Zengin ve fakir uçurumu büyüdü
Abone olEkonomideki olumlu gelişmeler paralelinde hane ve kişi başına gelirin artmasına karşılık, zenginleşme süreci gelir dağılımı adaletsizliğini yeniden büyütmeye başladı.
Türkiye’de hane başına gelir artmasına karşılık, gelir
dağılımındaki uçurum da büyüdü. En alt gelir düzeyiyle en üst gelir
düzeyindeki yüzde 5’lik dilim arasındaki fark 20.1’den 23.9 kata
çıktı. Araştırma şirketi Veri Araştırma’nın iki yılda bir yaptığı
Kentsel Türkiye Araştırmaları’nın sonuçlarına göre, en alt gelir
düzeyine sahip yüzde 5’le en üst gelire sahip yüzde 5 içindeki
haneler arasında 2002’de 20.1 kata inen gelir farkı, yeniden
açılarak 23.9 kata ulaştı. Veri Araştırma A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı Dr. Sezgin Tüzün, iki yılda bir yaptığı Veri Statü Gelir
Tüketim (SGT) Kentsel Türkiye Araştırmaları ile ‘kentlilerin
kayıplarını telafi edip edemedikleri’ sorusunun yanıtının
arandığını kaydetti. Araştırma, 5 milyon nüfusun üzerindeki 40
kentte, bin 972 hanede yaşayan 4 bin 592 kişiye ulaşılarak yapıldı.
2002’de yüzde 57 olan kentsel nüfus oranı 2004’de yüzde 63’e
yükseldi. Bir başka deyişle ülke nüfusunun yüzde 63’ünü kentliler
oluşturuyor. KİŞİ BAŞINA GELİR 2 BİN 419 DOLAR 2000 yılında 7 bin
753 dolar olan hane başına beyan edilen kullanılabilir gelir, kriz
sonrası gerileyerek 2002’de 5 bin 105 dolardüzeyine indi, 2004’de
ise 9 bin 100 dolara çıktı. Birey bazında da bin 966 dolardan 2002
yılında bin 280 dolara inenkullanılabilir gelir, geçen yıl 2 bin
419 dolara yükseldi. Hane başına düşen yıllık ortalama
kullanılabilir gelir yüzde 20’lik gelir dilimlerine göre
incelendiğinde, bütün dilimlerde artış gözleniyor. En üst yüzde
20’lik dilimin kullanılabilir geliri 2000’de 18 bin 678, 2002’de 11
bin 602 dolar iken 2004’de 21 bin 684 dolar oldu. En alttaki
dilimin kullanılabilir geliri ise 2 bin 216’dan 2002’debin 657
dolara indikten sonra, geçen yıl 2 bin 860 dolara yükseldi. Benzer
gelişme bireylerin yıllık ortalama kullanılabilir gelirindede
kaydedildi. En üst yüzde 20’lik dilimde kullanılabilir gelir
2000’de 4 bin 571, 2002’de 2 bin 876 dolar düzeyinden 2004’de 5 bin
579 dolara çıktı. En alt yüzde 20’lik dilimde 2000’de 614, 2002’de
442dolar düzeyinde olan kullanılabilir gelir, 2004’de 801 dolara
ulaştı. GELİR DAĞILIMINDA BOZULMA HIZLANDI Yüzde 20’lik gelir
dilimlerinin toplam gelirden aldıkları payların2000’den 2004’e
seyri, yeniden gelir dağılımı bozulmasıyla karşı karşıya
kalındığını ortaya koydu. SGT araştırmasının 2000 yılı bulguları,
en üst yüzde 20’lik kesimin toplam gelirden yüzde 48.2, üst yüzde
20’lik kesimin yüzde 21.1, orta yüzde 20’lik kesimin yüzde 14.5,
alt yüzde 20’lik kesimin yüzde 10.5 ve en alt yüzde 20’lik kesimin
yüzde 5.7 pay aldığını gösteriyordu. Ekonomik kriz sonrası 2002’de
gelir dağılımında göreli bir iyileşme gözlendi. En üst yüzde 20’lik
kesimin toplam gelirden aldığı pay yüzde 45.4’e gerilerken, diğer
gelir gruplarında artış kaydedildi.Üst yüzde 20’lik kesim payını
yüzde 21.7’ye, orta yüzde 20’lik kesim yüzde 15.5’e, alt yüzde
20’lik kesim yüzde 10.9’a ve en alt yüzde 20’lik kesim yüzde 6,5’e
çıkardı. 2004 yılındaki tabloda ise, en üst yüzde 20’lik kesimin
aldığı payyüzde 47.6’ya yükselirken, üst yüzde 20’lik kesimin payı
yüzde 20.9’a,orta yüzde 20’lik kesimin payı yüzde 14.6’ya, alt
yüzde 20’lik kesiminpayı yüzde 10.6’ya, en alt yüzde 20’lik kesimin
payı yüzde 6.3’e geriledi. En üst ve en alt yüzde 5’lik gelir
dilimi karşılaştırıldığında, en üstteki yüzde 5’lik gelir
dağılımındaki hanelerin yıllık ortalama kullanılabilir gelirlerinin
2002’de 20 bin 323 dolar düzeyinden 40 bin215 dolara, toplam
gelirden aldıkları payların da yüzde 19.9’dan yüzde22’ye çıktığı
belirlendi. En alt yüzde 5’lik gelir dilimindeki haneler ise,
yıllık ortalama kullanılabilir gelirlerini 2002’de bin 12 dolardan
2004’de bin 687 dolara çıkarmasına rağmen, toplam gelirden aldığı
pay yüzde 1’den yüzde 0.9’a geriledi. 2001 krizinin öncelikle en
üst gelir dilimini etkilediği kaydedilen araştırmada, bu grupların
2002’den 2004’e uzanan süreçte kayıplarını telafi ettikleri
vurgulandı. Araştırma raporunda şöyle denildi: “En üst yüzde 5’lik
gelir dilimi içerisinde yer alan hanelerin kentsel Türkiye’deki
toplam kullanılabilir gelirden aldıkları pay yüzde 22.6’dan yüzde
19.9’a düşmüştü, yeniden yükselerek yüzde 22’ye erişti. En alt
yüzde 5 ile en üst yüzde 5 içinde yeralan haneler arasında 2000
yılında 27.2 kat gelir farkı varken, bu fark 2002’de 20.1 kata
inmişti. Bu fark yeniden açılarak 23.9 kata ulaştı. 2001 krizi
gelir dağılımı eşitsizliğini azalatma yönünde işlev görmüş ise de
bu (göreli dengeli gelir dağılımı iyileşmesi) zenginleşerek değil,
yoksullaşarak gerçekleşmişti. Yeniden zenginleşmesüreci gelir
dağılımı eşitsizliğini tekrar büyütmeye başladı.” 2000 YILINDAKİ
DÜZEYE ULAŞILAMADI Araştırma sonuçları, “Hane ve birey bazında
krizin neden olduğu gelir kayıpları telafi edildi mi?” sorusuna
yanıtı, dolar bazında “Evet”, TÜFE artışlı YTL bazında ise “Hayır”
olarak veriyor. Dolar bazında 2000 yılında 7 bin 753 dolar olan
hane başına gelir 2002’de 5 bin 105’e indikten sonra 2004’de 9 bin
100 dolara yükseldi. Kişi geliri de ortalama bin 966 dolardan bin
280 dolara geriledikten sonra, 2 bin 419 dolara çıktı. Bu veriler,
dolar bazında kayıpların geçen yıl telafi edilerek 2000 yılının da
ötesine geçildiğini gösteriyor. TÜFE artışı dikkate alınarak YTL
bazında yapılan karşılaştırmaya göre ise 2000 yılında 14 bin 713
YTL olan hane geliri, 2002’de 10 bin 93 YTL’ye, 2004’de 12 bin 663
YTL’ye geriledi. Kişi geliri de 3 bin 731 YTL’den 2002’de 2 bin 532
YTL’ye indi, 2004’de 3 bin 366 YTL olarak belirlendi. Bu rakamlar,
YTL bazında gelirlerin 2000 yılının gerisinde kaldığını, bir başka
deyişle kayıpların hala telafi edilemediğini gösterdiği
bildirildi.