Yüksekdağ'dan Başkanlık çıkışı! İzin vermeyeceğiz
Abone olHDP Genel Merkezi'nde Parti Meclisi toplantısı öncesi konuşan Yüksekdağ, 1 Kasım seçimleri sonrası yeni bir mücadele sürecine başladıklarını belirtti.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 7 Haziran öncesi ve
sonrasında 'Eğer AKP tek başına iktidar olmazsa kaos olur'
diyenlerin, 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından 'Türkiye, millet
kaosu seçti' diyerek planlanmış bir kaos sürecini de devreye
koyduklarını savundu.
"Sandıkların kurulmuş olması, bu sandıklardan çıkan sonucun
tartışmasız olduğu anlamına gelmez." diyen Yüksekdağ, "Bu
seçim sürecinin ve bu seçimde AKP-saray iktidarının elde ettiği
başarının meşru olduğu anlamına gelmez. Eğer bir mücadeleyi bir
yarışı gayrimeşru yollardan kazandıysanız elde ettiğiniz sonuçla
övünmeye hakkınız yoktur. Bugün saray ve AKP iktidarının elde
ettiği yüzde 49'lık başarıyla övünmeye hakkı yoktur" ifadelerini
kullandı.
Her kritik eşikte, karşı karşıya kalınan her zorlu
mücadele döneminde yeniden başlamayı ve gözden geçirmeyi, yeniden
daha güçlü ilerleme kararlılığını ortaya koymayı bildiklerini
vurguladı. HDP'yi diğer partilerden ayıran en temel özelliğin de bu
olduğunu dile getiren Yüksekdağ, umudun ışığı olmak istediklerini
anlattı.
"1 Kasım seçimleri gibi tarihte ender görülen, anormal bir seçimin
arkasından bütün Türkiye halklarının bu onormaliteye karşı, seçim
sürecinde karşımıza çıkarılan zorluk, baskı ve antidemokratik
uygulamaya karşı yeniden başlama iradesini ortaya koyuyoruz." diyen
Yüksekdağ, 1 Kasım seçim sürecini hazırlayan bir 7 Haziran seçim
sürecinin tarihe kazınan temel noktalardan biri olduğuna dikkat
çekti. 7 Haziran sonrası 5 aylık sürece de oldukça keskin bir
mücadele yaşandığını belirten Yüksekdağ, bu mücadelerin değişimle
statükonun mücadelesi olarak gerçekleştiğini ifade etti.
Şiddeti, inkarı, zoru, zulmü öne çıkararak, savaştan siyaset
yaparak bir yöntem kullandıklarını iddia eden Yüksekdağ, şunları
kaydetti: "Geride bıraktığımız 5 aylık dönem, halkın demokratik
iradesine karşı açılmış bir savaş süreciydi ve Türkiye adeta dört
bir yanıyla, bütün kentleriyle bir savaş alanına dönüştürüldü. Bu
savaş meydanında ölenler, halklarımızdı. 5 aylık sürecin sonunda 1
Kasım seçimlerine gidildi. 7 Haziran öncesi ve sonrasında bizlere,
'Eğer AKP tek başına iktidar olmazsa kaos olur' diyenler, 7 Haziran
seçimlerinin hemen ardından 'Türkiye, millet kaosu seçti' dedi ve
planlanmış bir kaos süreci de devreye konuldu.
Sandıkların kurulmuş olması, bu sandıklardan çıkan sonucun tartışmasız olduğu anlamına gelmez. Bu seçim sürecinin ve bu seçimde AKP-Saray iktidarının elde ettiği başarının meşru olduğu anlamına gelmez. Eğer bir mücadeleyi bir yarışı gayrimeşru yollardan kazandıysanız elde ettiğiniz sonuçla övünmeye hakkınız yoktur. Bugün saray ve AKP iktidarının elde ettiği yüzde 49'lık başarıyla övünmeye hakkı yoktur. Onların övündükleri ve sürdürmekte ısrar ettikleri tek şey savaş ve zor politikalarıdır."
BAŞKANLIK SİYASETİNE İZİN
VERMEYECEĞİZ!
Seçim sonrası bir haftada sergilenen siyasi çizginin şiddet ve
çatışmayı sürdüreceklerini gösterdiğini dile getiren Yüksekdağ,
Yeni Türkiye-2023 vizyonunun zorla, baskıyla sandığa götürülen,
gözü korkutularak, tehdit ve şantajla oyu alınan bir toplum
oluşturmak olduğunu savundu.
1 Kasım öncesi kamu düzenini tehdit eden bir terör canavarı
yarattıklarını ifade eden Yüksekdağ, kendi yarattıkları canavarı oy
almak için bir zemin olarak kullandıklarına dikkat çekti.
Bu canavarın bugün bütün toplumu tehdit eden ve kontrol
edilemez bir boyuta geldiğini anlatan Yüksekdağ, yapılan
operasyonları eleştirdi.
Başkanlık rejiminin 92-93 yıllık Cumhuriyetin daha otoriter ve
faşizan bir anlayışla tahkim edilmesinden başka birşey olmadığının
altını çizen Yüksekdağ, 93 yıllık tarih boyunca Türkiye halklarının
değişim, demokratik cumhuriyet isteğini her ortaya koyduğunda
darbe, baskı, sıkıyönetim ve OHAL uygulamalarıyla karşı karşıya
kaldığını hatırlattı. Bugün devlet geleneğini omuzlayan, devlet
geleneğiyle sımsıkı kenetlenmiş saray-AKP iktidarının yine aynı
şeyi yaptığını öne süren Yüksekdağ, darbe anlayışının, pratiğinin
dayatılmak istendiğini öne sürdü. Yüksekdağ, bir kere daha aynı
şeyin olmasına izin vermeyeceklerini belirterek, Başkanlık ve
diktatörlük siyasetine izin vermeyeceklerini kaydetti.
"Artık ölümü gösterip sıtmaya razı etmek mümkün değildir." diyen
Yüksekdağ, çoğulcu bir siyaset istediklerini söyledi. Seçim
sonuçlarına dayanarak çok büyük ve riskli bir oyun oynadıklarını
ifade eden Yüksekdağ, bir savaşın içine çekme siyasetinin
izlendiğine dikkat çekti.
KARŞIMIZDA ŞİDDET İKTİDAR VAR!
Zulmün, savaşın, ölümlerin, acıların her biçimini gördüklerini dile
getiren Yüksekdağ, "Ama onlar daha bugüne kadar gerçek bir
anamuhalefet partisi görmediler. Görecekler, HDP bizler Meclis'te
de sokakta da yaşamın her bir alanında da bir anamuhalefet partisi
olarak barışın, demokrasinin ve Türkiye halklarının hak ettiği yeni
yaşamın sözcüsü, mücadelecisi olmaya devam edeceğiz."
dedi.
1 Kasım sonrası 9 sivilin katledildiğini dile getiren Yüksekdağ, bu
savaşta ısrar eden iktidarın ne yapmak istediğinin de en açık
göstergesi olduğunu savundu. Silvan'da babası öldürülen 8 yaşındaki
Poyraz adlı çocuğu hatırlatan Yüksekdağ, Poyraz'ın babasının
cenazesinin başında 'Biz Kürdüz, biz halkız, siz vurdukça,
öldürdükçe çoğalırız ve bunun hesabını soracağız' dediğini aktardı.
Yüksekdağ, "8 yaşındaki bir çocuğa bu sözleri söyleten zulüm,
yenilmeye mahkumdur. Bu sözleri söyletiyorsanız, sizin
iktidarınız gayri meşrudur ve bu sizin zulüm iktidarınızı 8
yaşındaki o çocuk nasıl tanımıyorsa biz de tanımıyoruz, bu zulüm
iktidarını tanımayacağız." ifadelerini kullandı. Yüksekdağ, 5
Nisan'dan bu yana Öcalan'a sistematik bir tecrit uygulandığını
savundu.
Seçim sonrası da operasyonların her yerde devam ettiğini anlatan
Yüksekdağ, basına ve halklara karşı her yerde susturma, teslim
alma, gözaltına alma, hapsetme operasyonlarının sürdürüldüğünü öne
sürdü. Yüksekdağ, karşılarında siyasi bir iktidar değil, operasyon,
şiddet iktidarı olduğunu iddia etti.
Yüksekdağ, konuşmasını Mevlana'nın ''Bırak saraylarda
mermer olmayı, toprak ol bağrında güller yetişsin''
sözleriyle bitirdi.