BIST 10.209
DOLAR 32,37
EURO 34,71
ALTIN 2.398,02
HABER /  GÜNCEL

Ağrılılar devletten 'ana' olmasını bekliyor

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yaptırılan 'Yeni Anayasa'dan beklentiler' konulu saha araştırması TBMM Başkanı'na sunuldu.

Abone ol

AİÇÜ rektör yardımcısı Prof.Dr. Fahri Bayıroğlu, Sosyoloji Bölümü öğretim üyelerinden Yrd.Doç.Dr. Coşkun Taştan ve Yrd.Doç.Dr. Hasan Güler dün TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i makamında ziyaret ederek, araştırma raporunu sundu.

22.401 kişiyi temsil eden 30 sivil toplum örgütü ve meslek odasının yanı sıra bazı aşiretlerin ve yerel cemaatlerin önde gelen isimleri ile "yüz yüze derinlemesine mülâkat" ve "odak grup" teknikleriyle görüşmeler yapılarak hazırlanan raporu inceleyen Çiçek, çalışmadan dolayı üniversite ekibini kutladı.

Prof. Bayıroğlu, TBMM Başkanı Çiçek'e sunulan araştırma raporunun önemi hakkında şunları söyledi: "Ağrı iline odaklanan araştırma bir kaç yönden önemlidir. Ağrı Kürt nüfusunun yoğunlukta olduğu illerimizdendir. Ayrıca, Ağrı 12 Eylül 2010 tarihli referandumda % 95.8 evet oyu ile mevcut anayasanın değiştirilmesi yönünde ülke çapında en yüksek talebin açığa çıktığı ilimizdir. Bu nedenlerle Ağrı ilinin yeni anayasadan beklentileri önemlidir".

Raporda ön plana çıkan bazı bulgular şunlar:

Devlet "Baba" Değil "Ana"

Araştırma, yeni anayasanın ertelenmeden, en kısa zamanda yürürlüğe girmesi yönünde bir beklenti olduğunu ortaya koydu. Biçimsel açıdan şu beklentiler var: İlke olarak her maddesi değişime açık (değiştirilemez maddesi olmayan) ama uygulamada sık sık değiştirmeyi gerektirmeyen; kısa, öz ve anlaşılır; halk tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek bir anayasa olmalı. Kısa vadeli değil, yüzyıllar sürecek kadar evrensel olması hedeflenmeli. Avrupa Birliği'ne üye olsak da olmasak da, yeni anayasamız AB'nin anayasal kültürü ile yerel değerlerimizi bağdaştıran bir yapıya sahip olmalı.

"Tebaa" Değil "Yurttaş"

Araştırma, içerik ve işlev açısından şu beklentilerin ön plana çıktığını ortaya çıkardı: İdam cezasının gelecek yüzyıllarda da yasak olmasını garanti eden; anadilleri önemseyen ve her türlü sosyolojik farklılığın insan eliyle yok edilmesinin önüne geçen; halkı tek tip tebaa olarak değil çok renkli, çok dilli ve çok kültürlü yurttaşlar gibi gören bir anayasa yapılmalı. Yeni anayasa üniversite özerkliğini önemsemeli; aile yapısını korurken eşitlik ilkesini göz ardı etmemeli; kitlelerin yanısıra bireylerin haklarını da gözetmeli.

"Cumhur, Kendi Başkanını Seçmeli"

Araştırma, Cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören bir anayasa beklentisinin hakim olduğunu ve beklenenin aksine başkanlık sistemi ve federal sistem gibi siyasal yapılar lehinde bir talep olmadığını da ortaya koydu.

Seçim Barajları Öfke Biriktirir

Yeni anayasa ile beraber yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve seçim barajlarının düşürülmesi ise siyasal sistemi daha işlevsel hale getirir. Seçim barajları siyasal talepleri dışlayarak, toplumsal öfkeyi biriktirir.