Son zamanların en moda ve sihirli ifadesi, “algı
yönetimi.”
Devir, algı devri.
İmaj devri, bitti.
Şimdi, algı yönetimi dönemi başladı.
Her kişinin, görüşün, partinin, şirketin,
mücadelenin, savaşın, patlıcanın, salatalığın, kabağın bir algısı
var artık.
Evlenecek kızlar bile evlenirken, damadın algısına
göre evlenmeye başladı.
Nasrettin Hoca yaşasaydı, herhalde; “Ye kürküm ye.”
yerine, “Ye algım
ye.” derdi.
Mevlana ötelerden, “Nice insanlar gördüm üzerinde
elbise yok
Nice elbiseler gördüm
içinde insan yok!” sözünü, algıyla değiştirirdi, herhalde.
Savaşlar, mücadeleler, kamuoyu, algılar üzerinden
yapılıyor.
Bütün yalanlar, algı üzerinden “kılıfına”
uyduruluyor.
Senin kalitenin, birikiminin, sözlerinin, görüşünün,
felsefenin bir önemi yok; ne kadar algın var, onu söyle bana?
Ya da nasıl biri olarak bilinmek, görünmek hatta
hissedilmek istersiniz söyleyin; en yenisinden, en şirininden, en
kahramanından, en karizmasından, en masumundan, şöyle kallavi bir
algı yapıverelim size…
Hayır, illa öyle olmanıza hiç gerek yok.
Bunun için kendinizi kasmayın.
Siz, sadece bunu nerede, ne amaçla kullanacaksınız,
onu söyleyin, yeter.
İnsanların sizi nasıl görmesini istiyorsanız, biz
sizi öyle gösteririz.
Hatta buna duygu bile katabiliriz.
Şöyle, biraz şirinlik, biraz kahramanlık, biraz
karizma…
Biraz masumiyet, biraz vicdan, biraz halk
adamı...
Dünyanın en “cani” adamını, bir anda zihinlerde
dünyanın en “masum” insanına dönüştürebilirisiniz.
Altı üstü bir algı operasyonuna bakar.
Kişi, kendisi kendini bile tanıyamaz hale gelir.
“Allah Allah, ben neymişim yahu?” der, hale
gelebilir.
Ya da sevmediğiniz birisi varsa, söyleyin şakkadak,
Hitler’e, Stalin’e dönüştürelim.
Sonuçta, her şey, bir algı çalışması.
Terör de algı yönetimi yapmak için kullanılan ve
istenilen psikososyal etkiyi en hızlı oluşturan kanlı ve kirli bir
algı yöntemidir.
Algı yönetimi neden etkili oluyor?
Gelelim, konun iletişim ve psikoloji boyutuna.
İnsanlar bir konuda karar verirken, gerçeklerden daha
çok, kendilerine verilen bilgiye göre hareket eder.
Insanların kalıcı izlenimlerinin % 90’nı ilk 30
saniyede oluşur. Yani algı oluşumunda zamanlama, can damarıdır.
İnsanlar, tersi bilgilere rağmen ilk intibalarını
koruma eğilimindedir.
İnsanlar, gerçeklerden daha çok algılarına göre
hareket ederler.
Bir atasözü şöyle der; “Doğru ayağa kalkana kadar,
yalan dünyayı dolaşırmış.”
İnsanlar, duyguları ile karar verir, aldıkları kararı
mantıkları ile tasdik ederler.
İşte, son günlerde hemen hemen herkesin ağzından
düşmeyen, sihirli algı yönetimi bu nedenle önemli.
Ne demiş George Orwell; “Medyayı kontrol eden,
beyinleri kontrol eder. Beyinleri kontrol eden, toplumu kontrol
eder.”
Yani diyor ki, “Sen algıyı oluştur, piyasada, medya
maydanozu, tewiter sazanı, feys bağımlısı çok. Gerisini düşünme…”
diyor.
Lanet olsun!
Bin yıllık kardeşliğimizi, birliğimizi,
beraberliğimizi, geleceğimizi yok etmeye çalışan emperyalist
güçlerin kuklalarına.
Bu savaşın, bir
Türk-Kürt savaşı olmadığını anlamayan basiretsizlere.
İnsanların canları ve kanları üzerinden, alçak
çıkarlar sağlamaya çalışanlara..
Sorumluluktan kaçıp, elini taşın altına koymayanlara.
Teröre, terör diyemeyen, teröristi masum
göstermeye çalışan, teröre açıkça karşı çıkmayanlara.
Bilerek ve bilmeyerek teröre destek
verenlere.
Kasten hedef
saptıranlara.
En çok da şimdi bu
katliam karşısında, avucunu ovuşturarak, alçak sevinçler
yaşayanlara.
Ve sahte üzüntüler
gösterip içten sevinenlere...
Ve daha
fazla kan, daha fazla ölüm kimlerin işine yarıyorsa...
LANET OLSUN!..
Hangi
görüşten olursa olsun, kendini bu topraklara ait hisseden herkes
için, kardeşliğimize, biriliğimize, beraberliğimize, Türkiye'ye
daha çok sarılma ve sahip çıkma zamanıdır.
Çünkü başka bir Türkiye yok.
Ve
Türkiye sadece Türkiye değildir.
Hain
saldırıda, hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza, Allah'tan
rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum...