Altın Kelebek Ödülleri'nde İbrahim Tatlıses'e ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’ verilmesine yükselen tepkiler günlerdir sürüyor, konuya ilişkin bir görüş de bugün Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'dan geldi. Ahmet Hakan, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları gününde ödül alan İbrahim Tatlıses'in geçmişte hayatındaki isimlere uyguladığı şiddete yönelik haberlerin sıklıkla paylaşılarak tepki hareketi oluşmasına karşı eleştiri getirdi. Hakan "kadına şiddet uyguladı" denilerek hedef tahtasına oturtulan Tatlıses'i bir başka büyük isim ile savundu.. Ünlü yazar, "Yılmaz Güney anısına “Büyük Onur Ödülü” verilseydi... Bu tipler, “Yaşa! Var ol!” çekerlerdi" ifadelerini kullandı.Geçtiğimiz yıl koronavirüs yüzünden yapılmayan Altın Kelebek Ödülleri'nin bu yıl 47.'si düzenlendi ve dün akşam kelebekler sahiplerini buldu. Her yıl olduğu gibi bu yıl da ödül alanlar tartışma yarattı, gecede birçok skandal da yaşandı. İbrahim Tatlıses'e 'Yaşam Boyu Onur Ödülü' veren 47. Altın Kelebek Ödül Gecesi organizasyonuna sosyal medyada tepki yağdı.İbrahim Tatlıses'in geçmişte hayatındaki isimlere uyguladığı şiddete yönelik haberlerin görüntüsü defalarca paylaşılarak, tepki dolu yorumlar yapıldı.Sinema, televizyon ve müzik dünyasından isimlere verilen Altın Kelebek Ödülleri, 47’nci kez sahiplerini buldu. Ödül alan neredeyse tüm kadın ünlüler konuşmasında 'kadın hakları, kadın cinayetleri, kadına şiddet, taciz' gibi konulardan bahsetti: Aynı gecede 'kadına şiddet ' ile ismi geçmişten bu yana sık sık anılan İbrahim Tatlıses de 'Yaşam Boyu Onur Ödülü' aldı. Salondakiler bu ödülü alkışlarken, sosyal medyada tepkiler adeta kazan gibi kaynadı! "Yılmaz Güney'in anısına ödül verilse" Bu eleştirilere yanıt ise Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'dan geldi. Ahmet Hakan bugünkü yazısının "Yılmaz Güney'in anısına ödül verilse" başlığını taşıyan bölümünde Türk sinemasının kült ismi üzerinden Tatlıses'i savundu."Bu tipler, “Yaşa! Var ol!” çekerlerdi" İbrahim Tatlıses'e yönelik eleştiri dalgasını "riyakarlık" olarak tanımlayan Hakan, "Siz bakmayın İbrahim Tatlıses’e ödül verilmesini “Kadın düşmanına nasıl ödül verilir? Kadın döven adam o... Bu adam nasıl ödüllendirilir” falan dediklerine... Yılmaz Güney anısına “Büyük Onur Ödülü” verilseydi... Bu tipler, “Yaşa! Var ol!” çekerlerdi." ifadelerini kullandı.Hakan şöyle devam etti; "Sanatçı ile sanatını ayırmak gerekir mi? Sanatçının kişiliği, sanatından ayrı düşünülebilir mi? Sanatçı ve yaşamı, birbirinden ayrılabilir mi? Sanatçıyı, sadece sanatı üzerinden mi yargılayacağız? Kişiliğini, yapıp ettiklerini hiç mi hesaba katmayacağız? Bunlar, çok çetrefilli konular. Sürekli tartışılıyor. Bir karara da varılabilmiş değil.""Ama benim bu konularda kendimce vardığım bir sonuç var. O sonucu şu iki örnek sanatçı üzerinden anlatayım:YILMAZ GÜNEY: Yılmaz Güney’in sinemasına bayılırım. Çok severim. “Yol” filmini ilk kez izlediğimde üç gün kendime gelememiştim. O derece yani... Ama bu sevgim, onun silahlara düşkünlüğüne, adam öldürmesine, kadın dövmesine onay vermem anlamına gelmez.Tam tersi... O konularda Yılmaz Güney’den nefret ederim.İBRAHİM TATLISES: İbrahim Tatlıses’in sesine bayılırım. Çok severim ondan şarkı türkü dinlemesini. Silahlı saldırıya uğradığı gün, “Gelmiş geçmiş en büyük sese kıydılar” demiştim. Ama bu sevgim, onun geçmişte kadınlara şiddet uygulamasına ve maço tavırlarına onay verdiğim, taviz verdiğim anlamına gelmez."Sosyal medyada İbrahim Tatlıses'e gelen tepkilerden bazıları ise şöyle...