BIST 10.267
DOLAR 32,27
EURO 34,79
ALTIN 2.412,23
HABER /  GÜNCEL

2 Şubat 2012 Basın Özeti

Guardian, yıllardır büyük bir yalan söylendiğini savunuyor ve 'Taliban'ın yenildiği doğru değil' diyor. Independent, uzmanlarla yaptığı analizin sonucunu açıklıyor 'Euro ölüme mahkûm'. Ve Daily Telegraph soruyor Facebook 'altın yumurtlayan tavuk mu?'

Abone ol

Dün BBC'ye sızdırılan, NATO'nun Afganistan'daki Taliban'la ilgili raporu ardından pek çok gazete, Afganistan'ın içinde bulunduğu durum ve geleceğiyle ilgili değerlendirmelere yer veriyor.

'Büyük yalan'

Guardian gazetesi "Büyük Afganistan yalanı" başlıklı yazısında, "Bir yalan söyler ve bunu bıkmadan tekrarlarsanız sonunda insanlar buna inanır" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Afganistan'daki savaşla ilgili söylenen büyük yalan, NATO'nun uluslararası gücü ISAF'ın ve Afgan güvenlik güçlerinin Taliban'ı geriye ittiği, mağlup ettiğidir. İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın yayınladığı aylık raporda, Taliban'ın direnişe devam ettiği ancak ISAF ve Afgan güvenlik güçleri tarafından yoğun baskı altında tutulduğu belirtiliyor. Oysa Amerikan askerî kulislerinde konuşulanlara göre Taliban ağır darbe almış olsa da gücü, motivasyonu, malî kaynakları ve stratejik planlama becerisi güçlü şekilde duruyor."

Guardian, pek çok Afgan'ın Taliban'ın geri dönüşüne hazırlandığını belirtiyor ve BBC'ye sızdırılan NATO raporundaki verilerin de bunu desteklediğini söylüyor. Gazetenin yazısı, "Taliban'ın masaya oturmak zorunda kalacak kadar zor durumda olduğunu gösteren hiçbir delil yok. Direnişçiler, kendi topraklarında savaşan yabancı askerlerden daha azimli olduklarına inanıyor. Bir aşamada bu gerçek kabul edilmeli" sözleriyle sona eriyor.

Daily Telegraph gazetesi ise, "Birliklerimizin savaştığı düşmanın Afganistan'ın geleceğinde söz sahibi olması gerektiği fikri yenilir yutulur lokma değil" diyor ve savaşın 11'inci yılında yapılması gerekenin Afganistan'ın bir uluslararası terörizm merkezine dönüşmesini engellemek olduğunu yazıyor.

Daily Telegraph, "Ancak endişe verici olan şu, NATO'nun bu konudaki ortak arzusu parçalanmaya başladı" diyor ve şunları ekliyor:

"Fransa askerlerini, NATO'yla varılan anlaşmadan 12 ay önce, gelecek yıl çekmeye karar verdi. Amerikan Başkanı Barack Obama için de askerlerin çekilmesini başkanlık seçimleri öncesinde hızlandırmak çok cazip bir fikir olacak. Bunlar NATO'nun güvenilirliği açısından sorun yaratacak. İngiltere'de de askerlerin neden üç yıl daha Afganistan'da kalması gerektiği sorgulanmaya başlanacak."

'Euro ölüme mahkûm'

Independent gazetesi kapak sayfasından duyurduğu, iç sayfalarda da geniş yer verdiği haberine "İktisatçılar hemfikir: Euro ölüme mahkûm" başlığını atmış.

Gazete önde gelen siyasetçiler, ekonomi uzmanları ve işadamlarıyla yaptığı mülakatlar sonucunda derlediği verilere dayanarak "Uzmanlar Yunanistan'ı kurtarma sürecinde Euro'nun krizi atlatılabileceğini ancak bu bulaşıcı krizin kontrol altına alınmasının mümkün olmadığını düşünüyor" değerlendirmesine yer veriyor.

Gazetenin haberinde tek iyimser görüş Avrupa Komisyonu'nun Başkan Yardımcısı Olli Rehn'den gelirken, İngiltere'nin eski maliye bakanlarından Nigel Lawson, "Kendisini demokrasi olarak tanımlayan ülkeler, halkın isteği dışında, siyasî birlik empoze edemezler. Siyasî birlik kurulamazsa para birliğinin işlemesi de mümkün değildir" görüşünü savunuyor.

'Saatli bomba'

Euro krizinin odağındaki ülke Yunanistan ise içten içe kaynamaya devam ediyor.

Financial Times, konuyu "Sosyal patlama korkusu" başlıklı haberiyle aktarıyor.

Yunanistan'da koalisyonun küçük ortağı sağcı Laos Partisi'nin (Halk Partisi) liderinin Avrupa Birliği'ne, 130 milyar Euro'luk kurtarma paketinin koşullarını gevşetmelerini, aksi takdirde bunun bir sosyal patlamayı tetikleyeceğini söylediğini belirtiyor.

Laos lideri Yorgo Karacaferis'in Avrupa Birliği yetkililerine gönderdiği mektupta Yunanistan'ın daha fazla kemer sıkamayacağını anlattığını belirten Financial Times, mektuptan şu alıntıya yer veriyor:

"Kurtarma planı karşılığında istenen reformlar, Avrupa'nın çok uzun yıllardır görmediği bir sosyal huzursuzluk yaratacak. Özellikle karmaşık yapıya sahip bir toplumun desteği isteniyorsa, reform silah zoruyla olamaz. Bu, tüm Batı dünyası için bir saatli bomba."

'Güç oyununun arkasındaki milyonerler'

Times gazetesi Amerika Birleşik Devletleri'nde başkanlık yarışıyla ilgili gelişmeleri değerlendirdiği sayfalarında, Cumhuriyetçi Parti'nin aday adayları arasındaki önseçim mücadelesinin sadece sandıkta olmadığını vurguluyor. Times'ın "Güç oyununun arkasındaki milyonerler" başlıklı analiz yazısı özetle şöyle:

"Mitt Romney elde ettiği başarıyı, Wall Street ve iş dünyasından varlıklı ve etkili küçük bir gruba borçlu. Çoğu milyoner, bazıları milyarder iki yüz kişi, 2011'in son altı ayında, Romney'i desteklemek üzere 18 milyon dolar topladı. Romney'i destekleyen "Geleceğimizi Kurtar" adlı siyasî hareketin en büyük üç bağışçısı birer milyon dolar katkıda bulundular. Bu, doğrudan Romney'e verebilecekleri 2,500 dolardan oldukça büyük bir miktar. Siyasî destek komiteleri, parayı doğrudan adaylara vermediği sürece sınırsız bağış alma yetkisine sahip. Rakibi Newt Gingrich'in, Romney'i yakalamak için epey koşması gerekiyor."

Altın yumurtlayan tavuk

Dünya genelinde 845 milyon kullanıcısı bulunan ve geçen yıl 1 milyar dolar kâr elde eden sosyal paylaşım sitesi Facebook, şirket hisselerini piyasaya sürmek için gerekli resmî işlemleri başlattı.

Gazetelerin ekonomi sayfalarında Facebook'un geleceğiyle ilgili değerlendirmeler geniş yer buluyor.

Daily Telegraph, şirketin borsada işlem görmesinin milyarlarca dolar değerinde olacağını yazyor ama "Facebook Wall Street'te altına dönüşecek mi?" diye soruyor.

Yazı özetle şöyle:

"Bugüne kadar Facebook'un gelişimi hep kullanıcılara daha iyi bir hizmet sunmak içindi ancak Wall Street hisselerin ne kadar kâr getirdiğiyle ilgileniyor olacak. Facebook'un sunduğu her hizmet, kullanıcılarla ilgili daha fazla bilgiyi toplamayı hedefliyor. Çünkü reklam verenler, bu kişisel bilgileri kullanmak için daha fazla para ödüyor. Örneğin Liverpool'daki bir kullanıcı, İspanya'daki bir müzik festivalini 'beğenirse' karşısına yakın bir havaalanından İspanya'ya uçak bileti öneren reklamlar çıkıyor. Ya da bir kullanıcı statüsünü 'nişanlıya' çevirirse, sonu gelmeyen gelinlik ve mücevher reklamları onu bekliyor. Facebook'u asıl değerli kılan bu kişisel bilgi deposu. Şimdi Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg'i bekleyen mücadele, 800 milyon arkadaşını kaybetmeden onları kâr getiren dostlara çevirip çeviremeyeceği."