BIST 10.159
DOLAR 32,21
EURO 35,09
ALTIN 2.472,06
HABER /  GÜNCEL

Turgut'un Milliyet saplantısı

Serdar Turgut, Milliyet yazarlarını kızdıracak yazılar yazmaya devam ediyor. Turgut'un ilk hedefi Can Dündar. Sonraki ise hepsi!

Abone ol

Genel yayın yönetmeni değişikliğine giden Milliyet Gazetesi'ne Serdar Turgut'tan mesajlar var. Turgut'un tavsiyeleri Sedat Ergin'e. Hedef aldığı ilk isim Can Dündar. Turgut, "Milliyet gazetesinde neler olacak" diyerek yazmaya başladı.


Milliyet gazetesinin yeni yayın yönetmeni yakında İstanbul'a coşkulu kutlamalar eşliğinde gelecek. Doğan medya grubuna yakışan havalimanına onu karşılamak için bir mehter takımı ve önemli insanlardan oluşan bir delegasyon yollamasıdır.
Önemli insan bulmak söz konusu Milliyet olduğunda hiç de zor değildir.

Çünkü Milliyet yeryüzünde ve belki de tüm kainatta metrekare başına en fazla eski genel yayın yönetmeni bulundurma rekoruna sahiptir. Sadece eski Milliyet genel yayın yönetmenlerinden isterseniz karşılama değil bir futbol takımı bile kurabilirsiniz, üstelik takımın yedeklerini de açıklayabilirsiniz eğer isterseniz.

Bana kalırsa Sedat Ergin xanax almaya şimdiden başlamalı, çünkü İstanbul'a ayak bastığı anda karşısında eski genel yayın yönetmenlerinden oluşan grubu bulacağından olabildiğince sakin kalmaya ihtiyacı olacak. Ben Sedat'ın yerinde olsaydım bu eski yayın yönetmenleri için yeni işler yaratırdım ki; sonra boşta kalıp benimle uğraşmaya başlamasınlar diye.

Ben burada kendime iş edinip Sedat'a fikir yardımı yapmaya girişeceğim. Bazı eski yayın yönetmenleri için oluşturulabilecek yeni işler şöyledir; bu arada birçok insan Hasan Cemal'in dünkü yazıma tepki gösterip göstermediğini sordu. Vallahi bu soruya cevabı öğrenmemiz için 10009 yılının mart ayını beklememiz gerekecek, çünkü hız durumu var bilmem anlatabiliyor muyum?

Mehmet Y. Yılmaz: O son zamanlarda aşk konularında uzmanlaşmış olduğundan bundan böyle yazarlık işi dışında evlilik danışmanı da olarak görev yapabilir. Bozulmaya doğru giden evliliklerde çiftler Mehmet Y. Yılmaz'a başvurduklarında onlara aşklarını yeniden canlandırmaları yolunda fikirler verebilir. Bunun iyi bir yanı da onun fikirlerinin gazetede bir yazı dizisi de olabileceğidir, gerçi Sedat böylesine gayrı-ciddi meselelerden pek hoşlanmaz ama...
Hasan Cemal: Milliyet'te halen bulunan devlet büyükleri arasında müstesna bir yeri bulunan bu kişiye en uygun iş cumhurbaşkanı olmasıdır. Kendisinin ağırlığı ve yavaşlığı bir tek cumhurbaşkanlığı makamına uygundur. Allah'tan dokuzuncu cumhurbaşkanından (Süleyman Demirel) sonra bir de onuncumuz oldu (AHMET NECDET SEZER) böylece devlet mekanizmasının Hasan Cemal'in temposuna adapte olma zorluğu yaşamasının önüne de geçilmiş oldu.

Umur Talu: Doğan medya grubu eğer espri anlayışına sahipse onu da grubun hükümetle olan işlerini takip etmekle görevlendirir.

Güneri Cıvaoğlu: Onu meşgul etmek için kendisi güzellik yarışmaları jüri daimi üyeliği gibi bir göreve atanabilir.

Bu arada Milliyet'te eskiden yayın yönetmenliği yapmış olup da medyanın başka yerlerine dağılmış isimler de var. Bunlar Sedat'ın problemi değildir diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Örneğin bir Ufuk Güldemir'in kendi bulunduğu şehirde yaşamaya başlayan Sedat Ergin ile uğraşmaması mümkün değildir. Bu ikili bir ara Washington'da aynı dönemde muhabirlik yaptılar, onların rekabet edeceğiz diye yazdıkları haberler nedeniyle Amerikan yönetimi az daha ülkenin başkentini New Orleans olarak ilan edecekti. Bu karardan son anda o dönemde başkan olan Baba Bush New Orleans'a taşınmaya üşendiği için vazgeçildi.

Gerçi gizli bir örgüt üyesi olduklarına da inanmış olduğum Ufuk ve Sedat ikilisinin boş zamanlarında nasıl eğlendikleri Amerika'da efsane olmuştur ve konu Washington'da hala daha konuşulmaktadır. Onlardan hemen sonra bir de üstüne üstlük ben Washington'a atandım, sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde ciddi bir içki kıtlığı yaşandı bizim tüketimlerimiz nedeniyle. Görev için Amerika'ya ilk kez giderken beraber yolculuk ettiğim Sedat uçakta normalen tutuklanmasını gerektiren düzeyde içki içti. Ben de yere indikten sonra tutuklanmamı gerektirecek düzeyde içtim. Aynı gece bir de eğlenmeye karar verdik ve sonunda ikimizden bir tanesi yere düşmeden bayıldı. Sedat'ın bayıldığı halde yere düşmemesi onun aslında ne kadar da tehlikeli bir insan olduğunu gösterir.

Şimdi o tür tehlikenin ucunda yaşadığımız günler gayet tabii ki eskide kaldı. Geçenlerde Ufuk ile perhiz ve kendi sağlığımıza dikkat etme konusunda konuşuyorduk. Bana 'boş ver Serdar, zamanında yedik içtik yapılabilecek her şeyi fazlasıyla yaptık, şimdi farklı yaşama zamanı' dedi.

Diyeceğim o ki Sedat'ın yeni görevi sadece İstanbul'da olacağı nedeniyle içimi inanılmaz sıcaklıkla dolduruyor. Sanki göreve ben başlıyormuş gibi heyecanlanıyorum. Ve yeni işin onun için çok ama çok iyi olmasını istiyorum. Kendim yeni göreve başladığım ilk günden beri bana destek veren Ufuk'un da aynı hislerle dolu olduğuna inanıyorum. Şimdi yapılacak tek şey kalıyor; bir süre sonra üçümüz buluşmalıyız. Gayet tabii ki çay içeceğiz sohbet ederken, bu buluşmaya Ertuğrul Özkök de davet edilmeli bence ama o bizi kötü yola sevk eder diye korkuyorum, o illa da şarap içelim diye tutturur buna eminim. Üstelik yabancı ve pahalı şarap içmek de ister. Eskiden olsa 'paramız yok' der şarabı alma işini ona yıkardık, şimdi ise bunu diyecek halimiz de yok, çaresi yok katlanacağız masrafa, kader utansın.

Yazımı tam bitirdim, Ankara'dan telefon geldi. Bir zamanlar sokaklarında yan yana haber peşinde koşturduğum sevgili Zülfikar Doğan'dan acı haber aldım. Oğlunu yitirdi Zülfikar, bu büyük acıyla yıkıldı. Bu tür haberler beni anında birkaç yaş daha yaşlandırıyor. Haberi aldığım an telefonda sessizleştim, lafın bittiği anlardan bir tanesiydi bu. Arkadaşıma sabır ve dayanma gücü diliyorum Allah'tan.

YAZI:Serdar TURGUT
AKŞAM