Türkiye’nin ordusuyla Afrin’e
yönelik olarak gerçekleştirdiği ve güvenlik gerekçeleri ön plana
çıkan Zeytin Dalı Harekâtı devam ediyor. İnşallah
en kısa zamanda muzafferiyete ulaşılır.
Bir önceki yazımda belirttiğim üzere Zeytin Dalı
Harekâtı bir operasyonun çok ötesinde meyveler verdi.
Hedeflenen gerekçelerin çok ötesinde bir misyonu yerine
getiriyor…
İşin bir de insani boyutu var. Türk ordusu ve askeri her ne
kadar bir çatışma ortamında olsalar da insanlıklarını,
vicdanlarını bir kenara bırakmıyorlar.
Adeta zeytin dalı taşıyan bir güvercin misali
gittikleri her yere şefkat kanatlarını gererek mutluluk ve
memnuniyet götürüyorlar.
İnsan olmanın beraberinde, misyon üstlenmiş Türk
Askeri olmanın merhametli olmayı gerektirdiğini bilerek
ilerliyorlar. Merhamet olmazsa en kıymetli
değerlerin ayaklar altında olacağının bilinci ile
güvenliği ve dirayeti inşa ediyorlar.
Merhametin ve şefkatin sırrına ermiş bir ordunun İnd-i
İlahide ne şekilde karşılanacağını bilerek hareket etmek..
İşte bu her şeye bedel olsa gerek…
Bir Müslüman merhametsiz bir hayatı zaten hayal
dahi etmez. Merhametsiz bir dünyanın çekilmez olduğunun
ispatını Batının Ortadoğu’da
yapmış oldukları ile gördük-görüyoruz.
Müşfik olmak ve merhamet sahibi olmak insan olmanın ve
kalabilmenin öncelikli şartıdır. Müşfik olabilmeyi
zafere talip olmuş seferdeki askerin göstermiş olması tarihe
geçecektir.
Merhametin olmadığı bir kalbin taştan farksız olduğunu ve
merhameti korudukça insan olunduğunu
Afrin’de ispat edercesine bir vakıaya şahitlik
ettik.
Bu millet ve necip ordu merhametin en güzel örneklerini
Allah’ın Resulünden öğrendi.
Mekke’nin fethine giderken yolda yavrularıyla
yerde yatan, onları emziren köpeği görünce, ordunun yolunu
değiştiren ve onlara bir zarar gelmesin diye ordu geçene
kadar başına nöbetçi diken merhametin zirvesi olan
en güzel insandan öğrendi.
İşte Zeytin Dalı’nı taşıyan
güvercinlerin insani yönlerini ve merhamet
timsalini gösteren onlarca olaydan bir tanesi:
Türk askeri,
PYD/PKK'dan arındırılan bir köyde, terör örgütlerince
ölüme terk edilmiş engelli kadını
kurtararak Türkiye'ye getirdi.
Hatay sınırı karşısında ki operasyonda El
Hamam köyünü teröristlerden temizledikten sonra köydeki
evlerde gece arama-tarama yapan askerler, bir evde ölüme
terk edilmiş engelli kadına rastladı.
Hemen zırhlı ambulans ile alınarak bitkin halde bulunan ve
kimlik bilgilerine ulaşılamayan engelli kadın, askerimiz tarafından
merhametin kollarında taşınarak sağlık ekibine
teslim edildi. Tepeden tırnağa genel sağlık kontrolünden
geçirildikten sonra Kırıkhan Devlet Hastanesi’ne
sevk edildi.
Sadece askeri anlamda değil, sivil ve sosyal anlamda da gereken
hassasiyetin, merhametin gösterildiğini öğrenmiş olmamız insanlığın
zirve noktasını işaret ediyor.
Bu olaya istinaden Kumlu Kaymakamı Karaosmanoğlu,
"Askerimiz, kadını Türkiye sınırının hemen karşısında bulunan
El Hamam köyünde PYD unsurlarınca ölüme terk edilmiş, yalnız
bırakılmış şekilde buldu. Ama Türk askerimiz tarihimiz boyunca
olduğu gibi hassasiyet göstererek kadını zırhlı ambulansla
Türkiye'ye getirdi. Valimizin de talimatlarıyla buradaki ilk
tedavisi gerçekleştirildi. Bakımı Türkiye Cumhuriyeti’nce
üstlenilmek üzere Kırıkhan Devlet Hastanemizde devam
ettirilecek" diye açıklama yaptı.
Bu ve benzeri olaylar gerek içerideki hainler
gerekse dışarıdaki düşmanlar tarafından
Türkiye’yi yıpratmak amaçlı yapılan propagandanın
ne kadar yalan ve iftira olduğunu anlatıyor.
Güya hain ve düşmanlara göre Türk askeri sivillere zarar
veriyormuş. Siz onu bu milletin külahına
anlatın.
Türk ordusu dünya tarihinin gördüğü en
merhametli ordudur, askerleri de en
şefkatli askeridir. Türk ordusunun 5000 yıllık tarihi
bunun sayısız örnekleri ile doludur.
Türk ordusu dün olduğu gibi bugün de mazlumların üzerine
şefkat kanatlarını germeye devam edecektir.
Yaptığı harekâta bile Zeytin Dalı adını veren
bir devlet ve ordudan da başka bir şey beklenemez zaten…