Erdoğan'dan cemaate onları bulun çağrısı
Abone olBaşbakan Erdoğan, dershane konusunda gerilim yaşadığı cemaate hem sitem etti, hem de çağrıda bulundu.
Oslo görüşmelerinin basına sızdırılması ve MİT Müsteşarı
Hakan Fidan'ın sorguya alınma girişimine değinen Başbakan Erdoğan,
cemaatten fitne odaklarının bulunmasını istedi.
ATV ve A Haber ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Erdoğan, kendilerinin gönül diliyle konuştuğunu belirterek "Onlar hangi dille konuşuyorlar bilemem" dedi.
Dershaneler konusunda kara kampanya yürütmetle suçladığı cemaate
olan kırgınlığını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam
etti:
"Bir siyasi parti olarak biz, bu noktada kendimize düşman ilan
etmek gibi bir yanlışın içerisine düşmeyiz. Kaldı ki, bugüne kadar
beraber yürüdüğümüz, beraber birçok sorunu hallettiğimiz
kardeşlerimizle böyle bir ayrılığın içerisine de düşmeyiz.
OSLO SÜRECİ, MÜSTEŞARIMA YAPILANLAR
Yalnız, burada fitne odakları var. Bu odaklara fırsat vermememiz
gerekir. İşin aslı burada. Oslo süreciydi, müsteşarımla ilgili
yapılanlardı... Kimler bu tür fitnelere fırsat verdiyse veya bu
olayların içerisinde olduysa onlar zaten bunun bedelini öderler.
Ama bu dünyada, ama ebedi alemde. Bize düşen sadece kucaklamaktır,
birleştirmektir, bütünleştirmektir.
ÇÜNKÜ BİZ BİRBİRİMİZE ÇOK LAZIMIZ
Ama bir de, sorumluluk makamında olanların özellikle bu
fitne, nifak çıkarmak isteyenlere fırsat vermemesi lazım. Çünkü biz
birbirimize çok lazımız. Biz siyasi partiyiz. O fitne odaklarını
onların bulması lazım. Nerede, nasıl?
ORTADA BÖYLE BİR ŞEY YOKTU
Eğer benim cephemdeyse benim bulup çıkarmam lazım.
Farklı yerlerdeyse, o farklı yerlerde olanlar bulup çıkarmalı. Ne
oluyor ya? Nereden çıktı bu? Nereden geldi bu? Ortada böyle birşey
yoktu.
BİZ GÖNÜL DİLİYLE KONUŞUYORUZ
Bir defa, "niyet hayır, akıbet hayır" diye bir kelam-ı kibar
vardır. Bizim niyetimiz hayırlı. Biz asla böyle bir kavganın
içerisinde olmadık, olmayız. Onlar hangi dille konuşuyorlar
bilemem. Ama şu andaki dil malesef gönül dili değil. Ama biz gönül
diliyle konuşuyoruz. Ve gönül diliyle konuşmaya da devam edeceğiz.
Bekleriz ki karşı taraf -diyeceğim artık, başka türlü konuşamam-
onlar da gönül diliyle konuşmalı ve onlar da zaten bütün bu dersane
denilen bu kitlenin tamamını temsil etmiyorlar."