Beylik silahı...

Bir beylik tabancasıyla ülkenin kaderini değiştiren, canını vatanına feda etmek için tek saniye dahi düşünmeyen insanların omuzlarında yükselen bu ülkeyi bölecekler öyle mi?

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Takvim yaprakları 15 Temmuz 2016'yı, saatler 23.10'u gösteriyordu. 

400 asker, başlarındaki darbeci albayın emriyle Urla'daki Menteş Kampı'ndan çıkalı birkaç dakika olmuştu. Hedefleri valilik binasını ele geçirmekti. 

Şehrin girişinde, önlerine bir polis otosu geçti. Tanktan inen darbeci albay polis otosunun yanına geldiğinde karşısına komiser Bekir Önsal dikildi.

Yolun açılması için yarım saat dil döken albay başarılı olamayınca hiddetlendi. Bekir Önsal'a alaycı bir ses tonuyla, "Sen ne cesur çıktın komiser! Bizi belindeki o tabancayla mı durduracaksın?" diye sordu.

Elini beylik silahına götüren polis Bekir Önsal'ın ağzından şu kan dondurucu sözler çıktı:

"Albay, bizim ailede 3 şehit var, dördüncü ben olurum, önemli değil. Ancak buraya kadar geldiniz, bundan sonrasını geçemeyeceksiniz. Tabancamda 13 mermi var. Emin ol, ısrar edersen bunun biri sana nasip olur."

Bu tarihi konuşma, 400 ağır silahlı darbecinin kuyruklarını kıstırıp kışlaya geri dönmesine yetti.

****

Aynı gecenin birkaç saat sonrası...

Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı, en güvendiği askerini, astsubayı Ömer Halisdemir’i aradı. Vvatan haini Semih Terzi’nin darbe yapmak için yolda olduğunu ve karşılaştıklarında kendisini öldürmesini emretti. Sonunda şehit olabileceğini söyledi ve hakkını helal etmesini istedi.

"Başüstüne komutanım, hakkım helâl olsun. Siz de helal edin!" demekte bir an olsun tereddüt etmedi.

Darbeci Semih Terzi yanında yürülen otomotik silahlı onlarca askerle birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın bahçesine girdiğinde ıssızca aralarına sızdı.

Belindeki beylik silahını çekti, darbeci kahpe generalin kaftasına üç el ateş etti. Beylik silahından çıkan o üç mermi sayesinde darbenin seyri değişti.

Ömer, darbecilerin yaylım ateşinden kurtulamadı ve oracıkta şehit düştü.

*****

Ve dün...

Bombalı araçla İzmir'e gelen teröristlerin hedefi, izmir Adliyesi'ni basıp Reina'daki gibi katliam yapmaktı.

Yanlarında iki kalaşnikof silah, tanksavar olarak bildiğimiz RPG 7, 8 el bombası ve bir bavul dolusu mühimmat vardı.

Önce bombalı aracı patlattılar, ardından otomotik silahlarla etrafı yaylım ateşine tuttular.

Karşılarına Fethi Sekin diye bir trafik polisi çıktı. Onun da elinde sadece küçük bir beylik tabancası vardı.

Bir saniye bile tereddüt etmedi. Tıpkı Ömer Halisdemir gibi ölümün üzerine koşaradım gitti. 

İzlemelisiniz o görüntüyü.

Bir vatan evladı, nasıl kurşunlara doğru koşuyor, nasıl milletine zeval gelmesin diye kendini feda ediyor, görmelisiniz.

Teröristlerin arkasına saklandığı minibüsün yanına koşuyor, ilk atışta, elinde kalaşnikofla ateş eden teröristlerden birini alnının çatısından vurarak indiriyor.

İkinci teröriste ateş ederken kurşunları bitiyor. Tıpkı Ömer Halisdemir gibi kurşunların menzilinden kurtulmaya çalışırken vurulup şehit düşüyor. Tıpkı kendinden önceki şehitler gibi sinsice arkadan vurulup yere düşüyor ve orada can veriyor. 

Yiğitlik tanımını aciz, cesaret sözünü biçare bıraktı yaptıklarıyla.. Çünkü  "Birimiz hepimiz için" sözüne tarihi bir anlam kattı.

Bu ülkeyi bölecekler öyle mi?

Bir beylik tabancasıyla ülkenin kaderini değiştiren, canını vatanına feda etmek için tek saniye dahi düşünmeyen insanların omuzlarında yükselen bu ülkeyi bölecekler öyle mi?

Fethi Sekin bir Kürt'tü...

Oynanan sinsi oyuna gelmeyen, aksine kahpe oyunun kaderini değiştiren bir Kürt'tü...

Bizim için...

Türk, Kürt, Arap, Zaza, Laz, Çerkez demeden, Alevi Sünni ayrımı yapmadan hepimiz için ve hepimizin bir arada yaşayabilmesi için kendini feda etti.

"Başaramayacaksınız, Milletimizi bölemeyceksiniz, bayrağımızı indiremeyceksiniz, vatanımızı parçalamayacaksınız, devletimizi yıkamayacaksınız, ezanlarımız susturamayacaksınız, bu ülkeye diz çöktüremeyeceksiniz, bu halka boyunduruk vurduramayacaksınız sözünün hakkını veren isim oldu.

Bizi, böyle Kürtler'le birbirimize düşürecekler öyle mi?

Hayır!

Allah adına kasem olsun ki hayır, başaramayacaklar. 

Çanakkale'yi yeniden yaşayacaklar. Kurtuluş mücadelesinin nasıl verildiğini bir kez daha görecekler.

Vatan uğruna, bayrak uğruna, toprak ve ezan uğruna şehit olmak için can atan Türk milletini asla yenemeyecekler.

Çünkü bu toprakların altı da üstü de kahramanlarla dolu. Çünkü; alemin şerri varsa, bizim de er oğlu erlerimiz var.

Ulubatlı Hasanlar gider, Seyit Onbaşılar gelir. Nene Hatunlar gider, Şerife bacılar gelir. 

Bir beylik silahıyla; uçaklara, tanklara, bombalara meydan okuyan... Darbecilerin, katillerin, işgalcilerin ve teröristlerin hakkından gelen Hasan Tahsinler, Ömer Halisdemirler gider, Fethi Seki gibi aslan oğlu aslanlar gelir.

Öyle aslanlar ki onlara bir beylik tabancası ve bir mermi yeter!