BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Serdar Turgut'ın yazısı istifa ettirdi

Serdar Turgut'un 'Medyada eşcinsel gazeteci var mı?' başlıklı yazısı istifa getirdi. Turgut, grubunun köşe yazarlarına ağır suçlamalarda bulununca bir yazar istifa etti.

Abone ol

Serdar Turgut'un bugünkü yazısında hedef belliydi: Burhan Ayeri. Bunun üzerine binada büyük kargaşa başladı. Ayeri istifa etti. Ayeri istifa kararını yönetime bildirdi ancak yönetim kendisine biraz daha düşünmesini önerdi. Yarın için zehir zemberek bir yazı kaleme alan Ayeri ise kararından dönemeyeceğini söyledi... Serdar Turgut köşe yazısında ne demişti? Medyada eşcinsel gazeteci var mı? Başlıktaki manasız soruyu ben sormadım gayet tabii ki, kaldı ki provakatif olmak istesem bile, ben cevabını zaten bildiğim soruları ortaya atarak tartışma çıkarma sevdalısı değilim... Bu türden bir soruya bugüne kadar verilmiş en meşhur cevap Çin Halk Cumhuriyeti'ne attir. Onlar, günün birinde koskoca Çin'de bir tek eşcinsel bile kalmadığını açıklayıvermişlerdi. Bunu nasıl başardıklarını ise Sosyalist İdeoloji'ye bağlayarak açıklamışlardı. Çin'in bu tavrı, müthiş abukluğu nedeniyle anında klasikleşip tarihe malolmuştur. Çin'den başka kendi içinde eşcinselleri tamamen temizlemeyi başardığı iddiasında olan başka bir kurum, kuruluş ya da devlet de o günden bu yana ortaya çıkmamıştı. Öte yandan, Güneş Gazetesi bu konuda Çin Halk Cumhuriyeti kadar iddialı bir açıklama yapmaya hazırlanıyor gibi geliyor son günlerde bana. Bunu nereden çıkardığıma gelince, o gazeteden eşcinseller alehine sinirli bir tavır gelmeyen bir gün bile geçmiyor nedense. Gayet tabii ki eşcinsellere durup dururken kızmaya başlayan yazarlar sadece o gazetede değil; maalesef bizimki de dahil, her gazetede var onlardan. Ortada hiçbir neden yokken aniden kızgınlık seviyesi yüksek ama düzeyi düşük bir yazı patlatıveriyorlar eşcinseller alehine. Bu yazıları durup dururken yazanların ruhi çözümlemesini yapmak hayli zor ama, mutlaka duymuşsunuzdur: Eşcinsellere karşı aniden kızgınlık histerisine kapılanların aslında kendilerinin 'latan', yani 'gizli', yani baskı altında tutar şekilde eşcinsel oldukları söylenir... Şimdi, şunu da sormak gayet tabii ki meşrudur: Eğer eşcinsel düşmanlığının temelinde ruhi bir bozukluk varsa o zaman da temizlik iddiasında bulunmuş olan Çin Halk Cumhuriyeti Politbüro üyelerinin çoğunluğunun da latan eşcinsel olmaları gerekmez mi?.. Belki de öylelerdi, ama kimin umurunda; ve öyle olsalardı bile ne değişirdi?.. Dolayısıyla, 'medyada eşcinsel gazeteci var mı' sorusuna 'gayet tabii var; neden olmasın ki' cevabını vermeli ve konuyu tamamen unutup geçip gitmeliyiz. Ancak, illa da ortamda bir problem yaratmaya kararlıysak bir başka mesele var, onu da ortaya atabiliriz. Onun da tüyosunu derhal vereyim meraklısına: Madem Çin Halk Cumhuriyeti'nin dediği gibi Sosyalist İdeoloji ile eşcinsellik arasında bir uzlaşmaz çelişki var, haydi bakalım bizdeki düşünürler, yazar-çizerler kolaysa bu çelişkiyi çözümlesinler. Haydi buyrun bakalım: Ya eşcinsellikten vazgeçecekler, ya da Sosyalist düşüncelerden, eğer Çin'in tavrı doğru idiyse. Asıl çözümlenmesi gereken çelişki burada. Size birşey söyliyeyim mi, böyle uzlaşmaz bir çelişkiyi gündeme getirebilirseniz, Türkye'nin eli kalem tutan düşünürlerinin önemli bölümünü ortadan kaldırmaya yönelik ortamı yaratmaya başladınız demektir. Çünkü, bu tür buhranlı çelişkiler düşünürlerin kaldırabileceği türden şeyler değildir ve siz sadece o çelişkiyi gündeme getirmekle bile onları intihara sürükleyebilirsiniz. Stalin'in çok da iyi bildiği üzere, bazı çelişkiler sadece o çelişkinin maddi temelini ortadan kaldırmakla, yani çelişkileri nedeniyle problem olmaya başlayan insanın öldürülmesiyle mümkün olabilir. Ben iddia ediyorum, bundan sonra illa da lazım ise, Türkiye'nin yeni diktatörü de medyadaki yazarların arasından çıkacaktır ve toplumu temizleme işine de o kişi zevkle soyunacaktır. Yazılarından tanıyabildiğim kadarıyla, benim şu anda birçok adayım var bu işe soyunması uygun olacak. Bir gün, gerekirse, bu pek erkek diktatör adaylarımı isim isim açıklarım. Eğer bir kişiye yüklemek istemezseniz toplumsal temizlik işini, o zaman Güneş Gazetesi'nin yazarlarının büyük kısmını alıp bizim gazeteden birkaç takviye ile bir Politbüro da oluşturabiliriz. Onlar eşcinselsiz toplum emellerine kavuşmak için gerekli politikaları oluştururlar. Politbüronun başına seçeceğimiz kişiye de 'chairman' titri veririz, böylece Çin Halk Cumhuriyeti modeli aynen taklit edilmiş olur. Böyle bir Politbüro'ya başkan olması için sizin adayınız kim, lütfen bana yazın sevgili okurlar. Ben, Güneş Gazetesi'nden bir yazarı ve bir de bizden bir yazarı 'chairman' olarak aday gösteriyorum, onlar bu işi hakkını vererek yapacak kafa yapısına sahipler gibi görünüyor yazılarında. medyatava