BIST 9.645
DOLAR 32,53
EURO 34,89
ALTIN 2.434,42
HABER /  GÜNCEL

'Sevgi ve Barış İftarı' yapıldı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, 'Din özgürlüğünü biz dinlere saygımızın gereği olarak savunmalıyız' dedi. İşte dinlerin buluşmasından ayrıntılar:

Abone ol

Marmara Grubu Vakfı'nın bu yıl 8'incisini düzenlediği ''Sevgi ve Barış İftarı'', semavi dinlerin temsilcilerinin katılımıyla Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirildi. iftar yemeğinin ardından, ''Allah'ın semavi dinleri kullanarak insanları teröre yönlendiren kötü niyetli insanlara fırsat vermemesi''dileğiyle iftar duası okunan gecede, Prof. Dr. Bardakoğlu da bir konuşma yaptı. Barış, huzur ve güven içinde yaşamanın önemine değinen Bardakoğlu,''Biz, bu ideali yükseltmeliyiz. Bunun ilk koşulu din özgürlüğüdür. Din özgürlüğünü biz dinlere saygımızın gereği olarak savunmalıyız. Peygamberimizin emaneti olarak savunmalıyız'' dedi. Barış ve güven içinde yaşamanın bir ayağının da farklılıklara saygı göstermek olduğuna işaret eden Bardakoğlu, ''insanlığı bir tespihin taneleri gibi aynı ipe dizmenin'' mümkün olmadığını dile getirdi. Bardakoğlu, şöyle devam etti: ''Dünyanın bu zenginliği, bu çeşitliliği yüce Rabbimiz'in ayetlerindendir. İnsan hakları, kadın hakları, çevre bilinci, demokrasi, sosyal adalet, saymakla bitiremeyeceğimiz insanlığın ortak değerleri, hiçbir medeniyetin, hiçbir coğrafyanın malı değildir. İnsanlığın ortak malıdır. Bu da yüce Rabbimiz'in insan kalbinde yarattığı kabiliyettir. '' İnsanlığın karşı karşıya olduğu bir olgunun da manevi kirlenme olduğunu anlatan Bardakoğlu, bu anlamda, doğal afetlerde yitirilen insanlardan çok, insanların kendi eliyle yarattığı afetlerde yitirilen insanlara acıdığını dile getirdi. -HAHAMBAŞI HALEVA- Türkiye Musevileri Hahambaşı İzak Haleva da böylesi bir araya gelişlerin, Türkiye'deki değişik dinlere bağlı vatandaşların kaynaşması ve ülkedeki insan mozaiğinin göstergesi olduğunu söyledi. Haleva, Ramazan ayının tüm dünyada güzelliklere vesile olması dileğinde bulundu. Süryani Ortodoks Cemaati Patrik Vekili Yusuf Çetin de Süryanilerin, bulundukları coğrafyada, İncil'in ışığı altında diğer hak ve medeniyetlerle hep uzlaşma ve iyi ilişkiler içinde olduklarını dile getirdi. Çetin, ''Dileriz ki bu mübarek oruç günlerinde O'na yakarmakta olan milyonlarca Müslüman kardeşlerimizle birlikte, Yüce Allah hepimizin sesini işitsin. Yurdumuza ve dünyamıza özlenen barış ve esenliği temin etsin'' diye konuştu. Süryani Katolik Cemaati Patrik Vekili Yusuf Sağ da Pakistan'daki depremde ve daha önce ABD'de yaşanan kasırgalarda yaşamını yitirenler için rahmet diledi. İnsanların önce birbirine yardım etmesi, sonra Allah'a yönelmesi gerektiğini belirten Sağ, dünyada trilyonlarca liranın silahlanmaya ayrıldığını, bu paranın açlığı yok etmek için ayrılmasının daha hayırlı olacağını ifade etti. AB İLE MÜZAKERELERİN BAŞLAMASI Sağ, ''3 Ekim'in hayırlı olması'' dileğinde de bulunarak, ama hayırlı sonucun sadece dua ederek değil, çabalayarak gerçekleşebileceğini söyledi. Yusuf Sağ, ''Allahım beni AB'ye götür'... Allah seni Avrupa'ya götürmez. Sen koşacaksın Avrupa'ya'' diye konuştu. Marmara Grubu Vakfı İcra Kurulu Üyesi Ogan Soysal da Vakfın faaliyetlerinden bahsetti. Soysal, Pakistan'daki depreme de değinerek,''Bu gönül zenginliği içinde bir dakika da olsa Pakistan'ı düşünmenizi istiyorum. Büyük bir facia yaşıyorlar. Onlara dua edelim'' dedi. Gecenin sonunda, 3 semavi dinin temsilcileri hep birlikte basın mensuplarına poz verdi. SAKAL-I ŞERİF SORUSU Öte yandan, gecenin sonunda, Ali Bardakoğlu'na gazeteciler, ''Bakan Atilla Koç'un sakal-ı şerif'i görmek için havalimanına getirtmesi dinen uygun mudur?'' sorusunu yöneltti. Yurtdışından bugün geldiği için konu hakkında bir yorum yapmasının yanlış olduğunu belirten Bardakoğlu, basın mensuplarının ısrarlı soruları üzerine, ''Şahısların ne yaptığı, Sayın Bakan'ın ya da yetkililerin neyi talep ettiğini bilmiyorum, ama kutsal emanetlerin ve sakal-ı şerif'in yerinde ziyaret edilmesi lazım. O, peygamberimize bir saygının gereğidir'' dedi.