Türkiye “teröre yataklık yapıyorlar” diyerek,
Kuzey Irak'taki Kürt yönetimini sıkıştırıyor. Askeri operasyon an
meselesi... On binlerce asker sınırda. Gideceğiz ve PKK'nın kökünü
kurutacağız; plan bu.
Bu arada, Kuzey Irak'lı yöneticiler, Barzani –
Talabani, zaman zaman kendi kamuoylarını tatmin edecek
efelenmelere yönelseler bile, şu sıralar, daha
“savunmacı” bir dil kullanıyorlar.
-Bu işi birlikte yapalım.
-Sizin içerdekilere gücünüz yetmiyor, bizimki nasıl yetsin?
-Allah bile insandan gücünün yetmeyeceğini istemiyor.
Hatta daha ötesini de diyorlar:
İşte bakın, Irak Cumhurbaşkanı Kürt lider Celal
Talabani, Milliyet'ten Hasan Cemal'e ne
demiş.
"Dışişleri Bakanı Ali Babacan'a üç dört gün önce
Bağdat'ta söyledim. Allah bile Kuran'da der ki. Kuldan yapabileceği
şeyi isteyin! Biz nasıl Kandil'e gidip beş bin PKK'lıyı yakalayıp
Türkiye'ye teslim edebileceğiz ki. Olabilecek şey var, olmayacak
şey! Türkiye bizden imkânsızı istemesin."
"Ben Türk milletinin, Türkiye'nin dostuyum, düşmanı
değil. PKK'nın bu yaptıkları, Türklere de, Kürtlere de zarar
veriyor. PKK'nın bu yaptıklarını Kürtlerin davasına da ihanet
sayıyorum."
PKK'nın Türkiye'ye ve onun seçilmiş bir hükümetine karşı
silah çekmesi, Türk halkının da, Kürt halkının da, Türkiye'nin de,
Irak'ın da çıkarlarına aykırıdır, (Talabani bunu söylerken,
yumruğunu masaya vuruyor) PKK'nın bu politikaları, DTP'ye de zarar
veriyor."
"PKK her seferinde 'Biz hazırız silah bırakmaya ama...'
diyor. Bu 'ama'yla birlikte af konusunu gündeme getiriyor. Apo'nun
hapishane durumunu gündeme getiriyor. Ancak böyle bir dönemde affı
konuşmanın söz konusu olamayacağını bilmiyor değilim."
Bunlar Irak'lı Kürt liderin sözleri.
Hadi gelin, bir de bizim DTP'nin “Demokratik Cumhuriyet
Kongresi” adı altında düzenlediği toplantıda söylenenlere
bakalım:
"Kongremiz sınır ötesine yönelik operasyonları kabul edilemez
bulur. Bu gelişmeler ışığında kongremiz Kürt halk önderi Abdullah
Öcalan'ın Kürt sorununa demokratik çözüm yaklaşımını son derece
belirleyici olduğu sonucuna varmıştır...”
“Kürt halk önderi Abdullah
Öcalan!”
İmza DTP...
DTP yasal bir parti.
Bir terör örgütünün liderini “Kürt halk önderi” diye
tanımlıyor.
Bunun yasal boyutu ayrı bir şey...
O konu hukuku ilgilendiriyor.
Ben burada “aklı selim” ve
“haya” boyutunu gündeme getirmek istiyorum.
DTP'nin bu tavrı, o partide liderlik yürütenlerin aklı selimden
ne kadar uzak olduğunu da gösteriyor, çok ciddi bir haya özrü
bulunduğunu da. Bir şeyi daha: Türkiye'nin hassasiyetlerini hiç mi
hiç anlamadıklarını... Burnunun dikine gitmenin siyaset olduğunu
zannettiklerini...
Türk Silahlı Kuvvetleri, sınır ötesi harekat için
hazırlanadursun...
DTP, sınır içi harekatı yürütüyor.
Türkiye'nin bütün sinir uçlarını harekete geçirmek için elinden
ne gelirse yapıyor.
“Kürt halkının önderi”
imiş...
Kim verdi bu önderliği kanlı terör örgütünün liderine?
DTP bile Kürt halkının ancak yüzde 25'inin oyunu alırken, Öcalan
nasıl Kürt halk önderi olabiliyormuş.
Yüzde 75'i nasıl silebildi DTP bir nefeste?
Çılgınlık...
“Haya özrü” dedim, eksiği var fazlası
yok...
Talabani'nin bile “Kürt halkına
ihanet”le suçladığı bir örgütü “terörist”
diye niteleyememek hangi özürle malül olmayı gerektirir?
Hadi gelin mukabil suçlamayı tahmin edelim:
-Talabani zaten satılmış!
Birisi satılmış, ötekisi hain!
Hangisini seçmeli?
Türkiye Kürtlerinin yüzde 75'i DTP'yi onaylamıyor.
Tanınmış Kürt siyasetçi Haşim Haşimi,
Yeni Şafak'ta Murat Aksoy'a
verdiği mülakatta, “DTP'nin Kürt halk tabanı ile özellikle
değerler planında sorunu olduğunu” söylüyor. Daha önce
Altan Tan da, DTP'nin taban sorununa dikkat çekmiş
ve özellikle din karşısındaki tavrın bunda etkili olduğunu
söylemişti.
Evet, bu net bir gerçek.
DTP, tabanı aşınan bir parti, ve çılgınlıklara yönelerek tabanı
diri tutabileceğini sanıyor. PKK'nın saldırılarında da bu var.
Bölge etnik siyaset alanından çıkıyor. Ak Parti iktidarı farklı bir
Ankara'yı bölge insanına sundu ve sonuç olarak etnik siyaset zemin
kaybetti. Şimdi “savaşçı söylemler” ve PKK
kanalıyla yürütülmek istenen savaş, işi Türk – Kürt gerilimine
sürükleyerek rant devşirmeye yöneliyor.
Ankara buna karşı hassas olmalı.
Kürt halkı da buna karşı hassas olmalı.
Çünkü böyle bir savaş geriliminden bölgedeki hiçbir halka hayır
gelmesi mümkün değil.