Bu yazarlar çok can yakacak!

Bazı okurlar, "Epeydir televizyonlara çıkmıyor, konferanslara gitmiyorsun, hayırdır?" diye soruyor...

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Bazı okurlar, "Epeydir televizyonlara çıkmıyor, konferanslara gitmiyorsun, hayırdır?" diye soruyor...

"Bir hayalim vardı. Elime şöyle bir imkan geçse de  devletine, milletine, bayrağına ve toprağına sadakatle bağlı yeni yazar adayları yetiştirsek diyordum nice zamandır. 6 aydır o hayalimi gerçekleştirmekle meşgulüm" diye cevap veriyorum onlara.

Kafanızı şişirmeyeceksem, beni çok mutlu eden bu çalışmayı sizinle de paylaşmak istiyorum. 

Hafta sonları şehir şehir koşturuyorum. Üsküdar, Esenler, Gebze ve Gemlik'te açtığımız "Yazarlık Okulu"na başvuran yüzlerce genç kardeşime yazı yazmanın püf noktalarını anlatıyorum. Şöyle:

6 haftalık bir kurs düşünün. 

Bu 6 hafta içinde, yazıya atılan başlığın öneminden, giriş bölümünün nasıl olması gerektiğine, yazıda nerelerde es verilmesi gerektiğinden, finalin hangi yöntemlerle yapılması gerektiğine varıncaya kadar her şeyi en ince detayına varıncaya kadar anlatıyoruz.

Sadece köşe yazısı konusunda değil verdiğimiz eğitim.

Facebook, Twitter yazarlığı konusunda bilmeleri gerekenleri, kısacık bir cümle ile neler yapılabileceği üzerine çalışıyoruz.

Bir başka çalışma daha yapıyoruz.

Kulağa aşina gelen bir cümleyi, 5 farklı şekilde farklı kelimelerle nasıl yazmamız gerektiği üzerine de çalışıyoruz.

Tabi sadece anlatmakla yetinmiyoruz.

Üçüncü haftadan itibaren her hafta kursiyerlerimize birer yazı ödevi veriyoruz. Mesela, "Gelecek hafta herkes kadına şiddet, taciz ve tecavüz konsunda bir yazı yazacak" diyoruz.

Ya da vatan gibi, bayrak gibi, Mehmetçik gibi konularda düşündüklerini yazıya dökmelerini istiyoruz. 

Yazar adayları her hafta mikrofonu eline alıyor, yazılarını genç kalem arkadaşlarının karşısında okuyor. Okumayı bitirdikten sonra arkadaşları öneri ve eleştirilerini sıralıyor. Biz de nerede yanlış yaptığını satır satır anlatıyoruz. 

6 haftanın sonuna geldiğimizde "Sertifika Dağıtım" töreni düzenliyoruz.
Sertifika törenine istedikleri bir bakanı, bakanla beraber bölgedeki önemli siyasi isimleri ve STK temsilcilerini davet ediyoruz. Ayrıca aile fertleri de bu gurur gününde onların karşısında oturuyor.

Bugüne kadar düzenlediğimiz sertifika törenlerine İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki katıldı. 

Bin, bin beş yüz kişilik salonlarda yapılan "Sertifika” törenlerinde bütün televizyon kanalları ve ajanslar hazır bulunuyor. En başarılı öğrenciler sahneye çıkarak alkışlar arasında yazdıkları yazıları okuyor.

Başarılı olan öğrenciler, sertifikalarını bakan veya bölgenin önemli siyasi isimlerinin elinden alıyor. 

Şimdi birileri "Sen iktidarı savunacak yazarlar yetiştiriyorsun" diyebilir.

Hayır.

Gerçekten hayır...

Bugüne kadar kursumuza katılan yaklaşık 400 öğrencimiz de bu konuda bana şahitlik edecektir. Kursun ilk dersinde üç önemli kural belirliyor ve "Bu kurallara uymayacak arkadaşlarımız aramızda bulunmasın" diyoruz.

O kuralları sizinle de paylaşmak istiyorum.

1- Yer küre üzerinde zulmün tezgahından geçen veya haksızlığa uğrayan kim varsa... Diline, dinine, rengine, ırkına, milliyetine ve cinsiyetine bakmaksızın onların hakkını ve hukukunu savunmak sizin namus görevinizdir.

2- Herkesi memnun etmek, sadece ahmakların hayalidir. Güç için, çıkar için, şan ve şöhret için birilerini memnun etmeye çalışmayın. Memnun etmeniz gereken Allah'tır. Yazarken, Allah'ı unutmayın!

3- Daima ama daima devletinizden yana, milletinizden yana, bayrağınızdan ve toprağınızdan yana olun. Zalimden yana değil, mazlumdan yana olun. Güçlünün yanında değil, haklının yanında olun. Yazılarınızda sizin gibi düşünmeyenleri ötekileştirmeyin. Hatta onların fikirlerini özgürce söylemeleri için alan açın. 

Bu üç kural, "Yazarlık Okulu"muzun kırmızı çizgisi oldu.

Bu çizgiyi aşanları veyahut aşmaya çalışanları bir an düşünmeksizin aramızdan ayırıyoruz. Irkçılık, kavmiyetçilik, cinsiyetçilik veyahut bölücülük yapanları derhal kapı dışarı ediyoruz. 

Ha bu arada, söylemeyi unuttum. 6 haftanın sonunda kursiyerlerimizi kendi başlarına bırakmıyoruz tabi.

"www.yazarokulu.org" isminde bir internet sitesi kurduk. Bu genç kardeşlerimiz yazılarını orada paylaşıyor. 

Ayrıca “whatsapp” üzerinden kurduğumuz gruplarda da bu kardeşlerimiz yazılarını paylaşıyor, sınıflarda yapılan eleştiri ve öneriler bu kez “whatsapp” üzerinden aynen devam ediyor. Yani anlayacağınız, bir nevi uzaktan eğitim veriyoruz.

Bir de güzel bir haber vereyim.

“Yazarlık Okulu” projesi günden güne büyüyor. Pek çok il ve ilçeden ve hatta STK’dan talepler geliyor. Türkiye’nin önde gelen yazar ve televizyoncularının oluşturduğu bir grupla bu okullarda da eğitim vermeye hazırlanıyoruz.

Size şunu söyleyeyim.

Hem vallahi hem billahi... Bu "Yazarlık Okulları"ndan öyle kalemler çıkıyor ki alıp Türkiye'nin en çok satan gazetesine koysanız, zerre-i miskal sırıtmaz. Allah nasip ederse, önümüzdeki dönemlerde bu kalemleri en iyi yerlerde yazarken göreceksiniz. Buna bütün kalbimle inanıyorum.

Zaten önümüzdeki aylarda onların etkisini sosyal medya üzerinden de hissetmeye başlayacaksınız. 

Çok can yakacaklar!

Can Dündar gibi ajanların, Fetö ile iş tutan hanilerin çanlarına ot tıkayacaklar. Ve milli yazar nasıl olunurmuş, herkese gösterecekler inşallah!