BIST 10.083
DOLAR 32,52
EURO 34,87
ALTIN 2.438,13

Unutkanlık hastalık haline geldiyse...

Unutkanlık hastalık haline geldiyse...

Bir şey almak için kapıdan içeri girip de niye girdiğini unutmak “kapı etkisi” olarak tanımlanıyor.

Unutkanlık hastalık haline geldiyse...

Bir şey almak için kapıdan içeri girip de niye girdiğini unutmak “kapı etkisi” olarak tanımlanıyor. Psikologlar bunun insan hafızasının güçlü yönlerinin yanı sıra zayıflıklarını da ele verdiğine inanıyor. Herkesin başına gelmiştir. Koşarak kapıdan içeri girip de ne almaya gittiğimizi unuttuğumuz çok olmuştur. Aynı şekilde buzdolabının kapağını açıp ne alacağımızı hatırlamak için raflara boş boş baktığımız da. Ya da hararetle söze girmek için bir arkadaşımızın lafını kestiğimiz, sonra da ne diyeceğimizi hatırlamadığımız… Bunlar sık karşılaşılan örneklerdir. “Kapı etkisi” olarak bilinir ve hafızamızın ne şekilde organize olduğuna dair önemli ipuçları içerir.

Unutkanlık hastalık haline geldiyse...

Büyük resim Bunun nedenlerini anladığımızda o geçici unutma anları bizi belki o kadar kızdırmayacaktır. Hafızanın özelliklerini anlamak için şu kısa hikayeden söz edelim: Bir kadın bir gün üç inşaat işçisini öğle tatili sırasında görür. Birinciye ne yaptığını sorar. “Tuğla üstüne tuğla koyuyorum” der. Aynı soruyu “Duvar örüyorum” diye cevaplar ikinci işçi. Üçüncüsü ise “Katedral inşa ediyorum” der.

Unutkanlık hastalık haline geldiyse...

Bu hikayeden çıkarılacak ders iki türlü olabilir: Birincisi, büyük resmi görmek, geniş düşünmek; ikincisi ise her tür işte başarılı olmak için o işi çok katmanlı bir şekilde düşünme ihtiyacı. Belki üçüncü işçi yaptığı işe en büyük esinle anlatıyor olabilir; ama kimse birinci işçinin anlattığı gibi tuğla üstüne tuğla koymadan katedral inşa edemeyecektir. Günlük yaşantımızda dikkatimiz bu farklı düzlemler arasında, hedeflerimiz ve heveslerimiz ile plan ve stratejilerimiz, somut eylemlerimiz arasında gider gelir.

Unutkanlık hastalık haline geldiyse...

Farklı düzlemler Her şey yolunda gittiğinde, ki genellikle aşina olduğumuz durumlarda böyle olur, dikkatimiz ne istediğimiz üzerinde yoğunlaşır; ona nasıl ulaşacağımız konusunda kafa yormayız pek. İyi bir şoför vitesi, sinyalleri ve direksiyonu otomatiğe bağlamış gibi, düşünmeden kullanabilir ve dikkati yanındaki kişi ile sohbete yoğunlaşmıştır. Fakat aşina olmadığımız bir durumda, dikkatimiz yaptığımız iş üzerindedir ve büyük resimden uzaklaşmıştır o an için. Örneğin usta şoförümüz büyük bir kavşağa yaklaştığında konuşmayı keser, aksi halde motordan tuhaf bir ses geldiğini duyarız.