İçinde üç balık bulunan gölcüğün hikâyesini duydun mu sen?
Bir kaç balıkçı o gölcüğün yanından geçerken balıkları
gördüler.
Üç tane idi ve üçü de bir birinden güzel
ve iştah açıcıydı...
Derhal koşup ağ getirmeye
gittiler.
Balıklar anladılar durumu.
İçlerinde bilge olan yola düştü;
gidilmesi hiç de hoş olmayan zorlu yola koyuldu.
Aklından dedi ki:
“Bunlara danışmayayım, türlü türlü
fikirler ileri sürerek azmimi gevşetirler.
Yurtlarının sevgisine kapılırlar da, tembellikleri,
bilgisizlikleri bana da sirayet eder. Danışmak, akıl almak için
diri kişi lazım ki, başvurasın.
Ama nerede öyle bir diri..
Bunlara danışmanın
zamanı değil!.
Kendine gel.
Yola düş.
Bu gölcükten denize doğru git, denizi
ara...
Şu girdaplara kapılma.”
Göğsünü ayak yaptı o
akıllı balık, yollara düştü. O tehlikeli yerden ta nur
denizine kadar yüzdü... yüzdü!...
Nihayet ulaştı koca denize.
Ardına köpek düşen ceylan, hayatında bir
damarı dahi kalsa koşar ya!..
İşte o da; onun gibi koştu, pek uzun
olan o yolda zahmetler çekti; fakat sonunda emniyet ve afiyet
makamına erişti.
Kendisini uçsuz bucaksız, hiç bir
yandan kıyısı görünmez denize attı!...
Derken balıkçılar
ağ getirdiler...
İkinci balığın, yarı akıllının ağzının
tadı kaçtı.
Dövünmeye başladı:
“Eyvahlar olsun, fırsatı teptim...
Nasıl oldu da o yol gösteren akıllı
diriye arkadaş olmadım, ona uymadım!..
Ansızın gitti, lakin; benim de hararetle
ardına düşmem gerekirdi!..
Fakat geçene acınmak, dövünmek hatadır.
Gitti mi, gider!..
Gayrı onu anmanın hiç bir
yararı yoktur.
Şimdi denizlere, emniyet yurduna ulaştı
o, bize düşen de onun yolundan yürümektir.
Bir çare bulmalıyım, en iyisi kendimi
ölmüş gibi göstereyim, suyun üzerine çıkıp karnım yukarıda, sırtım
aşağıda olduğu halde kendimi salıvereyim.
Su nereye götürürse, gideyim. Yüzen kişi
gibi değil de, âdeta bir saman çöpü gibi su üstünde
sürükleneyim ..”
Dediği gibi de
yaptı. Ölü taklidi ile su yüzüne çıktı, sürüklenirken
aynı çöp gibi, kendini tamamen suyun akışına bırakmış öylece
gidiyordu, bata çıka.
Balıkçıların biri gördü:
- Eyvah, dedi, en iyi balık öldü!...
- Balıkçıların hepsi kederlenirken, balık onların “Eyvah”
demelerine sevindi.
“Galiba kurtuluyorum...” dedi
içinden.
Balıkçılardan biri suya girdi,
yakaladı onu, fırlattı kıyıya. Balık; çırpına çırpına
gizlice suya fırladı, gitti.
Üçüncü balık, o ahmak ıstıraplar içinde
kalakaldı.
Kurtulmak için sağa sola
çırpındı durdu, fakat avcılar ağ attı yakaladılar.
Ateş üstündeki tava içinde
ahmaklıkla eş oldu.
Ahmakların; ahde
vefası olmaz!...Tekrar dünyaya döndürülseler yine yapma denen
şeylere bulaşırlar, onları yaparlar.
Mesnevi’den “Üç Balık”