BIST 10.015
DOLAR 32,36
EURO 34,76
ALTIN 2.438,79
HABER /  GÜNCEL

Öymen:Türkiye uçurumun kenarında

CHP'li Onur Öymen, AKP Hükümeti’nin izlediği politikalarla ülkeyi sonu belirsiz bir uçuruma doğru sürüklediğini öne sürdü.

Abone ol

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, AKP Hükümeti’nin izlediği politikalarla ülkeyi sonu belirsiz bir uçuruma doğru sürüklediğini öne sürerek, "Bu iktidarın sonu da hüsranla bitecektir" dedi. Öymen, yaptığı yazılı açıklamada, iktidar olmanın ve tek başına hükümet kurmanın AK Parti’ye yetmediğini, iktidarın toplumun dokusunu değiştirmeye yönelik uygulamaları toplumun gündemine taşıdığını savundu. "Bir yandan Türkiye’yi AB’ye taşıma hedefini benimsemiş görünüyorlar, bir yandan da Avrupa değerleri ile taban tabana zıt politikaları toplumumuza damardan şırınga etmeye çalışıyorlar" diyen Öymen, şunları kaydetti: "AKP Hükümeti izlediği politikalarla ülkemizi sonu belirsiz bir uçuruma doğru sürüklemektedir. Bu iktidar ümmetçi anlayışını her vesile ile ön plana çıkartmakta, şeriat özlemini fütursuzca dile getirmektedir. Hedeflerinin ne olduğu, hala Başbakanlık Müsteşarlığı gibi devletin en önemli makamında tutmaya devam ettikleri zatın makalelerinden açıkça anlaşılıyor. Türkiye’nin gündemini sürekli olarak dini içerikli konularla doldurmak istiyorlar. Bu parti iktidara geldiğinden beri bir tek hafta geçmemiştir ki, Sayın Başbakan veya partisinin yöneticileri dini bir konuyu Türkiye’nin gündemine taşımasınlar. Hiçbir ülkenin başbakanı, bakanı, her Allah’ın günü din alimi edasıyla fetva vermeye kalkışmaz." İktidarın birincil hedefinin, laik eğitim düzenini yozlaştırmak ve din adamı yetiştirmek amacı ile oluşturulmuş eğitim kurumlarından mezun olanları devletin çeşitli kurumlarına yerleştirmek olduğunu ileri süren Öymen, "İstiyorlar ki, yargı organları, güvenlik güçleri, yüksek idare makamları, ekonomi bürokrasisi ve devlet yönetiminin bütün kilit noktaları din eğitimi görmüş insanlarla doldurulsun. İş başına geldiklerinden beri yaptıkları budur" dedi. Öymen, dinin çok kutsal bir duygu olduğunu ve dini konuları siyasete alet etmenin dine saygılı bir davranış olamayacağını vurgulayarak, şu görüşlere yer verdi: "Dini giysileri siyaset sembolü haline getirmek bir siyasi partinin yapabileceği en büyük yanlışlardan biridir. Bu, Atatürk’ün 80 yıl önce gerçekleştirdiği büyük reformları inkar etmektir. Adını açıkça koyalım, yapmaya çalıştıkları bir karşı devrimdir. Türkiye’de geçmişte de dini siyasete alet etmek isteyenler çıkmıştır. Kendi Meclis Grubunda, ’Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz’ diyenler olmuştur. Halkın din duygularını sömürerek oy almak isteyenler olmuştur. Siyasi destek sağlamak amacıyla tarikatlarla işbirliği yapanlar olmuştur ve bunların hepsinin sonu hüsranla bitmiştir. Bu iktidarın sonu da hüsranla bitecektir."