Bu hakim paralelci mi değil mi?

'Futbolda Şike Davası'nın görüldüğü dönemde Mehmet Ekinci ismi neredeyse her gün kulağımıza çalınıyordu.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

'Futbolda Şike Davası'nın görüldüğü dönemde Mehmet Ekinci ismi neredeyse her gün kulağımıza çalınıyordu.

Unutanlar olabilir diye hatırlatayım.

Mehmet Ekinci Şike Davası'nın hakimiydi. Gerek mahkeme safhasındaki rahat tavırları, gerekse mahkeme sonunda verdiği mahkumiyet kararları epey süre tartışıldı.

Mehmet Ekinci'yi aldığı kararlar sonrası çok sert yazılarla eleştirenlerden biri de bendim.

Ekinci sadece Futbolda Şike Davası'na bakmadı. OdaTV davasını yürüten özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Başkanlığını da yaptı.

Özel yetkili mahkemeler kapatıldıktan sonra Ekinci'nin tayini başka bir yere çıktı ve ismi zamanla gündemden düştü.

İsmini yeniden gündeme getirmemin nedeni ne diye merak ediyorsunuzdur, anlatayım...

HSYK 2. Dairesi, Selam - Tevhid soruşturmasında usulsüz dinleme iddiaları ile ilgili olarak 49 hakim ve savcıyı açığa aldı. İsimlere bakarken bir de baktım ki Mehmet Ekinci'nin ismi de açığa alınanlar arasında geçiyor.

Malumunuz..

Söz konusu soruşturma kapsamında yüzlerce kişinin usulsüz dinlendiği ortaya çıkmıştı.

Usülsüz dinleme dediğim şu...

Mahkeme bazı önemli gazeteci, sanatçı ve siyasetçileri dinleme kararı vermiş. Vermiş ama bu dinlemeler yapılırken sisteme, bu kişilerin dinlendiği anlaşılmasın diye Ali-Veli-Sabri isimleri kullanılmış.

Peki Mehmet Ekinci neden açığa alınmış diyeceksiniz?

2011 yılında Mehmet Ekinci ilgili mahkemenin üyesi görevindeyken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin suçlu olarak takip ettiği 5 kişinin dinlenilmesi yönündeki karara imza atanlardan biri olmuş.

Altını çizerek söylüyorum...

Bu kişiler, gerçek isimleri sisteme girilerek yasal yollardan dinlenilmiş! Yani yasadışı hiç bir işlem yapılmamış.

Ekinci bu karardan sonra 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı olmuş.  Olduktan sonra da bu dosya ile irtibatı tamamen kesilmiş. Yani yasal veyahut yasadışı hiç bir dinleme kararına imza atmamış.

Lütfen bundan sonrasına dikkat!

Ekinci 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı olduktan sonra sözünü ettiğim gazeteci, sanatçı ve siyasiler hakkında ardı ardına usülsüz dinleme kararları verilmiş.

Hiç birinde imzası yok!

Ancak HSYK kendisini yasadışı ve usulsüz dinlemelere imza attığı gerekçesiyle açığa alıyor!

Tuhaflık tam da burada başlıyor.

HSYK, daha önce 5 kişinin dinlenmesine dair verilen kararda atılan imzaları haklı ve yerinde görüyor. Yani bu dinlemelerle ilgili Ekinci'ye yöneltilen bir suçlama yok.

Mehmet Ekinci'ye gönderilen "Açığa alma" gerekçesinde, usulsüz dinlemelere imza attığına dair suçlama var ama belge yok.. Koca HSYK, "Aha senin attığın imza" diye bir belge sunamıyor.

Ekinci HSYK'ya yazdığı savunma yazısında ısrarla, "Varsa attığım bir imza, bana gösterin suçumu kabul edeyim" diyor ama HSYK, "İmza attığına dair belge bulamadık" diyor.

Bir başka deyişle "Sen suçsuzsun"  deniliyor.

"Madem suçsuzluğum kanıtlandı, o zaman beni niye görevime iade etmiyorsunuz?" diye soruyor, karşı taraftan tık yok!

Beni takip eden kardeşlerim iyi bilir. Paralel Yapı operasyonları başladığında, yani ta en başından bu yana bir korkum olduğunu söyleyegeldim.

"Bu davada kurunun yanında yaş yanmasın. Suçlularla suçsuzlar Ergenekon Davası'nda olduğu gibi aynı torbaya atılmasın" dedim.

Haklarını inkar edemem.

Gerek Erdoğan, gerekse diğer devlet erkleri, "Aman araya suçsuz insanların karışmaması için azami gayret gösterin" diyerek her daim uyarıda bulundu.

Geldiğimiz noktada görünen o ki arada bazı masumların da canı yanıyor.

Bunu ben söylemiyorum.

Ekinci'yi görevden uzaklaştıran Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu bizzat kendisi söylüyor. Söylüyor ama ne hikmetse sözünün gereğini yerine getirmiyor.

Umarım bu hatadan bir an önce dönülür demekten başka çaremiz yok.