Adana'da bu sabah erken saatlerde Sarıçam İlçesi'ndeki Karaömerli Köyü'ne giden Osman Demir, Ozan Karaca, Cengiz Kaya ve Uğur Gökoluk, Seyhan Baraj Gölü'nde oltayla avlanmaya başladı. Sazan gibi tatlı su balığı tutan balıkçıların oltasına ne olduklarını tam olarak bilemedikleri küçük boyutlu bir balık takıldı. Demir'in eline almak istediği balık, sol avucunu ısırınca yere düştü. Bu sırada da sol ayağını da ısırdı. Eli ve ayağı kanamaya başlayan Osman Demir, hastaneye giderken diğer balıkçılar söz konusu balığı kovanın içine aldı. Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tetanoz aşısı yapılıp taburcu edilen Osman Demir, hayatında ilk kez böyle bir durumla karşılaştığını söyledi. Balığın pirana olduğunu söyleyen Osman Demir, "O bölgede yıllardır balık tutarım. İlk kez bu balığı görüyorum. O gölde aynı zamanda yüzüyoruz da. Beni ısırdığında korkmadım ama panik yaşadım. Bu balık çok tehlikeli. Yetkililer önlem alsın" dedi. Diğer amatör balıkçılar da şaşkınlık yaşadıklarını belirtip gölde gerekli araştırmanın yapılmasını istedi. Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nde görevli öğretim üyeleri ise, "Bu balık çok büyük ihtimalle pirana ama 'kesin budur' diyebilmek için tür araştırması yapılması gerekiyor. Bu balığı maalesef kendini bilmez insanlar göle bırakabiliyor. Panik yapmadan gölde önlem alınmalı, çünkü bu tür balık tehlike yaratır" diye konuştu. Peki herkese korku salan pirana nasıl bir balık? Gelin kendisi küçük ama tehlikesi çok büyük olan sualtı canavarını yakından tanıyalım. Güney Amerika'daki akarsularda yaşayan, küçük ama yırtıcılığıyla dikkat çeken bir düzineyi aşkın balık türü Pirana adıyla bilinir. Piranalar etobur ve otobur olarak iki sınıfa ayrılır. Bu balıklar tatlı su balıklarıdır, tuzlu su da (deniz gibi) yaşayamazlar. İçlerinden 4-5 tür özellikle tehlikelidir. Ancak pacular (otobur piranalar) saldırgan değildir.[1] Bu balıklar tatlı su balıklarıdır, tuzlu su da (deniz gibi) yaşayamazlar. İçlerinden 4-5 tür özellikle tehlikelidir. Ancak pacular (otobur piranalar) saldırgan değildir. Piranaların en belirgin özelliği iri ve sivri dişleridir. Güçlü kaslara bağlı alt ve üst çenesinde sıralanmış olan ustura gibi dişler ağız kapandığında birbirlerine sıkıca kenetlenir. Böylece pirana kendinden çok daha iri olan avından büyük parçalar koparabilir. Piranalar ailelerine çok bağlıdır ama kan kokusuna dayanamaz. Örneğin pirananın annesi yaralanmışsa ve pirana kan kokusunu duyarsa hemen annesini yer. Yani huy ve fiziki yapıdan (diş ve kaslar) binevî köpek balıklarına benzerler. (Resimde pirana dişleri) Yem attığınızda bazen korkak davranışlar sergilerler. Aslında bu korkak davranışlar avını yanıltmak ve onu kaçmasını engellemek içindir. Geri çekilip bir iki kere yaklaşıp kaçarlar ve daha sonra aralarından bir balık ilk ısırığı alır. Balığın kaçışı kalmamıştır ve saliseler içinde diğerleri de saldırır. Sürü oluşturacak kadar minimum sayıda balık beslemiyorsanız, balık bu güdüleri kaybedecek ve parçalama işini bırakacaktır. Böyle bir durumda ufak parçalar halinde yem vererek balığı beslemek gerekir. En az 5-6 balık ile oluşturulacak küçük sürü balıkların birbirinden kuvvet almasını sağlar ve kendilerinden 3-4 kat büyük bir canlıya bile saldırabilirler. Piranaların saldıramayacağı avın boyu sürüdeki balık sayısına bağlıdır. Onlar saldırırken tek vücut olurlar ve hepsinin oluşturduğu kütleden daha büyük bir canlıya saldıramazlar. Genelde leş vb. şeylerle beslenirler. Fakat sürekli olarak bu tür yiyecekler bulamayıp açık sularda gördükleri hareketli canlılara da saldırırlar.