40.000 polis yeter mi?
Yunanistan’ınkine benzer bir tutumla, bizim Hükümetimiz de işsizliği, 40.000 polisi işe alarak çözmeye çalışıyor.40.000 polisi işe almak, işsizliğe çareymiş gibi.
Yunanistan’a çok uzun yıllardır
gidip geliyorum.
Üsküp’e giderken, yolun daha
düzgün olduğu Yunanistan üzerinden gitmeyi tercih ediyorum
Bulgaristan yerine.
Bir de Batı Trakya
Türklerinin Efsanevi Lideri, Rahmetli Sadık Ahmet’i anmak için 25
Temmuzlarda Gümülcine gidişlerimiz var uzun
yıllardır.
AB Üyesi olduktan sonra,
Yunanistan’daki gözle görülür en önemli değişiklik, ülke
içindeki karayollarında oldu.
Fakat başlayan her otoyol inşaatı
o kadar uzun sürüyordu ki, sorduğumda verilen cevap hep
aynıydı.
- AB para verdi yol için ama
paraları yiyip yolları yapmadı müteahhitler.
Her iktidar değişikliğinde de
müteahhit değişiyormuş.
Bu yüzden de AB fonlarını
yönetenler ile ülke arasında ciddi problemler yaşandı uzun
süre.
AB verdi parayı, bunlar
yedi, yol yapmak yerine.
Ülkede o gün bugün, üretime
yönelik gözle görülür bir yatırıma rastlamak mümkün
değil.
Ekonominin iki temel direği vardı
Yunanistan’da.
Biri tarım, diğeri
turizm.
Tütün ve pamuk ekiminde iddialı
olan Yunanistan’da, AB’den gelen paraların memurlara yüksek
maaş olarak dağıtılması sonucu, Yunalılar tarlalarını boş bırakıp
memur olmaya koştular.
Siyasetçilerin de iktidarlarını
devam ettirme amacı ile memur alımlarına hız vermeleri, bu sürece
katkıda bulundu.
İpsala’da kapıda tanıdığım Çamerya
Arnavutu Hristo’nun deyimiyle, bütün Yunanistan,
“çalışmayan memurlar ordusu” olmuş.
Arabası olan, güzel maaşı olan
Yunanlı, gidip de Adanın birinde Alman turiste hizmet etmek için
neden garson olsun ki?
Yunanistan’da bugün baş gösteren
kriz, çok önceki yıllarda tehlike sinyalleri veriyordu ama
siyasetçiler bunu hep göz ardı ettiler.
Bizde de, şu anda
üretmeyen ama ithalatı kolaylaştıran düzenlemelerin
sonucu, birkaç yıl sonra Yunanistan’ın yaşadığına benzer
bir sıkıntının baş göstermesi kaçınılmaz.
Hükümet, istihdam sorununu çözmek
için, TOBB’a baskı yaparak işçi alın demek yerine,
üretimin önündeki engelleri kaldırmaya dair en ufak bir çaba sarf
etmiyor.
Yunanistan’ınkine benzer
bir tutumla, bizim Hükümetimiz de işsizliği, 40.000 polisi işe
alarak çözmeye çalışıyor.
40.000 polisi işe almak, işsizliğe
çareymiş gibi.
Amaç işsizliği çözmek değil tabii
ki.
Popülist bir yaklaşım
sergileyerek, seçim yatırımına yönelik bir çalışma yapıyor 40.000
polis kadrosu açarak.
Yunanistan’da deniz
bitti.
AB, verdiği hibe ve yardımlarla bu
işin çözülemeyeceğinin geç de olsa farkına vardı.
Almanya’nın “verin
Adaları, verelim parayı” teklifinin, bize bir şeyleri
düşündürmesi gerektirmez mi?
Ardından sırada bekleyen Portekiz
ve İspanya krizleri, AB’nin geleceği konusunda herkesi endişeye
sevk etti.
AB’nin fonları, bu
ülkeleri krizden çıkartmaya yetmeyecektir.
Hele yeni AB Ülkesi olan Slovanya,
Hurvatistan, Bulgaristan gibi ülkelerin yaşadıkları sıkıntılar
biraz daha belirgin hale gelsin, AB’nin zengin ülkeleri havlu
atarlar.
Yunanistan Krizi ve ardından
sırada bekleyen krizler, AB’nin, üye ülkeler tarafından, daha çok
sorgulanacağı süreci de beraberinde getirecektir.