BIST 10.400
DOLAR 32,23
EURO 34,95
ALTIN 2.412,19
HABER /  GÜNCEL

Başsavcı Ok'tan tarihi istek

312 mağdurları umutlandı. Nedeni de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un Milli Gazete yazarı Selahattin Baydar'ın mahkumiyetinin kaldırılmasını istemesi.

Abone ol

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un Milli Gazete yazarı Selahattin Baydar hakkında düşünce suçundan verilen mahkumiyetin kaldırılmasını istemesi, hukukçuları ve 312 mağdurlarını umutlandırdı. Başsavcı Nuri Ok, ‘Çocuklarımıza sahip çıkalım' başlıklı yazısı sebebiyle İstanbul 6 No'lu DGM tarafından 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan Baydar'ın mahkumiyetinin onanmasını istedi. Baydar'ın hapse girmesinin kesinleşmesinin ardından, Nuri Ok, Ceza Genel Kurulu'na başvurarak, cezanın kaldırılmasını talep etti. Genel Kurul’dan 312'nin dar ve somut yorumlanması isteği doğrultusunda çıkan içtihat kararı, süren davaları ve verilen mahkumiyet kararlarını etkileyecek. Nuri Ok, Yargıtay'dan talebinin gerekçesinde, ‘somut ve kamu düzenini bozmaya elverişli biçimde alenen düşmanca bir eyleme girişilmesi önerisi' ve ‘şiddet çağrısını yapacak kudrette olması' ifadeleri yer aldı. Halkı sınıf, ırk, din ve mezhep farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik suçunu düzenleyen 312/2 maddesinden mahkumiyet kararı verilebilmesi için şiddete çağrı unsurunun gerekip gerekmediği konusundaki tartışmaya son noktayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu koyacak. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Gökçen, değişiklikten sonra 312/2'den mahkumiyet kararı verilebilmesi için mutlak surette şiddet çağrısı yapılması veya şiddetin tavsiye edilmesi gerektiğini söyledi. Gökçen, Yargıtay Başsavcılığı'nın tebliğnamede dile getirdiği bozma gerekçelerine destek verdi. Başsavcılığın şiddet içermeyen düşünce özgürlüğüne ceza verilmesine karşı çıktığı dava, İstanbul 6 No'lu DGM'de mahkumiyet kararıyla sonuçlanmıştı. DGM, Selahattin Aydar'ı yazısında TCK 312/2 (halkı din, mezhep farkı gözeterek kin ve düşmanlığa kışkırtma) fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapse mahkûm etti. Yargıtay Başsavcılığı, cezanın onanmasını istedi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, cezayı 2'ye karşı 3 üyenin oyuyla onadı. Ancak daha önce onama isteyen başsavcılık, nadiren başvurduğu hakkını kullarak davayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na götürdü. Başvuruda şu gerekçeye yer verildi: “312/2 fıkrasında yapılan değişiklik, farklı kararlara-görüşlere neden olduğundan, değişikliğin suçun yasal öğelerine yansıması açısından bir kez de Genel Kurul'da tartışılarak ‘istikrarlı bir uygulamaya yön ve yol' verilmesi gerekir. 312'deki suçun belirleyici unsuru olarak; kamu düzeni için tehlikeli olabilecek şekilde tahrik esas alınmış, eleştiri, ifade ve siyasal propaganda hürriyetlerinin kullanımı ile kamu düzeni ve toplumsal bütünleşmeyi dengelemek ve koruma amaçlanmıştır. Tehlikelilik unsuru; ‘somut ve kamu düzenini bozmaya elverişli biçimde alenen düşmanca bir eyleme girişilmesi önerisini içermesi' ve 'şiddet çağrısını yapacak kudrette olması' gerekir.” Yazıda şiddete çağrı yok Yazının laiklik ilkesini hedef aldığı, sarsıcı, rahatsız edici, incitici ve hatta meydan okuyucu üslup taşındığında kuşku olmadığını kaydeden Başsavcılık, buna rağmen yasada yapılan değişiklik uyarınca, şiddet çağrı ve önerisi bulunmadığı; suçun yasal unsurlarının oluşmadığı için mahkumiyet kararının bozulmasını talep etti. Mahkumiyet kararını onayan Yargıtay 8. Ceza Dairesi ise 312/2. fıkrasına göre ceza verilebilmesi için şiddet içerme şartının gerekli olmadığını savunmuştu. Hukuki Araştırmalar Derneği Başkanı Yakup Erikel, Ceza Genel Kurulu'nun içtihatının mahkeme aşamasında olan davaları etkileyeceğini söyledi. Ceza Kanunu ile ilgili lehe olan hükümlerin ilgililere uygulandığını aktaran Erikel, bu ilkeden yola çıkarak haklarında mahkumiyet kararı çıkan ve infaz edilen 312 mağdurlarının da talep ederek bu içtihattan faydalanması gerektiğini bildirdi. Aylık Haksöz Dergisi'nin yazarlarından olan ve yazısı sebebiyle 312'den ceza alan Esra Çiftçi Dindar'ın avukatı Necip Kibar da, Yargıtay'ın içtihatının mahkemede görülen ve temyiz sonucu Yargıtay'a ulaşan dosyaları etkileyeceğini vurguladı. 312 sebebiyle birçok kez yargılanan ve mahkumiyet alan Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, “İçtihat önemli bir değişiklik. Aslında 312'nin ortadan kaldırılması gerekiyor.” derken, aynı maddenin mağdurlarından sanatçı Şanar Yurdatapan da, hukukun sadece kanunlar yoluyla değil, içtihatlarda hayata geçirilebileceğini vurguladı. Kaynak: Zaman