ve siyasi baskı gerekiyor. Özellikle İngiltere'nin bu konuda Almanya'yı ikna etmesi bekleniyor. Almanya'nın onayı olmadan Eurofighter alımı mümkün değil.Türkiye'nin F-35 projesinden çıkartılması, F-16 modernizasyonunun gecikmesi ve Yunanistan'ın Rafale/F-35 hamlesi, Türkiye'yi Eurofighter'a yönlendirdi. Almanya'nın vetosunun kalkması durumunda, 40 adet Tranche 4 uçağın alınması, Türkiye'nin elini Ege'de ve Doğu Akdeniz'de güçlendirecektir. Bu uçaklar, KAAN envantere girene kadar geçecek 10-15 yıllık kritik süreçte 'stop-gap' (ara çözüm) olarak görev yapacaktır. Ayrıca bu alım, Türkiye'nin Avrupa ile savunma sanayii işbirliğini de geliştirebilir. İngiltere'nin 'Global Combat Air Programme' (GCAP) projesi (İtalya ve Japonya ile birlikte) ve Fransa-Almanya-İspanya'nın 'Future Combat Air System' (FCAS) projesi (6. nesil uçak projeleri) de devam etmektedir. Türkiye'nin bu projelerde de yer alması için Eurofighter bir kapı aralayabilir.