BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

ABD Türkiye için faturayı belirledi

Türkiye ile ABD arasında süren pazarlıklarda son telaffuz edilen rakam 6 milyar dolar ile 30 milyar dolar oldu.

Abone ol

ABD, muhtemel bir savaştan dolayı zararlarının karşılanması amacıyla Türkiye'ye verilecek ekonomik yardımın 2 milyar doları askeri borçların silinmesi, 4 milyar doları kredi olmak üzere 6 milyar dolar olmasında ısrar ediyor. Türkiye ise, bu rakamın 5 katına çıkarılmasında ısrar ediyor. Muhtemel bir Irak savaşı ile ilgili Türkiye ile ABD arasında askeri, siyasi ve ekonomik alanda sıcak pazarlıklar yaşanıyor. Başbakan Abdullah Gül'ün Bakanlar Kurulu'nda da verdiği bilgilere göre, ABD, Türkiye'ye verilecek yardımın 6 milyar dolar olması konusunda diretiyor. ABD, 2 milyar dolarının FMS kredilerinin silinmesi, 4 milyar dolarının ise kredi olmak üzere 6 milyar dolarlık ekonomik yardım önerisini Türk tarafına iletti. Ancak Türkiye, 6.8 milyar dolarlık FMS kredilerinin silinmesini istiyor. Buna karşılık ABD'nin teklif ettiği 6 milyar dolarlık rakamın 5 katına yani 30 milyar dolara çıkarılmasını şart koşuyor. ABD ile Türkiye arasında yaşanan pazarlıkların siyasi ayağını ise, Irak'ın toprak bütünlüğü ve savaştan sonra yeniden yapılandırılması konusu oluşturuyor. Türkiye, Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması konusunda ABD'den yazılı kayıt istiyor. ABD tarafı bu konuda henüz net kararını Türk tarafına iletmedi. Türkiye, Saddam sonrası Irak'ın nasıl yönetileceği konusunun savaştan önce masaya getirilmesini talep ederken, ABD bu konunun savaştan sonra ele alınmasını istiyor. Türkiye'nin siyasi alanda şart koştuğu bir diğer konu da, Musul-Kerkük'ün durumu ve Türkmenler'in yönetimde söz sahibi olması. Türkiye, muhtemel bir savaştan sonra Musul'a kadar olan bölgeyi kontrolü altında tutmak istiyor. Musul-Kerkük bölgesinin Kürt ve İngiliz unsurlarından uzak tutulmasında ısrar eden Türkiye, bu bölgenin bağımsız statüsünün korunması ve herhangi bir grubun denetimi altına girmemesini şart koşuyor. Hükümet, Irak ve Kuzey Irak'ta oluşacak yeni yönetimde Türkmenler'in de temsil ve söz hakkı sahibi olması gerektiğini de savunuyor.