Zaman yazarı Erdoğan'ı kime benzetti?
Abone olZaman gazetesi yazarı Kerim Balcı, Başbakan Erdoğan'ın cemaati sokağa dökmeye çalıştını savundu ve çok ağır eleştiriler sıraladı.
Hükümet-cemaat kavgası hergün biraz
daha sertleşiyor. İki taraftan da yazarlar kalemlerini iyice
keskinleştirdi. Son olarak Zaman yazarı Kerim Balcı, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın yaptıkları ve söyledikleriyle cemaati sokağa
çekerek ülkeyi karıştırmak istediğini ancak sokağa çıkmayacaklarını
savundu.
Başbakan Erdoğan'a yönelik ağır suçlamalara yer verdiği yazısında
Kabil benzetmesi yapan Balcı şöyle devam etti:
“Karakutun da dinlesin, sen de iyi dinle! Burada bizi
parça parça etseniz biz yine asayişe dokunmayacağız
arkadaş!'.
ALLAH'IN AÇTIĞINI KAPATMAYI MARİFET
BİLDİ
Dersanelerin kapatılması ve yurtdışındaki cemaat okullarıdan
bazılarının kapatılması nedeniyle Erdoğan'ı hedef alan Balcı,
“Allah’ın açtığını kapatmayı marifet bilen bilmez bizi!“.
“Behey varlığın sınırlarını eşindiği çöplükten ibaret sanan
horoz! Bir tarafın ağrıyor ki böyle her vakit
bağırıyorsun… Ama bil, bu yaptıklarınla bizi
acıtamıyorsun…“, “Açarken, açtıran Mevla’ya şükreden, kapanınca,
senin talihsiz elinle kapattıran Hüdâ’ya 'Lütfun da hoş, kahrın da
hoş'tan başka ne der? Acımıyor! Acımıyor arkadaş! Vurduğun
yer acımıyor; ama biz sana acıyoruz…“
KARA KUTUN DA DİNLESİN SEN DE
DİNLE...
Erdoğan ve karakutusu dediği MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın cemaat
mensuplarını sokağa dökmek için plan yaptığını savunan Balcı “Hak
yumruklandıkça güçlenir arkadaş! Yoksa sen zulmünle bizi
sokağa dökebileceğini mi tevehhüm etmiştin? İşleri barış
adacıkları kurmak olan insanları çatışmaya sürükleyebileceğini mi
zannetmiştin? Karakutun da dinlesin, sen de iyi dinle!
Burada bizi parça parça etseniz biz yine asayişe dokunmayacağız
arkadaş! Velev acıtabilseydin bile Kur’an tutan, nur tutan
elimize topuz tutturamazdın“ diye devam etti.
CEMAAT HABİL OLDU, SEN KABİL BİLE
OLAMADIN!
Allah'ın cemaate Hâbil’ler olmayı nasip ettiğini, Erdoğan'ın
kardeşi Habil'i öldüren Kâbil bile olamadığını savunan Balcı
“Kâbil, hiç değilse nadimlerden olmuştu. Sen zalimliğinle
kaldın ortada! Acıtmaya da kâbil değilsin, susmaya da… Ne
yapacaksın bundan sonra? Hapse mi atacaksın? Bize nimet!
Sürecek misin? Bize hicret! Bazılarımızı işten mi
attıracaksın? Bize azimet! Tecrit mi dedin? Bize uzlet!
İşkence mi? Sana zahmet, bize keffaret!
İftiraların mı? Sana ifk, bize iffet!“ diye yazdı.
SEKSEN DEFA SANDIKTAN ÇIKSAN NE
YAZAR?
Balcı yazısını şöyle bitirdi: Sizin bir sözünüz var: 'Pazar’a kadar
değil, mezara kadar!' Bizimse gerçek hayatımız mezardan sonra
başlar! Seksen defa sandıktan galip çıksan ne çıkar!
Koltuğu tek canan bilenin canı sandıkta çıkar… Gelince
önüne son sandık, inşallah demezsin: 'Eyvah aldandık, kendi
yalanımıza kandık, sandığı mahkeme-i kübra sandık! Vah yandık, vah
yandık!”