Zanadan APOya gizli ziyaret
Abone olLeyla Zana'nın her konuda APO'dan görüş aldığı, onunla sürekli temas halinde olduğu ortaya çıktı. Hatta gizli görüşmeden MİT'in bile haberi yok.
Faruk Bildirici’nin Zana’nın yaşam öyküsünü anlattığı
kitapta, 33 erin öldürülmesinin ardından Leyla Zana’nın Abdullah
Öcalan’la Şam’da gizlice görüştüğü anlatılıyor
ZANA APO'YLA GİZLİCE GÖRÜŞMÜŞ
Leyla Zana’nın siyasi bir figür olarak belirdiği ilk yıllardan
bu yana yasadışı PKK örgütünün lideri Abdullah Öcalan’la sürekli
temas ve bilgi alışverişi içinde olduğu ortaya çıktı. Kurdukları
partilerden, yaptıkları eylem ve görüşmelere kadar her adımları
hakkında Öcalan’a danışan ya da bilgi veren Zana, PKK’nın ilan
ettiği ateşkese rağmen 1993 yılında 33 silahsız askeri
katletmesinin ardından Şam’da Öcalan ile gizli bir görüşme yapmış.
Bu görüşmeden Türk istihbaratının haberi olmamış.
ÖCALAN ZANA'YI TEHDİT OLARAK GÖRÜYORDU
Faruk Bildirici’nin yeni yayımlanan ve Zana’nın hayat hikâyesini
anlattığı “Yemin Gecesi” adlı kitapta, tüm bunlara rağmen,
Öcalan’ın Zana’yı kendi liderliğine bir tehdit olarak
gördüğü ve “Onu lider yapmak istiyorlar” diyerek, “Ön plana
çıkmasına engel olmak istediği” anlatılıyor.
Hâlâ süren bu “gerilimli” ilişkiye rağmen Zana’nın DTP’nin
içinde bulunduğumuz son dönemine damgasını vurduğunun ifade
edildiği kitapta daha önce kurulan partiler hakkında da bugüne
kadar bilinmeyen bazı ayrıntılar var.
PKK PARTİ'NİN PARASINA EL KOYDU
Zana ve milletvekili arkadaşlarının SHP’den ayrılıp, daha önce
kurulmuş olan, ancak mali sıkıntıları bulunan HEP’e geçmelerinin
ardından Avrupa’da çeşitli organizasyonlarda topladıkları
278 bin marka PKK’nın el koyduğu ve bunun sadece 150 bin
markını parti yöneticilerine iade ettiği ve kimsenin itiraz
edemediği vurgulanıyor.
HATİP DİCLE PARAYI YEMİŞ
Yine kitapta anlatıldığı göre; 1994 yılıyla birlikte DTH
(Demokratik Toplumcu Hareket) kurulurken, AİHM’nin DEP’in
kapatılması davasında verilen 210 bin euro tazminat parasına
ihtiyaç duyuldu. Zana, partinin genel başkanlarından Hatip Dicle’ye
“Çıkar o parayı bari DTH’nin masraflarını oradan
karşılayalım hiç olmazsa yol harçlıkları çıksın” dedi.
Dicle’nin “Ben zaten bir miktarını arkadaşlarla
harcamışım” cevabını verdiği, küçük bir miktarın iadesi
üzerine, partinin masraflarının büyük oranda herkesin kendi
cebinden karşılandığı da hikâye ediliyor.
ZANA'NIN EŞİNE YOL İHALESİ
Zana’nın eşi Mehdi Zana’nın ise halen kardeşi Bahattin Zana ile Kuzey Irak’ta 16.5 milyon dolarlık Erbik-Dohuk Bardarash yolu ihalesini aldıkları da kitapta verilen bilgiler arasında. Zana’nın cezaevinde kaldığı “Z” koğuşuna gelen çayocağı görevlisinin, yeni getirilen Korkut Eken’e Cezaevi Müdürü’nün ikram etmek için kendisinden kahve istediği de kitapta göze çarpan satırlardan.
MİTTERAND: BİZİM EVDE BİLE KÜRT SORUNU
VAR!
Kitaptaki çok sayıdaki ilginç olaydan biri de Fransa Devlet Başkanı
olarak verdiği yemekte Mitterrand çifti ile Özal çifti arasında
geçiyor. İkisi de bugün hayatta olmayan iki liderden
Mitterrand,”Kürt sorunu’ konusunun açılması üzerine, Semra Özal’ın
atılarak “Türkiye’de Kürt sorunu yok” dediğini
anlatıyor. Bunun üzerine Fransa Devlet Başkanı, eşi Danielle
Mitterrand’ın Kürt Enstitüsü Başkanı Kendal Nezan ile yakınlığını
ima ederek şöyle diyor:
“Bizim evde bile her gece Kürt sorunu var, Türkiye’de nasıl
olmaz?”
Daniella Mitterrand’ın, Kürtlere ve Zana’ya
olan ilgisinde bu tür bir bağlantının da etkili olduğu o zaman
devlet başkanı olan eşinin bizzat ağzından veriliyor.
Kaynak: Milliyet