BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Kapı gibi hükümet!

Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, ABD'nin Türkiye'ya yaptığı baskıları anlattı ve ağzından şu sözler döküldü:

Abone ol

Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, Türkiye ile ABD arasında süren görüşmelerle ilgili olarak ''Biz de kapı gibi duruyoruz AB karşısında'' dedi. Yakış, görüşmelerin askeri, ekonomik ve siyasi alanlarda sürdüğünü ifade ederek, paranın bin tane konudan biri olduğunu, ayrıca Türkiye'nin para pazarlığı yapmadığını söyledi. Yakış, gazetecilerin, yabancı askerlerin Türkiye'ye kabul edilmesi ve Türk askerlerinin yurtdışına gönderilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi'nin 25 Şubat Salı gününe ertelendiği yolundaki haberleri hatırlatması üzerine, ''Daha önceden tezkere için açıklanmış bir tarih yoktu ki ertelensin'' dedi. Dışişleri Bakanı Yakış, görüşmelerde tıkanma olmadığını, ABD tarafına tezkerenin 18 Şubat'ta gelmesinin zor olduğunu söylediklerini hatırlattı. ''ABD müzakerelerde bastırıyor mu?'' sorusu üzerine Yakış, ABD ile Türkiye arasındaki müzakerelerde her iki tarafın da elinden geldiğince bastırdığını, bunun bütün müzakerelerde olağan bir tavır olduğunu söyledi. Yakış, ''Biz de kapı gibi durmaya çalışıyoruz ABD karşısında'' diye konuştu. Yakış, bir gazetecinin, ''kapı gibi duruyor muyuz yoksa durmaya mı çalışıyoruz?'' soruna ise ''Duruyoruz. Yani herkesin kendi pozisyonunun arkasında sağlam durması meşru bir şeydir'' diye yanıtladı. Bir başka soru üzerine Yakış, görüşmelerin askeri, siyasi ve ekonomik konularda yürütüldüğüne dikkati çekti. Yakış, ABD ile yapılacak anlaşmalarda Kongre onayı şartının istenip istenmediği sorusu üzerine de şöyle konuştu: ''Önce mutabakata varılan hususların ortaya çıkması lazım. Ondan sonra bu mutabakattaki maddelerin kongre onayından geçmesi gerekir mi gerekmiz mi ona bakacağız. Daha hangi konularda mutabakat hasıl olduğu ortaya çıkmadan her aşamada (bu da kongre onayına tabidir, şu da kongre onayına tabi değildir) diye bu aşamada yapılması gerekli bir şey değil.'' ''PARA KONUSU...'' Yakış, ABD ile yürütülen görüşmelerin para konusunda tıkandığı yolundaki haberlerin hatırlatılması üzerine de ''Para, bin tane konudan bir tanesi. Biz para pazarlığı yapmıyoruz ki... Türkiye'nin siyasi, askeri ve ekonomik alanda uğrayacağı zararları dile getiriyoruz. Böyle bir tıkanıklık lafının karşılığı olacak bir şey yok'' diye konuştu. ABD tarafının bugünkü görüşmeye katılmadığını hatırlatan bir gazeteciye de Yakış, bunun, görüşmelerin kesildiği anlamına gelmediğini söyledi. Yakış, ''Talimatları olmadığı için (toplantıyı bekletelim) dediler'' diye konuştu. Yakış, ABD kaynaklı bazı haberlerde ''Türkiye'ye 48 saat tanındığı'' yolunda ifadeler yer aldığının hatırlatılması üzerine, ''48 saat ne zaman başladı?'' diye sordu. Gazetecilerin, konunun Başbakan Abdullah Gül ile ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell arasındaki görüşmede bu sürenin verildiği yolunda haberler bulunduğunu söylemesi üzerine Yakış, ''Buna göre yarın öğleden sonra bu süre doluyor. Bu süre sonunda kim ne yapmazsa kim ne yapacakmış? Eğer konu tezkere ise tezkereye temel teşkil edecek bir anlaşma lazım. O anlaşma ortada yoksa tezkereyi nasıl sevkedeceğiz?'' dedi. ''ONLARIN TAKVİMİ VARSA, BİZİMKİ DE VAR'' Yakış, görüşmelerde gelinen noktanın sorulması üzerine de ''bu hafta anlaşma da olabilir ama Meclis'in çalışma takvimini düşünürseniz, tezkeriyi sunmak mümkün olmaz'' diye konuştu. Bir gazetecinin, ''ABD, Türk tarafının çalışma takvimini bekleyecek gibi durmuyor'' yorumu üzerine de Yakış, ''Onların takvimi var ama bizim de bir takvimimiz var. Bir de Meclisimizin takvimi var'' yanıtını verdi. Yakış, görüşmelere ilişkin bir başka soru üzerine de ''Görüşmelerde sona yakınlarda bir yerdeyiz'' dedi. 'KUZEY CEPHESİNDEN VAZGEÇİLMESİ MALİYETLİ' ABD kaynaklı haberlerde, Türkiye'nin gerekli kararı almaması durumunda, ABD'nin Kuzay Irak'taki Kürt oluşumlarıyle birlikte hareket edeceği yorumlarının yer aldığınız hatırlatılması üzerine de Yakış, ''Hiçbir zaman bize böyle bir şey iletilmedi. Böyle bir şey olursa Kürtleri tanımış olurlar. Kürtlaeri rejim muhalifi olarak esasen tanıyorlar. Ama ondan öte ne yapacaklar? Devlet kurulmadı ki... Şimdiye kadar tam aksini söylediler'' diye konuştu. Yakış, ABD askerlerinin Akdeniz açıklarında beklediği ve Türkiye'nin izin vermemesi durumunda bu birliklerin Irak'ın güneyine kaydırılacağı yolundaki haberlerin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: ''İhtimalden ziyade Kuzey seçeneğinden vazgeçilmesinin ABD için önemli bir maliyeti olacağını herkes görebilir. ABD'liler bunu bize çeşitli defalar söylediler. Onlar bunu söylemese bile mantık da bunu gerektiriyor. Hariteye baktığınız zaman Kuzey'den bir cephe açıldığında Irak'ın nasıl bir kıskaç altına alındığını herkes görür. Dolayısıyla kimse söylemese bile bir insan kendiliğinden Kuzey cephesinin açılmasının ne kadar önemli olduğunu görebilir. Bunu bir Amerikalının söylemesi şart değil. Ayrıca kendileri kuzeyden çephe açılmasına önem verdiklerini bize söylediler. Biz de bunun idrakindeyiz.'' ''HİÇBİRİ DAHA SIKINTILI DEĞİL'' Yakış, bir gazetecinin, ortada tezkere olmadığı halde, İskenderun Limanı'nda ABD askerleri bulunduğunu hatırlatması üzerine, bu birliklerin üslerdeki modernizasyon kapsamında Türkiye'ye geldiklerini söyledi. Askeri, ekonomik ve siyasi alanda yürütülen görüşmelerin üç ayrı paket halinde ele alındığını belirten Yakış, en sıkıntılı paketin sorulması üzerine, ''Bence hiçbiri diğerinden daha sıkıntılı değil'' dedi. Yakış, ABD'nin istekleri arasında Türk askerinin sıcak çatışmaya girmesinin de bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, ''Hayır. Türkiye'nin çatışma niyetiyle Kuzey Irak'a girmesi hiçbir zaman sözkonusu olmadı. İnşallah olmayacaktır da'' dedi. Müzakerelerin tamamlanma süresiyle ilgili sorular üzerine de Yakış, şunları kaydetti: ''Bazen, bir cümle bütün paketin yüzde 50'sini teşkil edebilir. Ama bir cümledir. Ama o cümleye sizin verdiğiniz önem o kadar büyüktür ki, paketin yarısı bir yana o cümle bir yana...(Yüzde 98'i bitti) dersem bu hiçbir şey ifade etmez. O subjektif bir değerlendirme olur. Diyelim ki, tesislere girip çıkacak askerlerin yaka kartının masraflarının kimin tarafından ödeneceğini düzenleyen madde ile Kuzey Irak'taki Türk askerlerine kimin komuta edeceği de bir paragraftır ama ikisi aynı önemde değildir.''