28 Şubat günü sivillerin toplantısı
Refah Partisinin iktidarda olduğu Necmettin Erbakanın Başbakanlık koltuğunda oturduğu dönemdi.
Tayyip Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı olarak demokrasi bizim için araçtır beyanatlarıyla yerel yöneticilik yapıyordu.
Ama bu dönemin sahici yıldızı ise Rizeli Şevki Yılmazdı. O bir konuştu mu, ortalık sarsılıyordu!.. Tabii Refah Partisinin iktidardaki ömrünü de törpülüyordu. Yılmazın konuşmaları en çok 28 Şubatçıların ekmeğine yağ sürüyordu. Hazret şeriat rejimi geliyor diyenlerin basın ve halkla ilişkiler daire başkanı gayretiyle konuştukça konuşuyordu.
28 Şubattan sonra Şevki sustu!
Sanki görevi bitmiş gibiydi
İşte bu günlerde Türkiye Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlık eylemi için her akşam 21.00de 1 dakika süreyle evlerde elektrikler kapatılıp açılıyordu. Eylem bir ayını doldurmuştu.
1 Dakika Karanlıklık eylemiyle birlikte Türkiye Yurttaş Girişimi adıyla yeni bir yapılanmayla da tanıştı. Yurttaş Girişimi, 28 Şubat 1997 günü Beyoğlunda yemek düzenledi. Toplantıya 1 Dakika Karanlık hakkında yazı yazan, haber yapan gazeteciler davet edilmişti.
Organizasyon şunu soruyordu:
-Karanlık Eylemi için 1 ay demiştik, süre bitti. Şimdi buna devam edelim mi, etmeyelim mi?
Süre bitmişti ama Türkiye de eylemi sevmişti. Sıfır riskli bir eylemdi. Polisler eylemcilerin kafalarında cop falan kıramıyordu. Ayrıca askeri lojmanlarda bile elektrikler kapalıtıp açılıyordu.
Herkes bir fikir söylüyordu. Ama en akılda kalanı Hürriyet yazarı Fatih Altaylıya aitti. Altaylı eylem sürmeli derken anarşist tavrını da ortaya koyuyordu:
-Benim elimde bir radyo programı, bir televizyon programı ve bir gazete köşesi var. Valla siz bitirseniz bile ben sürdürülmesi yönünde yayınlar yapacağım.
Fatih kararlılığını vurgulamak için, konuşmasını kendi literatürüyle şöyle taçlandırdı:
-Ben bu işin bokunu çıkartana kadar götüreceğim!
Oysa Fatihin son hedefine çoktan varılmıştı ama bundan kimsenin haberi yoktu. Atv yayın koordinatörü Ayşenur Aslan hariç Ayşenur söz aldığında şöyle dedi:
-Arkadaşlar benim yaptığım iş gereği aldığım bir bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum: Bugün Ankarada bir darbe oldu!
Herkes dondu kaldı.
Tuğrul Eryılmaz, bir televizyon habercisine yapılacak en ağır saldırıyla, sessizlikten çıkılmasını sağladı:
-Ama önce reklamlar!..
Kahkahalar koptu!
28 Şubat Post Modern Darbesi, İstanbullu seçkin gazeteciler tarafından böylesi neşeli bir ortamda kahkahalar içinde öğrenildi.
Sonrasını biliyorsunuz: Tekbiiiiiire karşılık Çevik Biiiirrrr! sloganları eşliğinde Erbakan istifa etti. Her darbenin devrilen adamı Süleyman Demirel bu kez devirenlerin lideri oldu. Bir ay önce Akit gazetesine Şeriat Dinin Ta kendisidir manşetini veren Baba, laik güçlerin lideri haline geldi, senfoni orkestrası şefi mertebesine çıkarak konuştu:
-İşte laiklik budur!
Erdoğan, Belediye Sarayından alınıp Pınarhisar Cezaevine konuldu.
Böylece kendilerine dini referans alan siyasi yapı askeri operasyonla Türkiyenin yönetiminden uzaklaştırıldı.
Ülke kurtuldu!..
Not: Beş yıl sonra ezici Meclis çoğunluğu ile iktidara gelen AK Parti, 28 Şubatçılara olan borcunu asla ödeyemez!