DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan: Bu insanlar çıkacak mı?
Abone olDEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, 'terörsüz Türkiye' süreciyle ilgili konuştu. Kapalı kapıların arkasında pazarlığın söz konusu olmadığını belirten, Bakırhan, "Selahattin Başkan, Figen Başkan cezaevinde. Madem bir süreç yürüyor, o zaman bu cezaevindeki durum nedir, yargının durumu nedir, ne olacak? Bu insanlar çıkacak mı, bu süreç nasıl yürüyecek?" dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Habertürk TV
ekranlarına konuk olarak Terörsüz Türkiye süreci ile ilgili Faruk
Aksoy ile gazeteciler Hasan Öztürk ve Nevzat Çiçek'in sorularını
yanıtladı.
Bakırhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye ve CHP Genel Başkanı Özel'e süreçteki katkıları bakımdan teşekkür etti.
İşte Bakırhan'ın açıklamalarından satır başları:
"TÜRKİYE KÜRTLERİN EVİDİR"
Türkiye Kürtlerin evidir. Dolayısıyla bu meselenin evimizde
tartışılması, konuşulması, evimizde çözüm yollarının tartışılması
gerçekten çok önemlidir. Her şeyden en önemlisi bence burasıdır.
Kimsenin dahil olmadığı, her şeyin Türkiye adlarının gözü önünde
yapıldığı, arka kapılar arkasında gizli pazarlıkların yapılmadığı,
Türkiye toplumunun da ne konuşulduğu, ne yapıldığını anı anına
bildiği, duyduğu, gördüğü bir süreci yaşıyoruz. Süreç başlar
başlamaz. İmralı'da arkadaşlarımızın yaptığı bütün görüşmeleri
Türkiye kamuoyuyla paylaştık, siyasi partilerle paylaştık, basınla
paylaştık, en önemlisi Karadeniz'den Ege'ye, Trakya'ya kadar bu
meseleyi götürdük.
Bu sefer sade, yalın, toplumdan kaçırılmayan, toplumun da
yakından izlediği, gördüğü, sorduğu sorulara da yanıt aldığı bir
süreci yürütmeye çalışıyoruz. Umarım siyaset yürütme ereği, bu
meselenin asıl muhatabı olan Meclis'te bu konuda üzerine düşen
sorumlulukları yerine getirir ve 100 yıldır bu ülkeyi meşgul eden,
enerjisini, ekonomisini emen, gerçekten her birimize olumsuz
anlamda faturaların olduğu bu sorunu diyalogla, müzakereyle
Türkiye'de çözer, Türkiye'nin geleceğine çok önemli bir katkı
sunmuş oluruz. Son geldiğimiz nokta budur.
ÖCALAN BÜYÜK RİSK ALDI
Umudumuz her zaman vardı ama son süreçte çok önemli bir şey oldu.
Biz bugüne kadar dünyadaki çatışma ve çözüm deneyimlerini okuduk.
Hatta ben kendim İspanya'ya, İngiltere'ye, İrlanda'ya bizzat
giderek geçmişte oradaki bu süreçlerin nasıl yürüdüğünü işte
muhataplarından öğrenmeye çalıştım. Yakın zamanda yapmış olduğumuz
konferanslara bu çözüm ve çatışma süreçlerini çalışan içerisinde
yer alan aktörleri çağırdık. Gerçekten zor ve meşakkatli süreçler
yürümüş. Yıllarca devam etmiş. Çok kolay olmamış. Bizi umutlandıran
ne? İlk defa Sayın Öcalan büyük bir risk, sorumluluk alarak en
sonda tartışılan şeyi en başa koydu silahı.
SÜREÇ ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE YÜRÜYOR
En başta da partimize dün kayyum atandı yakın zamanda. Yakın
zamanda insanlarımız çeşitli havadan sudan gerekçelerle
tutuklanıyordu. Kapatılma davaları açılıyordu. Bir anda iklimin
havanın böyle kısa bir sürede değişmesi tabii ki insanlara soruları
sordurtabilir. Ne oldu, ne bitti, ne aldınız, sizi utandıran nedir?
Siirt'e gittim. Daha önce belediye başkanlığı yaptım. Yerime kayyum
atanmıştı. Sonra milletvekili seçildim. Çok önemli, çok değerli,
kıymetli bir kentte. Orada bu işin kadasını belasını çeken, emin
olun çok zor süreçlerden geçen, bizim tabanımızdan anneler soruyor,
başkan siz iyi olacak diyorsunuz, yürüyecek diyorsunuz, umutluyuz
diyorsunuz ama işte kayyum atıyorlar. Nasıl olacak sorularını
soruyordu. Tedirginlik şu anda yürüyen sürece değil. Bence bu
yürüyen süreç bir öncekinden daha açık, daha şeffaf bir şekilde
yürüyor. Kimi yerlerde tartışıldığı gibi öyle arka kapılar
arkasında bir pazarlık al ver, bu durumu söz konusu değil. Bizzat
ben kendim İmralı Adası'na gittim. Sayın Öcanlan ile 4 saatlik bir
görüşme yaptık. Orada çok enine boyuna sorular sorduk, cevaplar
aldık. Bu sürece Türkiye'nin vicdanı yürütecek.
"BU İNSANLAR ÇIKACAK MI, BU SÜREÇ NASIL
YÜRÜYECEK?"
Yüz yıllardır birlikte yaşayan Kürt ve Türk halklarının barış
talebi bence bu sürece büyük can ve kan verecek. Yani destek
verecek. Katkı sunacak. Kürt meselesi Türkiye'ye çözülmemesi büyük
şeyler kaybettirdi. Şimdi bu meselenin çözümünü istemek, Türkiye
toplumun en doğal hakkıdır. Ama bunu isterken de insanların
tedirgin olması da gayet normaldir. Çünkü dün kötü şeyler yaşandı,
olumsuz şeyler yaşandı. Bak hala 5 bin 800-6 bin civarında eş
başkanlarımız dahil olmak üzere, Selahattin Başkan, Figen Başkan
cezaevinde. Madem bir süreç yürüyor, o zaman bu cezaevindeki durum
nedir, yargının durumu nedir, ne olacak? Bu insanlar çıkacak mı, bu
süreç nasıl yürüyecek?
"SİYASET DAHA FAZLA ROL ALMALI"
Bizim tedirginliğimiz şu, siyaset daha fazla rol almalı. Daha işte
toplumu rahatlatacak, kafalardaki soru işaretlerini giderecek,
kaygıları giderecek, kimi gerekleri yerine getirmeleri gerekiyor.
Şimdi silah dediler, hadi silah ortadan kalkıyor. Kongre toplandı,
muhtemelen toplanan kongre süreçlerini de yakın zamanda duyacağız
ama ben toplanan kongrenin Sayın Öcalan'ın yapmış olduğu yol
haritasına uygun sonuçlar içereceğini düşünüyorum. Yani onun
dışında bir sonuç, onun dışında başka bir şey içereceğini
düşünmüyorum. Dolayısıyla mesele silahsa, kongre ise çağrı yapıldı,
kongre toplandı, yakın zamanda sonuçlarını açıklayacak. Birkaç gün
içerisinde kongre kararları açıklanacak.