BIST 10.644
DOLAR 32,26
EURO 35,10
ALTIN 2.495,95

40.000 polis yeter mi?

Yunanistan’ınkine benzer bir tutumla, bizim Hükümetimiz de işsizliği, 40.000 polisi işe alarak çözmeye çalışıyor.40.000 polisi işe almak, işsizliğe çareymiş gibi.

Yunanistan’a çok uzun yıllardır gidip geliyorum.
Üsküp’e giderken, yolun daha düzgün olduğu Yunanistan üzerinden gitmeyi tercih ediyorum Bulgaristan yerine.
Bir de Batı Trakya Türklerinin Efsanevi Lideri, Rahmetli Sadık Ahmet’i anmak için 25 Temmuzlarda Gümülcine gidişlerimiz var uzun yıllardır.
AB Üyesi olduktan sonra,  Yunanistan’daki gözle görülür en önemli değişiklik, ülke içindeki karayollarında oldu.
Fakat başlayan her otoyol inşaatı o kadar uzun sürüyordu ki, sorduğumda verilen cevap hep aynıydı.
- AB para verdi yol için ama paraları yiyip yolları yapmadı müteahhitler.
Her iktidar değişikliğinde de müteahhit değişiyormuş.
Bu yüzden de AB fonlarını yönetenler ile ülke arasında ciddi problemler yaşandı uzun süre.
AB verdi parayı, bunlar yedi, yol yapmak yerine.
Ülkede o gün bugün, üretime yönelik gözle görülür bir yatırıma rastlamak mümkün değil.
Ekonominin iki temel direği vardı Yunanistan’da.
Biri tarım, diğeri turizm.
Tütün ve pamuk ekiminde iddialı olan Yunanistan’da,  AB’den gelen paraların memurlara yüksek maaş olarak dağıtılması sonucu, Yunalılar tarlalarını boş bırakıp memur olmaya koştular.
Siyasetçilerin de iktidarlarını devam ettirme amacı ile memur alımlarına hız vermeleri, bu sürece katkıda bulundu.
İpsala’da kapıda tanıdığım Çamerya Arnavutu Hristo’nun deyimiyle, bütün Yunanistan, “çalışmayan memurlar ordusu” olmuş.
Arabası olan, güzel maaşı olan Yunanlı, gidip de Adanın birinde Alman turiste hizmet etmek için neden garson olsun ki?
Yunanistan’da bugün baş gösteren kriz, çok önceki yıllarda tehlike sinyalleri veriyordu ama siyasetçiler bunu hep göz ardı ettiler.
Bizde de, şu anda üretmeyen ama ithalatı kolaylaştıran düzenlemelerin sonucu, birkaç yıl sonra Yunanistan’ın yaşadığına benzer bir sıkıntının baş göstermesi kaçınılmaz.
Hükümet, istihdam sorununu çözmek için, TOBB’a baskı yaparak işçi alın demek yerine, üretimin önündeki engelleri kaldırmaya dair en ufak bir çaba sarf etmiyor.
Yunanistan’ınkine benzer bir tutumla, bizim Hükümetimiz de işsizliği, 40.000 polisi işe alarak çözmeye çalışıyor.
40.000 polisi işe almak, işsizliğe çareymiş gibi.
Amaç işsizliği çözmek değil tabii ki.
Popülist bir yaklaşım sergileyerek, seçim yatırımına yönelik bir çalışma yapıyor 40.000 polis kadrosu açarak.
Yunanistan’da deniz bitti.
AB, verdiği hibe ve yardımlarla bu işin çözülemeyeceğinin geç de olsa farkına vardı.
Almanya’nın “verin Adaları, verelim parayı” teklifinin, bize bir şeyleri düşündürmesi gerektirmez mi?
Ardından sırada bekleyen Portekiz ve İspanya krizleri, AB’nin geleceği konusunda herkesi endişeye sevk etti.
AB’nin fonları, bu ülkeleri krizden çıkartmaya yetmeyecektir.
Hele yeni AB Ülkesi olan Slovanya, Hurvatistan, Bulgaristan gibi ülkelerin yaşadıkları sıkıntılar biraz daha belirgin hale gelsin, AB’nin zengin ülkeleri havlu atarlar.
Yunanistan Krizi ve ardından sırada bekleyen krizler, AB’nin, üye ülkeler tarafından, daha çok sorgulanacağı süreci de beraberinde getirecektir.