Erol Bulut'un kovulmasını bakın kim engellemiş? İşte Fenerbahçe'deki çöküşün nedeni
Abone olMilliyet Gazetesi Spor Müdürü Tayfun Bayındır, Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu kriz ortamını köşesine taşırken bomba iddialarda bulundu.
Milliyet Gazetesi Spor Müdürü Tayfun
Bayındır, Fenerbahçe'de yaşanan çöküş sürecini, Erol
Bulut'la yaşanan problem ve diyalogları, tüm bu sürecin arkasındaki
şirketi ve Caner Erkin gerçeklerini bugün yazdığı köşe
yazısında kaleme aldı. İşte Bayındır'ın 'Golü girip ben mi atayım!'
başlıklı olay yaratacak o yazısı;
Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali?’... Neredeyse 10 yıldır tüm futbolseverlerin diline pelesenk olmuştur bu soru. Bırakın Fenerbahçelileri, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı, Trabzonsporlusu bile dile getirir bu soruyu... Aziz Yıldırım varken de soruyorlardı, büyük umutlarla ve büyük bir oy farkıyla gelen ama görev yaptığı süre göz önüne alınırsa tarihin en başarısız yönetimi olan Ali Koç döneminde de soruyorlar.
Artık üçüncü ya da dördüncü olmak ana hedef
Dünyanın parasını da harcasanız, en iyileri de getirseniz bir eksik
var olmuyor işte. Şampiyonluğa ulaşmak, kupa kazanmak, Avrupa’ya
gitmek eskiden Fenerbahçe için normal ve ulaşılabilir hedeflerdi.
Şimdi bırakın ulaşmak, yakınından bile geçemiyorlar. Artık üçüncü
ya da dördüncü olmak ana hedef. Bir başka diğer hedef ise günü
kurtarmak. Ne yazık ki bu büyük kulüp başta hocası olmak üzere, şu
sıralar ısrarla bunu yapıyor.
Fenerbahçeli eski yöneticiden aldığım
bilgiler
Şimdi aktaracaklarım Fenerbahçe Teknik ekibine yakın, yönetime
yakın, camiaya yakın, başkanla, Erol hocayla, Emre Belözoğlu ile ve
tabii ki Aziz Yıldırım cephesiyle sıklıkla görüşüp, fikir
alışverişinde bulunan birkaç önemli Fenerbahçeli eski yöneticiden
aldığım bilgiler. Ayrı yerde ayrı zamanda yaptığım sohbetlerden
gelen bilgiler çok net biçimde örtüşüyor.
Hoca değişikliğini Rogon engellemiş
Bir kere şurası çok açık. Erol Bulut ile dikiş tutmadı.
Bunu birilerinin söylemesine zaten gerek yok. Durum ayan beyan
ortada. Ne var ki ilginç durum şu; dikişin tutmadığını işin içinde
olanlar sekizinci haftada Konya yenilgisinden sonra çok net görmüş,
kendi aralarında konuşmuş, hatta bir hoca değişikliğini bile masaya
yatırmışken devreye giren ‘Rogon’ aklı bunu engellemiş.
Rogon öneriyor Ali Koç alıyor
Rogon aklı şu; meşhur Comolli fiyaskosundan sonra ortaya çıkan
Rogon firması Fenerbahçe’nin çok sayıda transferlerinin arkasında
var. Kulübün futbol bölümünde üst akıl gibi. Rogon öneriyor, Ali
Koç alıyor. Erol Bulut’un gelişi de böyle. Ayrıca teknik adamın
özellikle forvet taleplerinin reddedilişinin altında da Rogon ile
olan ilişki yatıyor.
Erol da Rogon aklıyla geliyor
Rogon, sezon öncesi Fenerbahçe’ye içlerinde Erol Bulut’un da olduğu
üç hocayla ilgili araştırmanın sonuçlarını iletiyor. Şirket kendi
elemanlarına Erol Bulut’u bir güzel incelettiriyor. Oyun sistemine
ve oynattığı futbola, elbette aldığı sonuçları da dahil ederek onay
verip, öneriyor. Bildiğiniz bir Erol Bulut ile ilgili scout
çalışmasının sonucu bu. Ali Koç da bu rapor üzerine yönetimdeki
arkadaşlarıyla birlikte Bulut’u onaylıyor.
Tüm defolar o maçta net olarak görülüyor
Sonrası biraz karışık. Çünkü söylenilen raporda Erol Bulut’un
futbolcularla olan ilişkisi ve otoritesiyle ilgili çok fazla detay
olmadığı iddiası var. Konyaspor yenilgisi aslında sıradan bir
yenilgi değil, tüm defolar o maçta net olarak görülüyor, ama
liderlik sarhoşluğu bu mağlubiyeti yol kazası statüsüne sokuyor. Bu
mağlubiyetin sonrasında ise Erol Bulut’un işine net bir şekilde
karışılmaya başlanıyor. Ne yazık ki o da buna izin veriyor.
Emre'nin transferi
Emre Belözoğlu’nun transferinde rol aldığı Lemos gibi, Tisserand
gibi, Samatta gibi oyuncuların forma giymesinde ısrarcı olunuyor,
hoca bu ısrarların karşısında direnç gösteremiyor ve ortaya sürekli
karışık bir 11 çıkıyor. Sezon başından bu yana neredeyse her maça
ayrı bir 11 ile oynanmasının ana nedeni bu. Rogon’un oyuncuları,
Belözoğlu’nun transferleri, hocanın aldıkları melez bir takım
yaratıyor.
Bence Gençlerbirliği’nin attığı ikinci gol
ofsayt
Bu durum tespitini şunun için yaptım. Önceki günkü Gençlerbirliği
yenilgisinin ardından Erol hocanın yakın çevresi ile yaptığı
konuşmalar var. Bu konuşmaların geniş bir kısmını size aktaracağım.
Durum tespitinden yola çıkarsak ne dediğim daha iyi anlaşılacaktır.
Bence Gençlerbirliği’nin attığı ikinci gol ofsayt. Ve yine bana
göre Serdar Aziz’e yapılan hareket de penaltı. Bu konuda VAR’a ve
hakemlere Fenerbahçe Başkanı ve yöneticilerinin yaptığı eleştiri,
talep ettikleri soruşturmalara söyleyecek tek bir sözüm olamaz,
desteklerim. Bence hepsinde haklılar. Ama işin bir de muazzam bir
kadroya sahip olmasına rağmen, son derece kötü oynayan bir takım
gerçeği var. Forvet bölgesini çöp saysanız bile sadece orta
sahadaki sekiz isim, bireysel performanslarıyla bu takımı, elbette
iyi bir hocayla yarışın en üst noktasına taşırlardı.
Pelkas’ın yerine o golü girip ben mi atayım
Erol hoca, Gençlerbirliği maçıyla ilgili olarak demiş ki ‘700’e
yakın pas yaptık. 11 tane gol kaçırdık. Pelkas’ın yerine o golü
girip ben mi atayım. Gençlerbirliği’ne yenildik ama Galatasaray da
Ankaragücü’ne kaybetti. Rakibin attığı gol ofsayt. Çıkar hafta sonu
Beşiktaş’ı yeneriz, tekrar şampiyonluk yarışına katılırız.
Gömlek büyük geldi
Hocanın görüşlerini paylaştığı insanların hemen hemen hepsi ‘Biz
başka maç mı seyrettik’ diyor. Gerçekten bu soruya verilecek yanıt
yok. Gömlek büyük geldi Erol hocaya, bir hayli büyük. Bir kere
sıfır otorite... Oyuncu, teknik kadro, sportif direktör ve yönetim
ilişkileri sıfır seviyesinde. Çok merak ediyorum kendisinin
çıkardığı kaç tane kadro var. Ama Erol hocaya bu kadar yüklenmemek
lazım diye düşünüyorum.
Ali Koç'un tavrı etkili
Ali Koç’un da sergilediği kararsız tavrı nedeniyle takımı olumsuz
etkilediği çok net. Hatta taraftarı da etkiliyor. Yeni sezon da var
mı, yok mu? Yani yeniden aday mı? Kimse bilmiyor, belki kendisi de
bilmiyor. Bu kararsızlık bir hafta sonrasını bile öngöremeyen
oyuncuyu da teknik kadroyu da çok ciddi olumsuz etkiliyor. Ya varım
diyeceksiniz, ya da buraya kadar... Kararsızlık, yanlış karardan
bile daha kötüdür.
Caner haklı çıktı
Bu arada bir hakkı da teslim edelim... Caner Erkin haklı
çıktı. Onun ceza alma nedeni, hocaya el kol yapması, reaksiyon
göstermesinden değil, doğruyu söylemesinden. Arkadaşlarına ‘Böyle
kötü oynamaya devam edersek şampiyon olamayız’ demiş. Yılların
tecrübesine sahip, şampiyonluklar yaşamış Caner bunu görmeyecek de
Erol Bulut mu görecek. Doğruyu söylemiş, bundan faydalanmak varken,
ceza veriyorsunuz. İlginç bir otorite anlayışı.
Roberto Carlos haberi gibi ortaya çıkar o
gerçekler
Aslında yazılacak o kadar çok şey var ki, ama doğruyu yalanlamak
gibi çok kötü alışkanlığa sahip futbol ailesinde kolay değil
bunları yazmak. Günün birinde tıpkı yalanlanan Roberto Carlos
haberi gibi ortaya çıkar o gerçekler. Neyse, klasik olacak ama ben
de sorayım o zaman, ‘Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali’...