BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53

40 yaş

40 olmanın en büyük artısı büyümek. 20’li yaşların o kararsızlıkları, gel-gitleri olmuyor artık. Yoran ruh halleri, inişler çıkışlar bitiyor.

40 yaşıma bugün girdim. 40’larda 50’lerde hep söylenir, yazılır; şöyle hissediyorum, şunları şunları öğrendim diye... Ben de adet yerini bulsun istedim J 

40 olmanın en büyük artısı  büyümek. 20’li yaşların o kararsızlıkları, gel-gitleri olmuyor artık. Yoran ruh halleri, inişler çıkışlar bitiyor.

40 yaşımın ilk gününde ne istediğimi çok net biliyorum artık. Daha da önemlisi neleri istemediğimi de biliyorum.

20’lerde, 30’larda kurulan hayallerin gerçeğe dönüşebildiğini de gördüm. Kimi hayal diyor, kimi hedef. Ne dendiği umrumda değil. Ancak gerçekleşebiilyor. Bu yüzden hayal kurarken dikkat ediyorum artık J 

Mutlu olmak için başkalarının bir şeyler yapmasına gerek yok, bunu da öğrendim. Kimse beni mutlu edemez, kimse beni üzemez. Ben izin vermediğim sürece... Her şeyi kendimin yaptığının farkındayım. 

Neden bunlar başıma geliyor, neden beni buluyor dönemleri de bitti. Bu başıma gelenden ne öğrenmem gerekiyor dönemi içersindeyim. Bu durum 50’ime gelince nasıl bir hal alacak merakla bekliyorum.

Sözlerin gücünün farkındayım artık. Direkt hedefe kitlendiklerini biliyorum.

Göz temasının ne kadar önemli olduğunun da. Konuşurken göz teması kurmayanlardan uzaklaşma eğilimindeyim...

 Ön yargı kötü, bunu hepimiz biliyoruz. Ancak 40’aıma geldiğimde ön yargı sadece kötü değil, berbat. Bunu iliklerime kadar biliyorum.

Yanlış anlaşılmaktan korkmuyorum. Hatta umrumda değil. Bu, bana inanılmaz bir özgürlük duygusu veriyor.

Kendim olmanın keyfini sürüyorum. Sürdükçe de kendimdeki potansiyelle karşılaşıyorum.

 Bilgilenmenin en büyük tatminlerden biri olduğunu keşfettim. Herşey tükenebiliyor. Tüketemediğimiz tek şey bilgi.

  Kendimi dövmeyi bıraktım. Olduysa oldu. Bırak artık kendini dövmeyi dedim. Bununla beraber öz takdiri öğrendim. Kendimi takdir etmenin ayıp bir şey olmadığını, çok doğal bir durum olduğunu öğrendim.

Herşeyi yüklenmeyi de bıraktım. Bütün Dünya’yı sırtımda taşımanın anlamsızlığını... Yüklerimi hafiflettim.

Kimseye ihtiyacım yokmuş  gibi dursam da, en az herkes kadar benim de bir omuza yaslanmaya ihtiyacım olduğunu önce kendime itiraf ettim.

Eğlence yaratmanın beni yeniden doğmuş gibi şarj ettiğini gördüm. Herkes eğlenirken arada kaynamak kolay. Ancak kimse eğlenemiyorken, eğlence yaratabiliyorsan oldun demektir.

Sağlıklı olmanın ne demek olduğunu içimde hissettim Bunu tecrübe etmek iyi. Ancak nereye kadar iyi, bir tek buna karar veremedim. 

Hiçbir şeyi kişiselleştirmiyorum. Bana bunu nasıl yaptı dönemi bitti. Bana bişey yaptığı  falan yok. O, öyle...

Aradığım, ancak piyasadan kalkmış olduğunu öğrendiğim kitabı bulmanın beni ne kadar mutlu ettiğini öğrendim. Çok alışılmış bir cümle belki ama; mutluluk uzağımda değil, hemen yanı başımda.

 Öfke ve kızgınlıklarımla yüzleştim. Onların üstüne gittim. Bir de baktım ki, ne öfke kalmış kızgınlık. Kuş gibiyim.  

Hayatımdaki herkes, benim hayat sahnemde bana deneyim yaşatmak ve öğretmek için bir takım roller üstlenmişler. Bunu da öğrendim. Hepsi de rolünü başarıyla oynayan aktörler.  

Vermeyi sevenlerdenim ben. Vererek mutlu oluyorum. Almak zor gelirdi. Ancak vermek ne kadar doğal ve normal ise almak da öyleymiş. Alıp vermenin sihrini keşfettim. Bununla beraber müsade etmeyi de... 

Kaderin ne olup ne olmadığını  öğrendim. Müthiş keyifli. Dahası Allah’ın korkulan değil sevilen olduğunu deneyimledim. Korkmaktansa yakın olmanın ( kendime göre), keyfini çıkarıyorum. Daha çok baş başa kalma arzum var. Aramıza kimsenin giremeyeceğini de biliyorum. Zaten biliyordum. Ancak teori ile uygulama farklı şeyler... 

Allah’tan istediğim herşeyin olmuş olduğunu gördüm. Olmayanları ise henüz istememişim. Kendi kendime istemişim ama O’ndan değil. Bunu nasıl olurda bu kadar geç fark ettiğime şaşırdım.  

40’ıma girmeden 1 yıl  önce, hayatımı değiştiren, iki cümlelik bir kontratın altına imzamı attım. Aslında özümde var olan bir durumdu. Ancak zamanla ve yaşadıklarımla kaybettiğim... Onu yeniden hatırlamış olmayı da kutluyorum bugün.  

Kontratımı merak edenlere: Ben değerliyim.