BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  EKONOMİ

SGK işverenlerin canını fena sıkacak

Sosyal Güvenlik Kurumu, kayıtdışı istihdamın peşine düştü. İlk darbe ise usülsüz bordro düzenleyenlere geliyor.

Abone ol

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, sosyal güvenlik sisteminde kayıt dışılıkla mücadeleye ağırlık vereceklerini belirterek, sigorta primine esas kazançlarla ilgili meslek kodlarına göre bir çalışma yaptıklarını söyledi.

Bu sayede bir doktor ile hizmetlinin aynı bordrodan beyan edilmesi gibi olayların önüne geçeceklerini ifade eden Acar, ''2012 yılına inşallah bu tabloyu çok önemli ölçüde düzelteceğiz'' dedi. Sağlık ödemelerindeki artışın da kendilerini düşündürdüğünü belirten Acar, yıl içinde bu alanda da önemli çalışmaları hayata geçireceklerini bildirdi.

Acar, Uluslararası Yöneticiler Derneği'nde, SGK'nın yapısı ve çalışmaları hakkında sunum yaptı. Sosyal Güvenlik Reformu'nun 2008 yılında hayata geçirildiğini anımsatarak, süreç içindeki yasal düzenlemeler ve teşkilatlanma çalışmaları hakkında bilgi veren Fatih Acar, vatandaş odaklı, bürokrasinin olabildiğince azaltıldığı bir yapıyı esas aldıklarını söyledi. Reformla, sosyal güvenlik açıkları nedeniyle sürdürülemez hale gelen sistemin devamlılığını sağladıklarını ve ''ne kadar prim ödeniyorsa o kadar emekli aylığının alınabileceği'' bir yapı kurguladıklarını dile getiren Acar, fazla sayıda emekli bulunmasının hala sistemde açık yarattığına da işaret etti. Kurumun emekli aylığı olarak 104,7 milyar lira ödediğini, prim gelirlerinin ise 97,2 milyar lira düzeyinde kaldığını ifade eden Acar, emekli aylıkları için yapılabilecek bir şey bulunmadığını, prim gelirlerini artırmanın en önemli yolunun ise kayıt dışılıkla mücadele olduğunu vurguladı. Fatih Acar, 2008-2011 döneminde kayıt dışılıkla mücadelede önemi adımlar attıklarını belirterek, bu süreçte 1 milyon 60 bin kişi ve 70 bin iş yerini kayıt altına aldıklarını söyledi.

2012 SONUNDA ÇÖZÜLECEK

Acar, kayıt dışıyla ciddi bir şekilde mücadele etmeleri gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

''Biz sosyal güvenlik reformuyla şunu sağladık; bu işin sürdürülebilirliğini, yani ne kadar prim ödeniyorsa o kadar emekli aylığı alınabileceği bir sistemi kurguladık. Bu, kısa, orta ve uzun vadeli dönemde sosyal güvenlik açıklarımızı azaltacak. Kısa vadede ne yapabiliriz? Prim gelirlerimizi artırmamız gerekiyor. Bugün yüzde 40'ı, asgari ücretten beyan ediliyorsa, kurum olarak bunu düzeltmemiz gerekiyor. 2012 yılında devreye koyduğumuz çok önemli uygulamalarımız var. Mesela sigorta primine esas kazançlarla ilgili meslek kodlarına göre bir çalışma yapıyoruz. Milyonlarca meslek koduyla ilgili bir tanımlama yapacağız. Yani bir iş yerinde 5 aşçı, bir de aşçıbaşı var. Bu aşçıbaşının maaşı aşçıyla bir olmaz, bir iş yerinde işçilerle mühendislerin maaşı aynıysa bu olmaz. Bir iş yerinde doktor çalışıyor, hizmetli ile aynı bordrodan beyan ediliyor, bunları kabul etmeyeceğiz. 2012 yılına inşallah bu tabloyu çok önemli ölçüde düzelteceğiz.''

ÖNLEM ŞART


Sağlık ödemeleriyle ilgili tablonun da kurum olarak kendilerini düşündürdüğüne değinen Acar, burada ciddi birtakım önlemler almak gerektiğini söyledi. Acar, 2002'de 7,6 milyar lira olan sağlık ödemelerinin, 2012'de 45 milyar liraya çıktığına işaret ederek, ''Tabii ki sağlıkta açılımlar, vatandaşın erişiminin kolaylaştırılması güzel şeyler ama bir anlamda işin sürdürülebilirliği de önemli. O nedenle sağlık konusunda çok önemli çalışmalarımızı 2012 yılında devreye koyacağız'' dedi.

SAHTECİLİK

Bu arada, bir katılımcının, ''Sahtecilik bu tabloda önemli yer tutuyor mu?'' sorusuna Acar, ''Tabii tutuyor'' karşılığını verdi. Acar, günde 300 reçete yazan doktorların bulunduğu, köylülere minibüslerle toplanıp göz ameliyatları yapıldığı gibi örnekleri sıralayarak, ''Şimdi bunların hepsini incelemeye aldırdım. Maalesef bunlar yapılabiliyor. Buraları bir ticarethane gibi görmemek lazım, mutlaka sağlık sektörü para kazanabilir ama bu işin ahlaki boyutunu da ihmal etmemek gerekiyor'' ifadesini kullandı. Acar, suistimallerin önüne geçebilmek amacıyla doktorlara günde 60 hasta bakabilmeleri yönünde kota uygulaması getirdiklerini dile getirerek, risk odaklı denetim modeli, e-reçete ve avuç içi damar izi tarama yöntemiyle kimlik doğrulama gibi uygulamaları bu yıl hayata geçirmeyi planladıklarını kaydetti.