Bırak git artık Kadir Topbaş!

Senin ve damadın olan Kavurmacı'nın faturası Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve AK Parti'ye kesiliyor Kadir Bey! Yetmedi mi AK Parti seçmenini milletin ağzına sakız ettiğin?..

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Adana'da bir torbacı yakalanmıştı, hatırlarsınız. Küçük yaşta çocuğu gasp ederken, suçüstü yakalanmıştı. Gazetecilerin sorduğu her soruya, karşı soruyla cevap veren bir tipti.

"Neden uyuşturucu kullanıyorsun?",
"Neden çocuğun 5 lirasını aldın?",
"Neden ayakta duramıyorsun?"
"Bu Ayetel Kürsü neden satıyorsun?", "Besmele çekebilir misin?" şeklindeki sorulara şöyle cevap veriyordu:

"Uyuşturucu mu kullanıyom?"
"Niye mi aldım beş lirayı ?
"Ayakta mı duramıyom?"
Besmele mi okiyim? Bislimmahmelesamedeme. Eşedu enleye değil mi?"

Bu hatırlatmayı neden yaptım?

Dün ekranda Kadir Topbaş'ı izledim. Muhabir, FETÖ'den tutuklanan ve serbest kalan damadının tahliyesini soruyor. Topbaş'ın verdiği cevap aynen şöyle:

"Eleştiride bulunanlar, Ömer Faruk Kavurmacı, Kadir Topbaş'ın damadı olduğu için mi içeri alındı, yoksa damadı olduğu için mi bırakıldı, bunu bir düşünsün!"

Anlaşılan Kadir Bey Adanalı torbacının soruya soruyla cevap vermesinden epey feyz almış.

Muhabir tekrar soruyor:

"Peki damadınızın yurtdışına çıktığı söyleniyor?" Cevap:

-İnanıyor musunuz?

"Size soruyorum?"

-İnanıyor musunuz?

"Çıktı mı çıkmadı mı efendim?"

-İnanıyor musunuz?

Yahu yazıklar olsun sana Kadir Topbaş! 7 koca ay düşündün ve bu dahiyane söylem mi geldi aklına? Böyle kriptolu, şifreli, imalı konuşarak kamuoyunu aydınlattığını falan mı düşünüyorsun gerçekten?

Madem cevap istiyorsun, söyleyeyim:

Ömer Faruk Kavurmacı senin damadın olduğu için değil, Fetö'nün ticaret ve ihanet tabakasında yer aldığı için hapse atıldı. Fetö'ye finansal kaynak sağladığı, 17/25 Aralık sonrasında dahi Fetullahçı terör örgütünün yayın organlarını desteklediği için içeri alındı.

Kısa ve öz söylemek gerekirse, ülkeye ve millete ihaneti tescillendiği için kodese tıkıldı!

Ve senin damadın olduğu için salıverildi!

"Uyku apnesi var" raporu bahane edilerek, "Aman ha aman! Bu hastalık ileride tamiri, tarifi mümkün olmayan sonuçlara neden olabilir" saçmalığının arkasına saklanılarak legal firarına izin verildi.

Senin damadın olduğu için hiç zarar görmedi ama senin damadın olduğu için fazlasıyla yarar gördü..

Mesela;

Don külot satan biriyken, senin damadın olduğu için İstanbul'un en büyük en büyük müteahhitlerinden biri oluverdi.

Senin damadın olduktan sonra, Vadipark Seyrantepe'deki Cendere arazisine kondu. 

Senin damadın olduktan sonra Koru Florya'da binaları dikmeye başladı. Senin damadın olduktan sonra Avangart İstanbul'un sahibi oldu.

Bütün bu işler senin Başkanı olduğun İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin onayı ile yapıldı. 

Ve sen...

2002 yılına kadar sadece '2 adet Saray Muhallebicisi'nin sahibiydin. Başkan olduktan sonra 'yüzlerce Saray Muhallebicisi'nin sahibi oldun. Yetmedi Sütiş pastaneler zinciri kurdun. Yetmedi çocuklarınla birlikte emlak zengini oldun.

Çaldın, çırptın demiyorum. Eminim ki hepsi helal kazançla yapılmıştır! 

E yeter da!.. 

Yeter yahu!

Sayın Cumhurbaşkanı, "Bu mesele yargının meselesidir" dedi diye sana bir özgüven gelmiş haklı olarak!

Bari milletin aklıyla alay etme!

Yetmedi mi AK Parti'ye gönül verenleri milletin diline sakız ettiğin? Yetmedi mi şehitlerin kemiklerini sızlattığın? Yetmedi mi 15 Temmuz'da vatanını canından aziz bilerek tankların önüne koşan kahramanları incittiğin?

Sana düşen neydi biliyor musun Kadir Bey?

"Benim damadım olmasının hiçbir önemi yok. Bir hakim bana göre karar veriyorsa, sakın vermesin. Allah huzurunda yakasına yapışırım. Eğer bu işte Fetö parmağı varsa, onu da ortaya çıkarmak bizim boynumuzun borcudur" demekti sana yakışan...

Senin ve damadın olan Kavurmacı'nın faturası Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ve AK Parti'ye kesiliyor. Erdoğan için canını verecek insanları, "Bir daha Erdoğan'a da AK Parti'ye oy vermem" diyecek hale getirdin. 

Sayende ülke isyan halinde. Ahlar, beddualar arşa yükseliyor. 

Kulak ver Kadir Bey!

Uzaktan gelmeyen bu bağırışların sebebi sensin! Çıktığın meydanlarda yumurtalı, ıslıklı protestolara maruz kalmak hiç mi gururunu incitmiyor? Seslenmek istediğin kalabalıkların sana arkasını dönmesi hiç mi onuruna dokunmuyor?

Henüz saygınlığını daha fazla kaybetmeden çıkacağın bir kapı varken bırak, git Kadir Bey!

Söz veriyoruz, seni kınamayacak, ardından kem söz söylemeyeceğiz. 

Yeter ki git!