Başkent’teki değişim devam diyor. Bir önceki yazımda ulaşım ile
ilgili atılan önemli ve güzel adımlardan bahsetmiştim. Bugün yine
başkent ile devam edeceğim.
Keçiören’de yapımı yarım kalan ve tam anlamıyla görüntü
kirliliği teşkil eden bir kule var. Yıllardır kaba inşaatı çıkmış
bir şekilde amaçsızca duruyor. Bu durumun çözülmesi şarttı ama bir
şeyler yapılmıyordu. İlçe belediyesi mi yapmalıydı yoksa Büyükşehir
mi bilmiyorum? Ancak bildiğim bir şey var, yıllardır öylece duran o
kule bir an evvel ya bitirilmeli ya da yıkılmalıydı. Başkan Mustafa
Tuna, Ankaralılara sordu ve yanlış bilmiyorsam yapılsın sonucu
çıktı.
Ben buradan ne çıkarım yaptım peki? Başkan bir önceki yazımda da
değindiğim şekilde yola devam ediyor. Ankaralıların gerçek
ihtiyaçlarını, isteklerini tespit ediyor ve atılması gereken en
uygun adımı atıyor. Kim ne derse desin, yapılanlar doğru ve takdir
edilmesi gereken şeyler. Keyfi uygulamalardan kaçınıp ihtiyaçlara
yönelik projeler geliştirilmesi son derece güzel.
*
Ulaşım ile ilgili bir isteğe değinmek isterim. Özellikle
metronun gelmesiyle birlikte bazı hatlardaki otobüs seferleri
oldukça azaldı. Otobüs seferlerinin azalması ve metronun kritik
saatlerde çok dolu olması sebebiyle toplu taşıma yönelim
istenildiği kadar olmadı. Eğer imkan olursa beklentilerden bir
tanesi az olan bazı seferlerin uygun görüldüğü şekilde
artırılmasıdır. Ben ileteyim de benden çıksın konu.
***
Tartışmaktan vazgeçmek…
Çeşitli konular üzerine tartışmalar yapmak, hem yeni bilgiler
edinmek, hem de aynı konulara farklı pencerelerden bakmak için son
derece mühim aslında. Fakat yapılacak tartışmaların olmazsa olmazı
düzeyin korunmasıdır. Seviyesiz bir tartışmanın içerisinde
bulunmaktansa, susup oturmak müreccahtır.
Aslında belki de sorunu baştan çözmek lazım. Tartışma denilince
her ne hikmetse aklımıza doğrudan hır gür geliyor. Sanki kavga
etmeden karşılıklı olarak zıt fikirler savunulamazmış gibi
düşünüyoruz sanırım. Oysa durum öyle değil. Olmamalı…
O halde sorunu yukarıda da değindiğim gibi baştan çözerek konuyu
ele almak lazım. Tartışma kelimesi yerine ‘fikir teatisi’ şeklinde
bir kullanım öneriyorum. Başlık değişince her şey düzelir mi? Tabi
ki hayır ama faydası olur. Neden mi? Bakın Konfüçyüs ne diyor:
“Kelimelerin gücünü anlamadan, insanların gücünü anlayamazsınız.”
Yani kelimeler önemli. Bu küçük değişiklik dahi işe
yarayabilir.
Bir de anlamak için dinleme durumu var. Eğer karşınızdakini
anlamak için dinlemez de sadece cevap vermek için dinlerseniz, o
zaman tartışma sabaha kadar bitmez. “Bir sussa da cevap versem”
diye dinliyorsanız konuyu kapatın gitsin. Tersten ele alırsak;
karşınızdakinin sizi anlamak için değil, cevap vermek için
dinlediğini anladıysanız; “tamam” deyip kapatın konuyu. Bırakın o
haklı çıktığını sansın.
Son olarak bir de, sadece istediklerini duyanlar var. Aman aman
hiç ciddiye almayın bu arkadaşları. Sadece duymak istediklerini
duyan, diğerlerine sağır olan birine kendinizi/düşüncelerinizi
anlatmaya çalışmanız akıntıya karşı kürek çekmektir.
Sağlıcakla kalın…