Toplum olarak hızla yozlaşıyoruz!
Öyle ki bu yozlaşma emarelerini gördüğümüzde insan
“oha” demekten kendini alamıyor.
Hatta bu “oha” diyen o tarz bir yaşam stilini tercih
edenlerden bile olabiliyor. Yani sizin anlayacağınız yozlaşmanın o
kadar dibine vurduk ki taraftarları bile apışıp kalıyor...
Yozlaşmanın ilk örneği bir televizyon kanalından.
ATV’de yayınlanan “Hercai” isimli bir dizide
öyle bir sahne yaşandı ki normalde bu tarz bir yaşam stilini
benimseyen Oda TV bile olaya tepki gösterdi.
Bu dizide gösterilen bir sahnede iki oyuncunun öpüşme sahnesi
gösteriliyor. Öyle zannedildiği gibi saniyeler süren bir sahne
değil, dakikalarca sürüyor. Kamera bir sağdan bir soldan, bir
yukarıdan bir aşağıdan, döne döne bu sahneyi gösteriyor.
Merak etmeyin bir dizi ya da televizyon seyredicisi değilim.
Sosyal medya aracılığı ile bu tür aymazlıklar maalesef kolayca
önümüze düşüyor.
Oyunculara da maşallah! yani... Sanki dünya öpüşme rekorunu
kırmaya niyetlenmişler...
Sahne o kadar müptezel, o kadar bayağı, o kadar yozlaşmış ki
sahneyi seyreden kim olursa olsun “oha kardeşim, bu
kadar da olmaz ki!” dememesi imkânsız.
Nitekim normal şartlar altında bu yaşam tarzını destekleyen
Oda TV bile sahneyi eleştirel bir şekilde
haberleştirdi.
Biraz önce zikrettiğim şekliyle sahne, sosyal medyada da çok
sayıda tepkiyle karşılaştı. Aslında bu sahnenin tepki çekeceğini
hem dizinin yapımcıları, hem senaristleri hem de oyuncuları
bilmiyorlar mı?
Bal gibi biliyorlar. Maksat reyting yapmak...
Toplum tepki gösterecekmiş, toplum değerleri ile ters düşecekmiş
hepsi hikâye. Gelsin reyting, gelsin reklam, gelsin paralar...
Gerisi fasa fiso...
Yozlaşmanın diğer örneği bir ilim yuvasından, bir
üniversiteden...
Ülkemizin isim yapmış üniversitelerinden Marmara
Üniversitesi’nin İlahiyat Fakültesi’nin Raşit
Küçük Salonu’nda önümüzdeki perşembe günü bir söyleşi
gerçekleştirilecek.
Söyleşinin adı “Hikmet Anıl Öztekin ile Fesleğen Kokulu
Söyleşi”..!
Bir ilim yuvası olan üniversitede yapılacak bir söyleşinin adı
bu mu olmalıydı? Fesleğen kokulu
söyleşi..!
Üniversiteyle, ilahiyat fakültesiyle, Raşit Küçük gibi
bir alimin, ilim adamının adını taşıyan bir salonda böyle bir
söyleşinin yapılıyor olması ne alaka? Tabii ki kel alaka...
Normalde kahvehane köşelerinde yapılacak geyik muhabbetinin
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Raşit Küçük
Salonu’nda yapılması kadar absürt bir şey olabilir mi?
O salonda kimler, hangi ilim alanında konferanslar vermedi
ki?
Hikmet Anıl Öztekin, o salonda hangi ilim alanında yeni
söylemler ortaya koyacak merak etmiyor da değilim. Herhalde
fesleğenin faydaları üzerinde katılımcıları aydınlatacaktır.
Katılımcılar da bir ilahiyat fakültesinin salonunda ilimlerine ilim
katacak, eve gidince de fesleğen kokulu yemekler yapacaktır.
Yahu memlekette hiç mi ilim adamı kalmadı, profesör, doktor,
doçent kalmadı da böylesine güzide bir salonu böylesine boş işlere
tahsis ediyorsunuz. Hikmet Anıl Öztekin pek tabi
kendi alanında söyleyeceği ya da yazdığı çok şey vardır ve
söyleşisinin yapılacağı elbette binlerce salon vardır ama burası
asla Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Raşit Küçük
Salonu olmamalıydı.
Her alanda yozlaşma ve basitleşmeye doğru hızla yol
alıyoruz.
Maksat reyting, maksat para, maksat çok satmak olunca maalesef
ortaya böylesine absürt sahneler çıkıyor!
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
instagram.com/msbeser