AK Parti'yi İmam'ı Azam ile vurdu

Abone ol

CHP lideri Deniz Baykal bu kez Ak Parti'nin diliyle konuştu. İslam tarihinden örnek verdi ve Anayasa paketini şöyle eleştirdi...

İNTERNETHABER

CHP lideri Deniz Baykal Meclis'te parti grubuna hitap etti. Konuşmasının gündemini tamamıyla Anayasa Değişikliği Paketi'ne ayırdı.

'Değişikliği Ak Parti kendi için yapıyor" dedi ve bu sözlerinin altını doldurmak için örnekler verdi.

İMAM-I AZAM ÖRNEĞİ

Anayasa değişikliğinin yargıyı siyasi otaritenin boyunduruğu altına sokmak gibi bir kaygısı olduğunu söyleyen Baykal verdiği örnekte Ak Parti'nin anlayacağı dilden konuştu. İslam tarihinden konuya girdi. "Yargıya ilk müdahaleyi Emeviler yapmıştı" dedi ve İmam-ı Azam'ın nasıl öldüğünü anlattı.

BAYKAL'IN SÖZÜNÜ ETTİĞİ İSİM ORTAYA ÇIKTI, TIKLAYINIZ!

GÜL'E DE VURDU

CHP lideri Cumhurbaşkanı'na da vurdu, Gül'ün dün atadığı üyenin nasıl atandığını detayıyla anlattı. Sözlerini de "Bunun altında hin oğlu hinlik var" diye tamamladı.

PAKETİ ANAYASA MAHKEMESİNE GÖTÜRECEKLER

Baykal sözlerinde en önemli kısmı sona sakladı. Anayasa değişikliği onaylansa bile bunu Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğinin sinyallerini verdi. Üstelik bu hamlesine de Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı referans gösterdi. Haşim Kılıç'ın daha önce söylediği şu sözlere vurgu yaptı: "Ben yaptım oldu, olmaz, mutabakatla yapın, mutabakatla yapmazsanız, bu iş bizim önümüze gelir' Önüne gelirse ne olacağını söylemedi ama anlayan anlar."

Baykal'ın sözlerinin tam metni:

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN ÖZÜ 3 MADDE

Türkiye Anayasa Değişikliğini konuşuyor. Anayasa değişikliği elbette önemli bir konudur ancak bu iktidarın ele aldığı şekilde olursa daha da kötü olur. Anayasa değişikliğinin özü 3 maddededir. Gerisi göstermelik maddelerdir. O maddelerle ilgili bir arayış, telaş yoktur. O maddeler için ne zaman istenirse tüm partiler el ele verirler o maddeler kabul edilir. Ama mesele 3 temel madde. Anayasa mahkemesinin yapısı, HSYK'nın yapısı ve Anayasa'ya aykırı hareket eden siyasi partilerin bu hareketlerine izin verilecek düzenleme...

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ANLAYIŞINI TAHRİP ETMEK

Yapılmaya çalışılan değişiklikler sıradan değişikliklerden çok farklıdır. Hukukun üstünlüğü anlayışını tahrip etmeye yönelik yeni bir zihniyetin ortaya çıkarılması... Yargının bağımsız olması yerine yargının siyasi otoriteden talimat almasının daha demokratik olduğu gibi bir zihniyetle, birileri olayı buraya çekmeye çalışıyor. Bu yanlıştır. Çağdaş demokrasilerin gerçeği bu değildir. Yargı fevkalede saygındır, siyasetin dışında kalarak işini yerine getirir.

İSLAM TARİHİNDEN ÖRNEK VERDİ

İslam tarihinde yargıya yönelik ilk müdahale Emeviler tarafında yapıldı. Emeviler de yargıyı kendi siyasi çıkarları doğrultusunda kullanmak istedi. Özel mahkemeler kuruldu ve muhalifler yargılandı. Ehl-i Beyt'e yönelik suçlamalrın öncesinde ve sonrasında oldu bunlar...

Hz. Muhammed'in ailesine yönelik haksız uygulamaları Emeviler yapmıştır. Bu uygulamaya İmam-ı Azam karşı çıkmış. Kendisine yönelik kadılık teklifini reddetmiş, büyük işkence görmüş ve hapishanede ölmüştür.

İslamda dini siyasete alet etmenin mimarı Muavviye'dir.

Bunlar tarihimizde yaşanan gerçeklerdir.

ALTINDA HİNOĞLU HİNLİK YATIYOR

Anayasa Mahkemesi'ne 19 üye seçilmesi öngörülüyor. 3 tanesini TBMM, 16 tanesini de cumhurbaşkanı atayacak idi. Lafın gelişi Meclis seçiyor, yani Meclis içindeki çoğunluk seçiyor. Meclis içindeki çoğunluk Anayasa Mahkemesi'ne Meclis kılıfına sığınarak Anayasa Mahkemesi'ne üye gönderiyor. Yani AKP Anayasa Meclisi'ne 3 üye gönderecek. 16 tanesini Cumhurbaşkanı gönderiyor. Yargıtay üye gönderirken seçim kriteri farklı... Niye? Bunların altında iyi niyet, demokrasi anlayışı var diye inanılır mı? Altında hangi hinoğlu hinliğin yattığını bilmeyecek miyiz?

CUMHURBAŞKANININ DÜN ATADIĞI ÜYE

Yedek üyeler asıl üye olacak. Son değişiklik şöyle. Anayasa Mahkemesi'nde raportör olarak çalışan bir kişi Denizcilik Müşteşar Yardımcılığına atanmıştır. Çünkü Müsteşar yardımcılığı lazım. Orada 31 gün müsteşar yardımcılığı yaptı. Dün de bu üyenin ataması Anayasa Mahkemesi Yedek üyesi oldu. Rapörtorden yedek üyeliğe geçmesi mümkün değildi. Tarafsız cumhurbaşkanımızın, 16 kişiyi Anayasa Mahkemesi'ne atayacak olan Cumhurbaşkanımız dün onu anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine atandı. Paket değişikliği gerçekleşirse bu kişi otomatik olarak Anayasa Mahkemesi üyesidir.
Bu zihniyet daha şimdiden herkes tarafından görülebilir hale gelmiş olmalıdır.

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN 19 ÜYESİ DE AKP'Lİ OLABİLİR

Anayasa Mahkemesi'ne Yargıtay 3 üye seçiyor, YÖK de 3 üye seçiyor. Anayasa Mahkemesinin sadece 4'ünün hukukçu olduğu geriye kalan 17'sinin hukukçu olmak zorunda olmadığı bir yapı... Gelişmiş ülkelerde böyle diyorlar ya... Ben soruyorum, Almanya Anayasa Mahkemesi'nde hukukçu olmayan tek bir üye var mı? Yok. Anayasaya aykırı maddeleri geriye çeviriyor mu? Çeviriyor. Biz dersek ki kardeşim bu 19 üyenin 19'u da AKP zihniyetinden oluşabilir dersek yanlış bir şey mi söylemiş oluruz.

AKP KENDİ İÇİN MADDE KOYDU

Paketteki maddelerden biri geçici 15. maddenin kaldırılması. Yani 12. Eylül darbecilerinin işlediği suçların takip edilememesini öngören madde. Göstermelik olarak kaldırılsın deniliyor, kaldırılıyor. Kaldırılması da uygundur. Ama bu getirdiğin anayasa değişikliğinde bir madde koymuşsun ki, siyasi partilere icraatlarından dolayı hesap sorulamayacağını aynen oraya koyuyorsun. Kendin için de geçici olmayan, gelecekte de işleyecek maddeyi oraya koyuyorsun. Muhalefetten her hesap sorulabilir. İktidardan her hesap sorulamaz. Geçmişte de, şimdi de, gelecekte de... Böyle bir anayasa hazırladılar.

PAKETİ HİÇBİR KURUM ONAYLAMADI

Tüm çabaya rağmen toplumun hiçbir önemli, ağırlıklı kuruluşu yer tutmamıştır. Her kapıyı çalmışlardır ama şu ana kadar gittikleri AKP'li iş adamları kuruluşu hariç, hiçbirisinden evet bu yaptığınız doğrudur cümlesi alınmamıştır. Hepsi çekingen bir tavırla kendini bu işin dışında tutmaya çalışıyor. Mutabakatla yapılsın deniliyor. Yani mutabakatla yapılmadığını biliyoruz, o yüzden olmasın demenin kibar yolu... Bu anayasa değişikliğinde köylü yok, esnaf yok, memur, emekli, öğrenci yoktur. Kim vardır? AKP yönetimi vardır. AKP yönetimi bu değişikliği kendi için yapmıştır.

BAŞBAKAN ABD'YE GİDERSE ŞAŞMAYIN

Kürt açılımı nerede biliyoruz? Onunda etrafında kıyamet koptu? Yer yerinden oynadı. Hollywood'dan yardım istendi, Yeşilçam'dan yardım istendi. Oluk oluk para harcandı. Ne oldu? Ağızlarına almaya cesaret edemiyorlar. Unutturmaya çalışıyorlar. Ermeni açılımında ne oldu? Amerika meclisinde kabul edilince esti gürledi. büyükelçiyi çekin, ben de ABD'ye gitmeyeceğim, Afganistan'ı, İncirlik'i de düşüneceğim dedi. Gitmeeceğim dediği ziyarete sayın Başbakan'ın yanına büyükelçiyi de alıp giderse şaşmayın. Deniz Baykal demişti dersiniz! Bu da bir fiyasko! Üçüncü fiyasko geliyor, o da Anayasa değişikliği...

ABBAS YOLCUDUR, YOLCU

AKP'nin işi bitiyor. AKP muhalefete yöneldi. Sık sık söylüyorum Abbas yolcudur, yolcu!..

19 üyeli Anayasa Mahkemesi'ne 16 Cumhurbaşkanı, 3'ünü AKP atayacak. Yarının Yüce Divan'ı hazırlanıyor dersek yalan mı? Hukuk muhalefette de var. Muhalefete düşünce kendini güvence altına almak için yapıyor. HSYK bütün mahkemeleri kontrol altına alacak. Bu işin içinde particilik yoktur diye düşünmek aklınıza yatıyor mu? Yapılmak istenen Anayasa Mahkemesi ve HSYK'yı RTÜK'e çevirmek.

DEĞİŞİKLİK ANAYASA MAHKEMESİNE GİDER

Bu Anayasa değişikliği anayasaya aykırıdır. Çünkü bizim Anayasamızın değiştirilemez maddeleri arasında yargı bağımsızlığı vardır. Siz eğer HSYK'yı yandaşlarınıza emanet ederek yargınını bağımsızlığını zedelerseniz bu değişim Anayasa'ya aykırıdır. Anayasa Mahkemesi başkanı ne dedi "Ben yaptım oldu, olmaz, mutabakatla yapın, mutabakatla yapmazsanız, bu iş bizim önümüze gelir" Önüne gelirse ne olacağını söylemedi ama anlayan anlar. Yargıtay başkanı, daire üyeleri, anayasa hukukçuları "bu anayasaya aykırıdır, anayasa mahkemesinin önüne gelir" diyor.
Günün Önemli Haberleri