BIST 10.169
DOLAR 32,38
EURO 34,73
ALTIN 2.399,37
HABER /  GÜNCEL

Flaş iddia '14 Aralık operasyonunu o başlattı'

14 Aralık Operasyonu'nun, Tahşiye Yayınevi'nin eski sahibi M. Nuri Turan'ın şikayeti üzerine başlatıldığı iddia edildi; Turan "Doğrudan Fethullah Gülen'den şikayetçi oldum" dedi. İşte o olay açıklamalar...

Abone ol

Gündeme bomba gibi düşen 14 Aralık operasyonuyla ilgili son durum haberlerine göre, gözaltı kararı alınan 31 kişinin, 2009’da 'Tahşiyeciler' olarak bilinen gruba yönelik düzenlenen operasyonun, Tahşiye Yayınevi'nin eski sahibi Mehmet Nuri Turan'ın şikayeti üzerine başlatıldığı iddia edildi.

Operasyonla ilgili konuşan Turan ise 14 Aralık operasyonu'nun bombasını patlattı: "Doğrudan Fethullah Gülen'den şikayetçi oldum" diyen Turan,  "Operasyon süreci Fethullah Gülen'in Tahşiyecilerle ilgili bir konuşmasıyla başladı. Raporu ise Emniyet İstihbarat Şube Başkanı Ali Fuat Yılmazer hazırladı." dedi.

SORUŞTURMANIN TEK MÜŞTEKİSİ TAHŞİYE YAYINEVİ'NİN ESKİ SAHİBİ TURAN

Savcı Hasan Yılmaz tarafından yürütülen soruşturmaya, 'Tahşiyeciler' adlı bir gruba yönelik, El Kaide terör örgütü ile bağlantısı olduğu iddiasıyla, dönemin Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 250. maddesiyle görevli özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nin talimatı doğrultusunda, bazı illerde eş zamanlı yapılan operasyonun konu edildiği bilgisine ulaşıldı. Başsavcılığın, 31 şüphelinin ismini açıkladığı soruşturmanın tek müştekisi olduğu belirtilen, Tahşiye Yayınevi'ni 2004 yılında kurduğunu ve 2012 yılına kadar sahibi olduğunu anlatan Mehmet Nuri Turan flaş açıklamalarda bulundu.

tahsiye-yayinevi.jpg
YAZDIĞI MEKTUP İŞLEME KONULMAMIŞ

Mehmet Nuri Turan, söz konusu dava kapsamında, cezaevinde tutukluyken 2011 yılının mart ayında dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'a bir mektup yazdığını anlatan Turan, mektubunun işleme konulmadığını söyledi, medya organları, çalışanları ve dönemin sorumlularıyla ilgili yaptığı şikayet sürecini şöyle anlattı: "Çünkü o dönemde, 'mektup komisyonuna bakanların paralelci olduğu' söylendi bize. Daha sonra 2014 yılının ilkbahar aylarında, ben emniyete bir mail attım; 'böyle bir mektubumun olduğunu, neden takip edilmediğine' dair. Sonra emniyet beni davet etti. Ben de emniyette iki kere ifade verdim ve müşteki olduğumu söyledim. Emniyet, savcılık adına işlem yaptı"

"GİZLİM SAKLIM YOK"

Mehmet Nuri Turan, çağrılması halinde savcılığa gidip ifade verebileceğini, "gizlisi saklısı" bulunmadığını söyledi: Doğrudan Fethullah Gülen'den şikayetçi oldum. Onun emrini yerine getirenlerin tespit edilerek yargılanmasını istedim. Mağdur olmamıza sebep olan dönemin sorumlusu herkesten şikayetçiyim. O dönem yapılan yayınlarla ilgili de şikayetçi oldum.

"GÜLEN KONUŞTU, YILMAZER RAPOR HAZIRLADI"

Radikal'de yer alan ilgili habere göre, Turan haklarındaki dava sürecinin Fethullah Gülen'in 6 Nisan 2009'daki, Tahşiyecilerle ilgili bir konuşmasıyla başladığını iddia ederek şu sözleri söyledi:

"24 Nisan 2009'da Emniyet İstihbarat Şube Başkanı Ali Fuat Yılmazer bizim hakkımızda bir rapor verdi emniyet müdürlüğüne. Bizlerin El Kaide, Hizbullah ve İBDA-C'yi desteklediğimize dair bir rapordu bu. Birbirlerinden alakasız üç örgüte birden bizi destekçi yaptı. Orada 20 kişinin ismi vardı. Bunlardan 7'si hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Fakat 6 Mayıs 2009'da savcı Kadir Altınışık vasıtasıyla mahkemeden dinleme kararı alındı. Böylece soruşturma başladı ve büyütüldü" dedi. Dosyadan görebildiği kadarıyla soruşturmanın 2009 yılının Eylül ayına kadar 'Radikal Tahşiye grubu' ismiyle devam ettiğini, sonradan Tahşiye'nin tescilli bir marka olduğunun anlaşılması üzerine, 'Radikal Mehmet Doğan grubu'na çevrildiğini aktaran Turan, "Hakkımızdaki ihbar mektubu da yine eylül ayında yazılmış, dosyayı güçlendirmek için. Çünkü ortada herhangi bir ihbar ve şikayet benzeri bir şey yokken bir soruşturma başlatılmış"

Turan, dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce yürütülen soruşturmada, "Molla Muhammed" isimli Mehmet Doğan'ın bir numaralı, kendisinin ise iki numaralı şüpheli olduğunu söyledi, toplam 40 kişiye yönelik bir soruşturma yürütüldüğünü ifade etti:

"YOK YERE 17 AY HAPİS YATTIK"

"Suç aleti olarak da iki tane ruhsatlı silahımı aldılar. Halen silahlarım adli emanettedir. Aynı gün bilmediğimiz bir evde 2,5 adet el bombası bulunmuş. Kriminal rapora göre birisi yarımmış. Onu da bizim örgüt olmamız için suç aleti olarak önümüze koydular. Fakat o bulunan bombaların üzerinde sanıklardan hiçbirinin parmak izi yoktu. Çıkan parmak izleri polislere aitti. Sonra da yok yere 17 ay hapis yattık"
.

27095163.jpg