BIST 9.722
DOLAR 32,58
EURO 35,00
ALTIN 2.426,54

İnsanlar neden Düz Dünya teorisine inanıyor?

İnsanlar neden Düz Dünya teorisine inanıyor?

Düz dünya teorisine inanların sayısı artarken bilim insanları bunun nedenlerini araştırdı. Kitap karıştırmaktan çekinenlerin bilgi kaynağı olan YouTube ise bu konuda da başat rol oynadı.

İnsanlar neden Düz Dünya teorisine inanıyor?

İnsanların komplo teorilerine inanarak bilimsel gerçekleri reddetmelerinin en büyük nedenlerinden birinin, video paylaşım platformlarında yanlış bilgilerin yer aldığı içerikler olduğu belirlendi. Teksas Teknoloji Üniversitesi'nden profesör Asheley Landrum, düz dünya teorisine insanların nasıl inandığını ele aldı. Landrum, 2017'de düzenlenen 'Düz Dünya Konferansı'nda görüştüğü 30 kişinin 29'unun konuyla ilgili YouTube'da izledikleri videolardan sonra fikirlerinin değiştiğini söylediğini aktardı.

İnsanlar neden Düz Dünya teorisine inanıyor?

Araştırma sonuçlarını Amerikan Bilim İlerleme Derneği'nin yıllık buluşmasında sunan Landrum, düz dünya teorisinin yayılmasında YouTube'un algoritmasının da rol oynadığını açıkladı ve The Guardian'a yaptığı açıklamada "YouTube'da çok sayıda faydalı içerikle birlikte çok sayıda yanlış bilgi de yer alıyor. Sitenin algoritması, kullanıcıların daha duyarlı olabilecekleri videoların önerilmesi şekilde düzenleniyor" ifadelerini kullandı.

İnsanlar neden Düz Dünya teorisine inanıyor?

Ocak ayında YouTube, Topluluk Kuralları'nın 'tamamen ihlal edilmediği' içeriklerin yayılmasının nasıl engelleneceğine ilişkin yayınladığı bir blogda, "Bu amaçla, ciddi bir hastalık için sahte bir mucize tedavi önermek, dünyanın düz olduğunu iddia etmek veya 11 Eylül gibi tarihi olaylar hakkında açıkça yanlış iddialarda bulunmak gibi kullanıcıları zararlı bir şekilde yanlış yönlendirebilecek videoların önerilerini azaltmaya başlayacağız” açıklaması yapılmıştı.

İnsanlar neden Düz Dünya teorisine inanıyor?

BU DÜŞÜNCE ZARARLI DEĞİL ANCAK: Landrum, Dünya'nın düz olduğuna inanmanın 'kesinlikle zararlı olmadığını' söylese de, bu gibi fikirlerin genellikle kurumlara ve otoritelere duyulan genel bir güvensizlikle birlikte ortaya çıktığına dikkat çekti.  "İnsanlardan, kendilerine sağlanan bilgilere eleştirel yaklaşmalarını istiyoruz, ancak bunun da bir dengesi olmalı” dedi.