Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Sürekli
gülen birisini tanıdığınızda aklınızdan iki şey
geçer...
* O kişi sınırsız aptaldır...
* O kişinin saklayacak kusurları, suçları
vardır...
Ne demek mi istiyorum?..
Tabii anlatacağım...
Ama önce neden böyle bir giriş yaptığımı belirteyim...
Sıradan ve herkesten kuşku duyan insanlar
"Kim" sorusunu çok severler...
Tarih kitaplarını bile "Neler oldu? Niçin oldu?"
sorularının cevaplarını aramak için değil; "Kim yaptı?
Kiminle yaptı?"suallerine cevap aramak için
okurlar...
Padişah analarının kimler oldukları; o padişahın dünya tarihine
yaptığı katkının temel gerekçelerinden daha önemlidir bu tipler
için…
Farkında mısınız bilmiyorum…
Benim işim olduğu için çok iyi biliyorum:
Mustafa Sarıgül "Neden? Niçin?" sorularının
cevaplarını asla merak etmez...
O, her işin ve her olayın arkasında "kim" olduğunu
araştırır...
Çünkü...
Sürekli "dingilder"...
Sarıgül işini yaparken de "Neden?
Niçin" sorularına cevap aramaz...
Çünkü...
Alacağı kararı "Kim?" sorusuna
vereceği cevap etkiler...
Şişli Belediyesiyle bir işiniz
(sorununuz/talebiniz) varsa ne olduğu, niçin olduğu, neden oluştuğu
ilgilendirmez Sarıgül'ü...
Zira...
“Problemin kime ait olduğu”, çözülüp
çözülmemesinden daha mühimdir Sarıgül için...
Öyle ya...
Sorunu olan kişi veya kurum ülkenin devasa
holdinglerinden veya özel bankalarından
biri olabileceği gibi, sıradan bir Şişlili mukim
de olabilir...
Sıradan ve mütevazı Şişlili bir mukimin sorununun
çözümlenmesi Sarıgül'e ne duadan başka ne
kazandırır?..
Hiç!..
Sarıgül'ün duaya ihtiyacı yok ki...
Bu dünyada "dua” karın da doyurmuyor
zaten(!)...
Yaşı ilerleyip de ölüm yaklaştığında da hacca falan gider,
bir camii yaptırır tamam...
Cennetin bileti(!) cepte...
Yani...
Sarıgül hem bu dünyada yaşıyor cenneti...
Hem de...
Herkesten kuşkusu var da; sonsuz alemde cennete
gideceğinden kuşkusu yok...
Sinirlenme Başkan!.. Mustafa Sarıgül CNN Türk'te yayınlanan ve belediye başkanlarının konuk edildiği “Çıkış Yolu” programında soruları cevapladı... Ama... "Kolay" soruları... Cevap verdiğinde gelecekte başına iş açmayacak soruları... Kendisini "sevimli" gösterecek soruları... Ne zaman ki muhabir Sami Altınkaya "Belediyenin kaç trilyon borcu var" diye sual etti… Erken gelmiş Irene kasırgası patladı ekranın orta yerinde... Sarıgül sinirlendi... Her saniye gülen yüzü (gözleri değil çünkü Sarıgül gözleriyle gülemez; göz kaslarını "gülüyormuş" konumuna getirir sadece) birden asıldı... Ve sorunun cevabını vermek yerine hemen tanıdık, bildik stratejik silâhına sarıldı: "Bu soruyu size kim sordurdu çok merak ediyorum?..” Girişi okudunuz mu?.. Teşekkür ederim... O halde analizime geçebilirim... |
Nerede kalmıştık?..
"Bu soruyu
size kim sordurdu çok merak ediyorum?..” karşı
sorusunda...
Çünkü...
Sorulan soruya cevap verirse, borçlarının nasıl ve nereden
kaynaklandığını da anlatacak?..
Belediye başkanlığı sırasında geçirdiği “Vergi Af”
ve “Vergi yeniden Yapılandırılmaları”na ilişkin
yasalardan nasıl faydalandığını açıklamak zorunda kalacak?..
O halde en kolayı eğilip yumruğu savuşturmak ve karşı atağa geçip
(genel başkanlık için yarıştığı Kurultayı ve savurduğu yumrukları
hatırlayın) üst üste yumruklar indirmek…
Bakın devamı nasıl geliyor:
Aabileri, ablaları!.. Muhabir "Belediyenin kaç trilyon borcu var?" diye soruyor; Başkan “Belediye olarak SSK ve Maliye'ye olan borçlarımızı, bizden önceki başkanlardan bize intikal eden borçları ödedik” diye cevap veriyor… Efendim… Zaten kamu veya özel hangi kurumu yönetirseniz yönetin, tabii ki sizden önce devreden borçları ödeyeceksiniz… “Aabilerim, ablalarım; bu borçları valla ben yapmadım; benden önceki aabilerim ablalarım yapmış muhterem yetkililer” diyecek halin yok ya… Öyle olsa bütün şirketler borç takıp, yönetim değiştirirler… |
“Bana göre planlanmış bir soru”.
Bu
soruyla muhatabının midesine sağlam bir kroşe indirdi…
Devam:
“Açık konuşayım canlı yayındayız zaten. Ben delikanlı
adamım. Tenekeden teyyare değilim. Boşa da ateş etmem. Attığım
zaman 12'den vurmam lazım.”
Burasının tercümesi
şöyle:
“Ben halk adamıyım aabi… Öyle ‘osuruktan tayyare selâm
söyle o yâre’ tipi acizlerden değilim”…
Bu bölüm
tribünlere mesaj…
Devam:
“Seçim kampanyasında bazı insanlar Şişli'nin 850 trilyon
borcu olduğunu söylediler. Neler neler söylediler. Ben gururla
söylüyorum. Belediye olarak SSK ve Maliye'ye olan borçlarımızı,
bizden önceki başkanlardan bize intikal eden borçları
ödedik”…
Bu bölüm orta hakem ve masa hakemlerine selâm
sarkıtma…
İyi de Başkan!..
Muhabir Sami Altınkaya “"Belediyenin kaç trilyon borcu
var" diye sordu sana…
“Kimden borç devir aldın?” diye sual etmedi
ki?..
Hani katıra sormuşlar:
“Baban kim?”
Utanmış katır
babasının “eşek” olduğunu söylemeye..
“At, dayım olur” demiş övünerek…
Sarıgül’ün cevabı da o hesap…
Kıvırma
Başkan…
| Mustafa
Sarıgül için bir tek Allah’ın kulu
“Aptal” diyebilir mi?.. Diyemez… Peki… Sürekli güldüğü konusunda hemfikir miyiz?.. Tabii ki hemfikiriz… Peki… Başka sorum yok!.. |
Hiç ıvırmayacak, kıvırmayaca cevap vereceksin…
Şişli Belediyesinin kaç trilyon (bugünkü parayla
milyon) lira borcu var?..
Yeniden
yapılandırmayı yaptın mı?.
Yaptıysan borcunu 36 aya mı yaydın?..
36 aya yaydıysan iki ayda bir ne kadar taksit ödüyorsun?..
Yahu Başkan!..
Dürüst, becerikli, havadan, sudan kaynak yaratıp belediyeyi yöneten
bir başkan bu sorulara samimi bir gülücükle cevap verir…
“Sana bu soruyu kim sordurttu?” diye karşı soruyla
atağa geçmez…