80'lik dedelerden güldüren Kılıçdaroğlu yorumları!

Dün seçim bildirgesini açıklayan Kılıçdaroğlu'nu babam ve babamın 80'li yaşlardaki birkaç arkadaşı ile beraber bizim evde izledik.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Dün seçim bildirgesini, açıklayan Kılıçdaroğlu'nu babam ve babamın 80'li yaşlardaki bir kaç arkadaşı ile beraber bizim evde izledik.

Yapılan yorumlar tek kelimeyle muhteşemdi!

Solumdaki dede bir bana, bir babama dönüp, "Ne dedi, ne dedi?" diye soruyor, biz de anlatıyoruz. Sonunda dayanamadı, "Bu benden de erken bunamış, ne dediğini bilmiyor" diye bombayı patlattı!

Diğer dede ise, "Benim adam sanıp kız verdiğim damadım da bunun peşinden gidiyor kafayı yiyecem!" diyerek dizine vurdu! Diğeri, "Bu kadar yalan söylüyor ve çarpılmıyorsa kesin şerbetlidir" diye yorum yaptı.

Gülmekten Kılıçdaroğlu'nu izlemeye fırsat bulamadım! Yazıya oturmadan önce internetten izleme ve okuma imkanı buldum.

Çok ilginç demeçler gerçekten.

Bir siyasi lidere, "Kasten antipatik davran ve halktan uzaklaşmana neden olacak ne varsa söyle" desen, ancak bu kadar uygulayabilir.

Bu millet ne vaatler duydu ve gördü!

İki anahtarı gördü. Yetmedi üç anahtarı gördü! "Kim ne veriyorsa beş lira fazlasını veririm" vaadini, "Faiz kalkacak" sözünü, duydu. Köy-kent projesini gördü. "Ekonomiyi düzlüğe çıkarmak için bana 500 gün verin" sözünü bile duydu.

Hepsi ülkeyi uçurumun kenarına getirdi ve milletin sillesini yiyerek tarih sahnesinden utanç içinde çekildi.

Türkiye bu vaatleri en son Cem Uzan'dan duymuştu. Uzan yaptığı pislikleri örtmek için millete alenen rüşvet teklif etti o dönemlerde. Umduğunu bulamayınca Fransa'ya uzandı ve şimdi Türkiye'ye dönemiyor.

Şanslıyız ki dönemiyor. Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu ona kesin vekillik teklif ederdi. Uzan olmayınca onun danışmanını kılavuz yaptı kendine...

O reklamcı at diyor, Kılıçdaroğlu desteksiz atıyor. Ben pinokyoyu masallardan ibaret sanıyordum. Cahilliğime verin.

Kılıçdaroğlu'nun tek farkı burnu uzamıyor!

"Emekliye yılda iki maaş, asgari ücret 1500 TL, 16 milyon kişiye nakdi para yardımı, 5 milyon kişiye sosyal yardım, her haneye 360 tl fatura desteği, her yoksul yetişkine 240 TL destek, yaşlılara üç ayda bir 900 TL yardım, askerlere 360 TL yardım... Ve en önemlisi, kredi kartı borçlarının yüzde 80'i silinecek!"

Kısacası "Yiyin, için, saçın! Gerisini bana bırakın, o iş bende!" diyor!

Sevgili kardeşlerim şuradan da net anlaşılacağı üzere birlik olmalıyız! Hiç birimiz AK Partili olmak mecbureyetinde değiliz. Ama hepimizin ülkeyi Kılıçdaroğlu'ndan koruma gibi bir mecburiyeti olmalı...

Baksanıza....

Bahsini ettiği şeylerin ülkeye ekonomik olarak getireceği yük neredeyse 1 trilyon TL'yi buluyor. Avivasa reklamındaki gibi paraları saçıyor ama, bu paraları nereden getireceğini bir türlü açıklamıyor. Karşısındaki insanları, 5 yaşındaki çocuğu şeker verme vaadiyle kandıran insanlar gibi kandırmaya çalışmakla meşgul.

Çiftinin borçlarını, esnafın borçlarını bitirdi, şimdi de kredi kartı borçlarının yüzde 80'ini silecek! Yakında eline "Cam Sil" alıp, "Benim adım Kemal, camlarınızı da silerim" derse şaşırmayın!

"SGK prim borcu, trafik cezası gibi devlete ait borçlarda faiz veyahut cezalar silinecek" dese neyse. Seçimden sonra bankalara mafya gibi çökmeyecekse kredi borcunu nasıl silecek, çok merak ediyorum.

Bizi ikna edecek bir yol bulabilir sanırım... Mesela CHP'nin ortak olduğu İş Bankası'nın kredi kartı alacaklarını silse ben şahsen inanırım!

Zamanında belediyeler tarafından öğrencilere verilen busları iptal ettiren kendi partisi. Yine belediyelerce vatandaşa yapılan sosyal yardımların durdurulması için mahkemelere başvuran kendisi...

Bu ülkede yılbaşı, sevgililer günü, anneler günü gibi üç özel günde kredi kartları ile yapılan harcamalar Yunanistan'ın borcunu ödüyor.

Beyefendi o borçları silecekmiş!

Hem de devletin kasasından. Ayağını yorganına göre uzatmayı bilmeyen, kredi kartıyla telefon, televizyon, bilgisayar alanların borcunu benim ve sizin paranızla ödeyecek yani...

Senin elinde Gezi döneminde devletin birliğine ve beraberliğine kasteden alçakların, milletin malını yakıp yıkan vandalların kiri var. Senin alnında devletin savcısını makamında katleden DHKP-C'li teröristlere destek vermenin utancı var.

Sileceksen önce onları sil!

Sen o utancı silmediğin sürece, rüşvet vaadettiklerinin soyundan bir tek kişi kalsa bile sana oy falan vermez!