Devletin karakutusu konuştu!
Abone ol5 cumhurbaşkanı, 10 başbakan, 19 hükümet gördü. Mason olduğunu hiç gizlemedi. Karakutu bakın neler dedi;
Mustafa Ağaoğlu, devletin karakutusu olarak niteleniyor. Bunun
nedeni devlette hep kritik noktalarda görev yapması. Tabii bir de
görev süresi boyunca 5 Cumhurbaşkanı, 10 Başbakan ve 19 hükümet
eksitmesi...
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ve 1985 yılından beri
bir mason... 35 yaşında MGK Genel sekreterliği Birinci Hukuk
Müşaviri oldu.
12 Eylül'den sonra oluşturulan MGK yasasının mimarı. Kırmızı Kitap
olarak da bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin
hazırlanmasında birinci derece rol aldı. 28 Şubat'tan sonra
oluşturulan Başbakanlık Takip ve Koordinasyon Kurulu'nda görev
yaptı.
Şubat 2005'te emekliye ayrıldı. Yaşar Nuri Öztürk'ün başkanlığını
yaptığı Halkın Yükselişi Partisi'nden siyasete girdi.
İşte karakutunun Dink cinayetinden derin devlete kadar
anlattıkları;
Derin değil gizli devlet
Derin devlet her devlette var. Tabii ne aldığınıza
bakar! Her devletin kendini, kendi vatandaşına karşı değil ama, dış
tehdit veya dış istihbaratlara karşı koruma zorunluluğu var ve
kendi içinde bunun tedbirlerini alır. Bunu yapmazsa uluslararası
areneda yaşam hakkı kalmaz. Osmanlı'da da vardı bugün de var. Her
ülke bunu yapar.
Derin devlet hangi olayda vardı?
Maraş katliamı, kanlı 1 Mayıs, 6-7 Eylül olayları, 16 Mart
katliamı gibi olaylarda derin devletin parmağı var mıydı?
Bu soruya Ağaoğlu'nun yanıtı şöyle;
"Elbette hayır. Bu olaylara karışan kamu görevlileriniz varsa
cezalandırırsınız ama devlet onlara 'git, yap' dememiştir.
Kendileri durumdan vazife çıkarmıştır.
Bunun tek istisnası 6-7 Eylül olayları...
Olayların başlamasına sebep olan Selanik'te Atatürk'ün evine bomba
atılması, tamamen bizim Emniyet'in bünyesinden görevli bir
elemanıyla gerçekleştirdiği bir organizasyondu. Ama bu konuda daha
fazla ayrıntıya girmem.
Tetikçiyi kullan, bırak
Mustafa Ağaoğlu, devletin dış operasyonlarda kurumlarıyla alakalı
olmayan kişileri kullanmasını doğal sayıyor;
"MİT dış operasyonlarında kendi elemanları gibi, kurumla alakası
olmayan kişileri de tabii ki kullanabilir. Yetkisi dahilindedir.
Tetikçiyi kullandıktan sonra sahip de çıkmazsınız...
(...) Benim bildiğim bırakacaksınız tetikçileri. Tetikçiyle değil
gönül bağı, hiç bir bağ kurmayacaksınız. Verirsiniz parasını, işini
yapar, bırakırsınız...
Çok iyi gizlenen bir örgüt
Papaz Santoro cinayeti, Danıştay baskını ve Dink
suikastının aynı yapıdan çıktığına dair ciddi amereler var.
Türkiye'de çok iyi organize olmuş, çok profesyonel bir
organizasyon! Kendini çok iyi gizliyor ama ne olursa olsun ortaya
çıkarmak lazım.
Devlet görevlileri de yetkisini kötüye kullanarak bu organizasyona
karışmış olabilir. Devlet adına değil, mensup oldukları fikir ya da
cemiyet adına... Ama nedense konunun üzerine gidilmiyor gibi.
İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah daha ilk açıklamasında
'Kişisel saldırıdır' dedi. Yahu sen Emniyet Müdürüsün, biraz dur,
iyice bir incele bakalım.
Bu cinayeti emniyet çözemez!
Emniyet çözemez, çünkü Emniyet'te tarikat
örgütlenmeleri var. Bu işi çözmek MİT ve Jandarma istihbaratına
düşer. Asker güvenmediği için Emniyet'ten bilgi saklayabiliyor.
Emniyet nasıl 12 Eylül öncesinde Pol-Der, Pol Bir gibi sol, sağ
diye bölünmüşse, şimdi de cemaalere, tarikatlara bölündüğü izlenimi
var.//
(Kaynak: Aktüel)