Mecliste dokunulmazlıklar üzerine yoğun bir mesai vardı. Bana
sorarsanız doğru şekilde sonuçlandı. Çünkü eğer dokunulmazlıklar
için karar çıkmasaydı ve referanduma gidilseydi, her şey
muhalefetin aleyhine işleyecekti.
Dün bir kaç yazarı okudum. CHP'nin dokunulmazlıkların
kaldırılmasına 'evet' demesinin yanlış olduğunu savunanlar var.
Bunu söylerlerken CHP'ye güya akıl veriyorlar ve daha güçlü olması
için strateji üretiyorlar! Ben hayatımda bu kadar kötü strateji
görmedim. Eğer hala içinde bulunulan durumu görmediyseniz ve bu
konuda referandum yolunun açık olmasının uygun olacağını
düşünüyorsanız pes!..
Ülkenin yakın tarihinde 2007 ve 2010 referandumları olmak üzere
iki tane büyük referandum yapıldı. Oy kullananların kaçı bütün
maddeleri okuyarak oy verdi? Ya da şöyle sorayım: Oy kullananların
çoğunluğu, maddeleri okuyup, kendi değer süzgecinden geçirdiler ve
ondan sonra mı oy attılar? Yoksa itibar ettikleri siyasi liderin
telkinlerine göre mi? Siz cevabı biliyorsunuz!..
Buradan varmak istediğim yere gelirsek; eğer dokunulmazlıkların
kaldırılması konusu referanduma gitmiş olsaydı, araya (belki
başkanlıkta dahil) birçok madde daha sıkıştırılacaktı. Sonra halkın
dikkati sadece dokunulmazlıklara çekilecek şekilde bir algı
operasyonuyla, referandumdan, çok büyük bir oranla istediğini almış
olarak galip çıkacak parti AKP olacaktı. Bunu gören Kılıçdaroğlu
ise bu oyunu bozma adına dokunulmazlıkların kaldırılmasına destek
verdi. Sadece taktik bir manevra yapmakla kalmadı, halkın takdirini
de kazandı. Hiçbir şey olmasa bile, halkın gözünde 'her şeye
muhalefet eden' parti görünümünü ortadan kaldırmak adına önemli bir
adım oldu.
***
Gelelim başka bir konuya. Bu konu eser miktarda görgü kuralı
içermektedir. Selamlaştığınız ve size elini uzatan birinin elini
sıkmak ya da sıkmamak nezaket denen kavramla aranızdaki ilişkiye
bağlıdır. Eğer elini uzatan taraf erkekse ve bir şekilde bayandan
karşılık gelmiyorsa bu konuda asgari müşterekte anlaşabiliriz.
Ancak bir hanımefendinin elini havada bıraktıysanız, çok yanlış bir
şey yapmışsınızdır.
Söylediklerimi olmayacak yerlere çekmenin hiçbir anlamı yok.
Nedeni ise; yeterince açık yazdığımı düşünmekteyim...
***
Volkan Demirel'in Soma ile ilgili haberlere karşı
hassasiyetinden dolayı konuyu açmıyorum. Ancak teşekkür etmezsem de
olmaz. Helal olsun sana Volkan...