Yorgunluk nelerin habercisi?
Abone olYorgunluk kulağa çok basit bir kavram gibi geliyor ama...
Bazen hiçbir fiziksel aktivitede bulunmadığımız zamanlarda bile
kendimizi yorgun hissediyoruz. Bu yorgunluk her mevsimde ve her
saatte karşımıza çıkabiliyor. Çoğu zaman ciddiye almadığımız
yorgunluk ciddi bir hastalığa işaret olabilir. Tiroidden kansere
birçok hastalığın belirtisi olabilen yorgunluğunuz geçmiyorsa
altında yatan neden mutlaka araştırılması gerekiyor.
Anadolu Sağlık Merkezi'nden Dahiliye Uzmanı Prof.Dr. Birsel
Kavaklı'ya, yorgunluğun hangi hastalıkların habercisi olduğunu
sorduk. Yanıtlar gerçekten çok ilgi çekici...
Yorgunluğu nasıl tanımlayabiliriz?
Yorgunluğun bugüne kadar tam bir tanımlamasının yapılabildiğini
sanmıyorum. Yorgunluk kişinin yaşam tarzına bağlıdır. Kimi en hafif
bir işi yaparken bile kendini yorgun hisseder, kimisi de ne yaparsa
yapsın yorulmaz.
Yorgunluğu, normalde bir insanın günlük işlerini yaparken kendini
yorgun hissetmesi, yetersiz hissetmesi olarak tanımlayabiliriz.
Kimi insanlar yaşından hiç beklenmedik bir şekilde atak olabilir.
Mesela kapı çalındığında birçok yaşlı gençlerden hemen önce kapıyı
açmak için davranır. Ama gençler yerlerinden kalkmak istemez,
yorgun hissederler. Yani yorgunluğun objektif bir kriteri yoktur.
Ama tabii ki yorgunluğa sebep olan, yorgunum diyen insanı da
ciddiye alıp araştırmak gerekir. Bir kişi kendisini yorgun
hissediyorsa mutlaka bir sebebi olmalı.
Yorgunluk en çok hangi hastalıkların belirtisi olarak karşınıza
çıkıyor?
Yorgunluğun en sık belirti olarak görüldüğü hastalık herhalde
anemidir. Çünkü oksijen taşıyan hemoglobin eksikliği, kişiyi bazı
hareketleri yapmaktan alıkoyar. Eksik olduğu zaman yorgunluk
meydana getirir. Yorgunluğa yol açan hastalıklardan ikinci sıraya
depresyon gibi psikosomotik hastalıkları koyabiliriz. Depresyon da
kişilerin kendisini yorgun hissetmesine neden olabilir.
Hipotiroid başta olmak üzere endokrin hastalıklar da kişinin
kendisini çok yorgun hissetmesine neden olur. Hatta hipotiroid
hastalarının etraflarında tembel olarak tanımlanan kişiler olduğu
söylenir. İş yapmak istemeyen, yerinden kalkmakta zorlanan, iş
yapma gücünü kendinde hissetmeyen insanlardır bunlar genelde. Yine
endokrin hastalıklarından şeker hastaları da sürekli yorgundurlar.
Bu insanlar kendilerini yorgun, bezgin ve güçsüz hissederler. Şeker
seviyeleri yüksek olduğu zaman günlük yaşamları bile kesintiye
uğrayabilir.
Kanser belirtisi olabilir mi?
Bir takım erken onkolojik hastalıkların belirtisi de olabilir
tabii. Kanser hücreleri hastanın tüm vücut sistemlerini bozarak
yorgunluğa neden olabilir. Örneğin kansızlık yapmışsa, beslenmeyi
bozuyorsa yorgunluk yaratabilir. Bir de tümörler insan
organizmasına göre çok hızlı metabolik aktivitiye sahiptirler. Yani
şekeri daha hızlı tüketirler, kişinin kan şekerini düşürürler,
oksijeni daha çok harcarlar. Çünkü tümörler hızlı büyüyen
dokulardır. Gereksinimleri de çok fazladır ve kişinin aleyhine alıp
bunları harcadıkları için de kişi kendini yorgun hissedebilir.
Peki ya kalp hastalıkları?
Kalp yetmezliklerinin de en önemli belirtilerinden birisidir
yorgunluk. Hatta kalp hastalıklarının en erken bulgularından
birisidir. İster kapak lezyonu olsun, ister kalp damar hastalıkları
olsun, bunlar kalbin oksijen ihtiyacını karşılamasına engel
oldukları için yorgunluk yaratırlar. Kişi bir kat merdiven bile
çıksa yorulur, bacakları kesilir, nefessiz kalır.
Yorgunluğun fiziksel güç ve kondüsyonla da ilgisi var değil mi?
Tabii ki çok ilgili. Kondüsyonlu ve güçlü bir kişinin yorulması
daha geçtir. Evde oturan yaşlı bir teyze evin içinde bir odadan
diğerine giderken bile yorulabilir. Benim yemek yemekten yorulan
hastalarım bile olabiliyor.
Günümüzde herkes kendini yorgun hissediyor. Hastalık belirtisi olan
yorgunlukla sıradan yorgunluğu nasıl ayırt edebiliriz?
Kişi, daha önce yorulmadan rahatlıkla yapabildiği işleri artık
yorularak yapıyorsa bir doktora başvurmalı, bu yorgunluğun sebebi
araştırılmalıdır. Hatta kişinin özgüveninin azalması, kendine
bakmaması da bir soruna işaret olabilir. Aslında önemli olan geçici
yorgunluklar değil. Kronik yorgunluk olduğunda ciddi bir duruma
işarettir. Kısacası yorgunluk bir semptomdur tabii ki. Bundan
şikayet eden her hastada bu sebep var mıdır diye baştan tırnağa
sistematik bir araştırma gerektirir.
Yorgunluğun şiddeti ve süresi de bir ölçüt müdür? Evet, tabii. Kişi
ne kadar dinlense de kendini dinç hissetmez. Sabahları yorgun
uyanır. Ama dediğim gibi bunun bir ölçütü yoktur. Biz, hastanın
söylediklerine güvenir daha sonra araştırırız altında ne yatıyor
diye. Ancak yanlış mı algılanıyor diye de bakmak lazım. Bazen
yorgunluk yanlış da algılanabiliyor. Ayrıca bir hastalık nedeniyle
yorgunluk varsa onunla birlikte başka belirtiler de ortaya çıkıyor
tabii.
Yorgunluk belirtisiyle ciddi bir hastalığı ortaya çıkan ilginç bir
vakanız oldu mu?
Geçtiğimiz günlerde yemek yemekten, bir şeyler çiğnemekten
yorulduğunu söyleyen bir hasta geldi. Bu hasta kendini o kadar
yorgun hissediyordu ki, ayakta durmakta bile zorluk çekiyordu.
Yaptığımız tetkiklerde, hastada nörolojik bir hastalık olan
myastenia gravis çıktı. O nedenle bu tip ayrıntılara dikkat etmek
gerekiyor. Ama çoğu zaman psikiyatrik sendromlar, depresyon
özellikle kadınlarda yorgunluk sebebi olarak karşımıza çıkıyor.
Yorgunluk hisseden bir kişi hangi doktora başvurmalı?
Bunun için yorgunluğun yanında eşlik eden diğer belirtilere de
dikkat etmek lazım. Hastalar sadece yorgunum diye doktora
gelmezler. Biraz önce tiroid hastalığında örnek verdiğim gibi,
yıllarca bunun normal bir şey olduğunu düşünüyorlar. O tabloya
kendilerini adapte ediyorlar.
Yorgunluğa hangi belirtiler eşlik ederse doktora başvurmak
gerekir?
Üşüme, saç dökülmesi, tırnak kırılması gibi başka bulgular varsa,
kabızlık varsa, kilo kaybı varsa ki bu çok ciddi sonuçlara yol
açabilir. Yapılabilecekler arasında, spor vardır. Spor yaparak kişi
eforunu artırabilir. Dengeli ve sağlıklı beslenerek, toksik
maddelerden uzak durarak, düzenli yaşayarak yorulmasını
geciktirebilir.