Düşün ki bugün; 22 Ocak Cuma…
Ara karnelerin alındığı gün.
“Nereden çıktı şimdi bu?” demeyin; sonunu
bekleyin.
Karnelerinizi almışınız ve karnenize
bakıyorsunuz?
Ne görüyorsunuz?
5 00 (beş sıfır sıfır) görenler el
kaldırsın.
Düşünsenize; hak ettiğiniz böyle başarılı
bir karne ile neler hissedersiniz?
Kendi kendinize; neler söylersiniz ve
sevdiklerinizden neler duyarsınız? O muhteşem anı, hayal edebiliyor
musunuz?
Sevdiklerinizin sizi tebrik ettiği; anne
babanızın gözlerinden okunan sizinle onur duyduklarını gösteren o
tatlı mutluluk ve sizin içten içe söylediğiniz; “Evet, çok
fedakârlık yaptım, çok sıkıntı çektim; ama her şeye değdi!”
sözü…
Siz, bu mutluluğu hak ettiniz.
Tebrik ederim. Harika bir hedefiniz
var.
Ya bunun tem tersi olsa, neler olur?
İnsan düşünmek bile istemez.
Karnenizi birilerine göstermek şöyle
dursun; kendiniz bile bakmak istemezsiniz.
Soran herkese; “Kem küm şeyy!” diye
geçiştirirsiniz.
Hem kendiniz hem de aileniz üzülür...
Hele geçen yıl da aynı şeyleri
yaşadıysanız…
Buna bir dur demek zamanı gelmedi mi?
Sence; bu başarıları kazanan insanlar
senden daha mı zeki?
Ohh be!
Şükür ki bu bir hayaldi…
Düşünmesi bile insanı geriyor.
Eğer “Benim için bunların hiçbir önemi
yok.” diyorsanız, zaten yazının bu yerine kadar boşuna okumuşunuz
demektir ve bundan sonrasını okumanıza gerek olmadığını
söyleyebilirim.
Şimdi, başınızı iki elinizin arasına alın
ve düşünün.
Ve içtenlikle karar verin.
Seçim sizin!
İnsanlar, başarılı olmayı ya da yenilmeyi
tam da bu zamanda seçerler.
Bu, aynen
ayrılan iki yol gibidir. Hangi yoldan gideceğinize vereceğiniz
karar; hangi sonuca varacağınızı belirler. Aslında; sonuçlar
çoğunlukla baştan bellidir.
Benim tüm yazılarımda, seminerlerimde,
radyo ve televizyon programlarımda içtenlikle çabam; bu iki yoldan
olumsuza gideceklere, sonucu göstermeye çalışıp; insanları kendi
faydalarına olan yolu adımlamalarına yardımcı olmak.
Gençlerimizin çoğunluğunun, kolayca olumsuz
tarafa gittiğini görmek; beni kahrediyor. Çünkü gençlerimizi
sonucunda mutlu olacakları; “İyi ki yaptım!” diyecekleri tarafa
yönlendiren kaç tane dizi, film, program ve yazar var!
Neyse, bu ayrı bir yazı konusu. Mevzuyu,
daha fazla dağıtmadan toparlayalım.
Sevgili gençler, okulların açıldığı bu
haftada; “Ben de başaracağım; göğsümü gere gere başarılarımı
kutlamak, aileme sevinçli haberler vermek ve onları onurlandırmak
istiyorum!” diyorsanız; şimdi, okuyacaklarınıza dikkatinizi
verin.
Ve her bir kuralı uygulamak için kendi
kendinize söz verin.
1- Ön hazırlık
yap.
Ertesi gün
göreceğin derslere, hızlı bir şekilde göz at. Bu, beynini ertesi
günkü konulara hazır hale getirir ve merak duygunu tetikler.
2- Dersi derste
hallet.
Şunu aklınızın bir köşesinde tutun: Derste,
öğrenmediğin hiçbir konuyu sınavda yapman mümkün değildir.
O konuyu ya o derste öğrenirsin ya da
sınavda o sorudan puan alamazsın.
Bu nedenle; derste, bütün dikkatini
öğretmenin anlattıklarına ver.
Aynı zamanda, derste dikkatini dağıtan
arkadaşlardan uzak dur. Başkalarının senin başarını engellemesine
asla izin verme.
3- Not al.
Öğretmenin anlattıklarını not alıyorsan
başarı için en önemli kurallardan birini yerine getiriyorsun
demektir.
4- Tekrar et.
Tekrar yoksa; başarı da toktur. Çünkü o gün
öğrendiklerini tekrar etmediğinde bilgilerin % 65’i silinir. Yani
yaptığın çalışmaların çoğu boşa gider.
Tekrar ederken önemli bilgilerin altını
çizin ve bir not defterine yazın. Böylelikle, bilgileri beyninize
daha etkili kaydedersiniz.
5- Sadece 90 dakikanı ver!
Evet, yanlış okumadınız. Başlangıç olarak, sadece 90 dakikanı tekrar, soru
ve ödevler için ver. Yani sadece bir
maç süresi. Her 45 dakikada 15 dakika ara vererek dinlenin.
Nasıl, sizce de kolay görünmüyor mu?
Bu iş olur, değil mi?