Öyle demiş ya CHP'nin valisi... “Bu memlekete komünizm
gelecekse onu da biz getiriririz.” Şeriat gelecekse onu da
onlara bırakmak lazım, Ak Parti'nin falan öyle bir şeye soyunması
olmaz! Elini yakarlar!
Zaman gazetesi iyi bir gazetecilik yaptı,
Cumartesi ve Pazar günleri, önce, şu sıralar direnişçi başılığa
soyunan YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in, TÜSİAD için
ha zırladığı anayasa taslağını gündeme getirdi, ardından da gene şu
sıralar dut yemiş bülbül suskunluğunda olan ama utangaç utangaç
direniş sinyalleri veren CHP'nin taslağını...
Teziç 15 yıl önce hazırlamış taslağı, CHP 14
yıl önce...
Her iki kesimin tavrı, tam bir karakolda doğru söyler mahkeme
şaşar örneği...
1982 Anayasa'sına getirilen reformlar açısından
Teziç'in anayasa taslağı da solluyor Ak Parti
taslağını, CHP'nin taslağı da...
Taslaklarda ne mi var?
Tam da bugün bu iki baş aktörün Ak parti taslağı söz konusu
olduğunda itiraz ettiği şeyler.
Bakın Teziç neler önermiş:
-Liberal demokratik rejimlerde devletin resmi bir
ideolojisi olmaz. Kemalizm ideolojisi anayasa yer
almamalı.
-“Atatürk milliyetçiliği” ifadesi
kaldırılmalı.
-Genelkurmay Başkanı Milli Savunma Bakanlığına
bağlanmalı.
-Cumhurbaşkanı ve milletvekili yeminlerinde “Atatürk
ilke ve inkılaplarına yer verilmemeli.
-Devletin şeklinin Cumhuriyet olması dışında Anayasa'da
değiştirilemez hüküm olmamalı.
-1982 Anayasasının otoriter ve kutsal devlet anlayışını
yansıtan başlangıç bölümü demokratik sistemle
bağdaşmaz.”
Gördünüz mü? Bazıları, Ak Parti'nin anayasa taslağını yeterince
reformcu bulmamakta haklılar. Ak Parti bunları söylemeye kolay
kolay cesaret edemez çünkü. “Atatürkçülük kaldırılacaksa
onu da biz kaldırırız” deme hakkı ancak onlara aittir.
Peki ya CHP'nin anayasa taslağında neler var?
Zaman'ın haberinden onu da çıkaralım:
İşte CHP taslağının anayasasından birkaç cümle:
-12 Eylül anayasasının başlangıç kısmı metinden
çıkarılsın.
-Uygulamalar YÖK'ün sakıncalarını ortaya koydu. Kurul
kaldırılmalıdır.
-Temel haklarla ilgili maddeler özgürlükçü anlayışla
yeniden yasılsın.
-MGK, Anayasa'dan çıkarılmalı. Askeri Yüksek İdare
Mahkemesi kaldırılmalı.
-Yüksek Askeri Şura ve HSYK kararları yargı denetimine
açılmalı.
-Cumhurbaşkanının yetkileri azaltılmal, yargıya atama
yetkisi olmamalı.
-12 Eylül'ün darbeci paşalarına yargı yolu
açılmalı.”
Bunlar vaktiyle söylenmiş.
Ne oldu da şimdi Teziç'ten CHP'ye, oradan
TÜSİAD'a herkes reaksiyoner oldu?
Evet, başta o psikoloji... Bu memlekete ne gelecekse biz
getiririz! Yani memleket bizden sorulur! Yani ağzı çorba kokanlar
memlekete anayasa yapacak ha!
Bir de, inanç özgürlüğü alanında açılacak küçücük bir
pencere...
Türkiye'de dini hayat açısından ortaya çıkacak “mahalle
baskısı” falan denir ya, bunlar fasaryadır, gerçek,
toplumun çoğunluğuna yönelik iş bu ablukadır. Bu, sandığa yansıyan
iradeye itirazdan başlıyor, inanç özgürlüğü alanında en küçük bir
pencerenin açılmasına kadar uzanıyor. Yüzde 70'lerde başörtüsü
takılan bir ülkede, öğrenciye başörtüsü yasağı uygulamak ancak
Türkiye örneği bir baskı ortamında mümkün olabiliyor. Ve bir
azınlık gücü, medya şamatası ile elele vererek bu baskıyı
sürdürmeye çalışıyor.
Ama tek parti ve askeri müdahaleler döneminde olan bu uygulama,
2007'de de olsun mu, işte şimdi bunun kavgası veriliyor.