YÖK Danıştayın kararını eleştirdi
Abone olYÖK Başkanvekili Prof.Dr. İzzet Özgenç, ''Danıştay'ı yanlış kararından geri adım atmaya davet ediyoruz'' dedi.
YÖK Başkanvekili Prof.Dr. İzzet Özgenç, ''Danıştay'ı
yanlış kararından geri adım atmaya davet ediyoruz''
dedi.
Özgenç, YÖK'te düzenlediği basını bilgilendirme toplantısında dün
yapılan YÖK Genel Kurulu toplantısında alınan bazı kararları
açıkladı.
Danıştayın öğretim üyelerine rotasyon uygulamasına yönelik aldığı
yürütmeyi durdurma kararını da değerlendiren Özgenç, konuyla ilgili
henüz kendilerine resmi tebligat yapılmadığını ancak kararın
içeriğinden haberlerinin olduğunu kaydetti. Özgenç, sözlerini şöyle
sürdürdü:
''Karar, tamamen hukuka aykırı bir karardır. Yani YÖK, kararın
hukuka uygun olduğunu ve aldığı kararın arkasında olduğunu
açıklamak ister. Bu, tabii şu anlama gelmiyor, Danıştayın hukuka
aykırı dahi olsa aldığı karara karşı meydan okuyoruz, şeklinde
düşünmeyin. Biz, bu kararın gereği neyse onu yapacağız. Yanlış da
olsa gereğini yapacağız.
Ama, bu karar yanlıştır. Bu karar hukuka uygun bir karar değildir.
Danıştay da bu kararın yanlış olduğunu bilerek vermiştir. Bunu
açıkça söyleyeyim. İnsanların yanlış hukuki değerlendirmesinden
kaynaklanan bazı hukuki yanlışlar olabilir. Ama bu karar, yanlış
olduğu bilinerek verilmiş bir karardır. Biz, Danıştayı yanlış
kararından geri adım atmaya davet ediyoruz. Biz hukuki yola
başvuracağız. Biz, hukuk yollarının hepsini işleteceğiz. Ama, bu
kararın geri alınması yönünde davette bulunuyoruz.''
Tebligatın ulaşmasının ardından kanuni süresi içerisinde
üniversitelere yazı göndereceklerini ifade eden Özgenç, ''Yanlış
olduğunu bildiğimiz halde bu uygulamamız durdurulmuştur diye
üniversitelere yazı göndereceğiz. 1 Ağustosta başlaması
planlanıyor, ancak Danıştay da bize 'bunu yapamazsın' diyorsa
yapacak bir şey yok'' diye konuştu.
Türk Tabipleri Birliğinin bu konuyla ilgili dava açma yetkisine
sahip bulunmadığı yönündeki görüşünü de aktaran Özgenç, şöyle
konuştu:
''Hukuk fakültesi öğretim üyeleriyle ilgili karara ilişkin de belki
baro devreye girerek dava açacak. Böyle şey olur mu? Ziraat
fakültesiyle ilgili ziraat odaları dava açacak. Bu sonucun mu
doğması gerekiyor? Hukukta iki yanlış bir doğru etmiyor. Hukukta
bir yanlış yapılmışsa yanlıştan geri adım atılması bir erdemlilik
olarak görülür. YÖK'ün burada aldığı kararlar doğrudur. Bu
kararların gereği olarak da bu yürütmeyi durdurma kararını Danıştay
İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından kaldırılması... Bütün
beklentimiz bu yöndedir. Ama bu karar alınmışsa bu kararın
gereğinin yerine getirilmesi için YÖK, üzerine düşen ne varsa
yapacaktır.
Biz bir keyfiliğin önüne geçmek amacıyla bir karar aldık. Kimseyi
mağdur etmek gibi bir düşüncemiz yok, kimseyi kapı dışarı atmak
gibi bir düşüncemiz de yok. Ama şunu sağlamaya çalışıyoruz. Eşit
şartlarda bulunan insanlara eşit muamele yapalım, temel ölçüt bu...
Ama Danıştayın aldığı bu kararla bizim bu prensip kararımızın
yürütmesi durduruldu. Peki bu, ne sonuç doğuracaktır? Bizim önüne
geçmeye çalıştığımız yanlışlığın önü açılmış oldu.''
Uygulamayı tıp fakültelerinin yanı sıra başka fakültelerde de
hayata geçirmeyi planladıklarını, diş hekimliği, eczacılık, ziraat
fakültelerinin kapsam içerisinde bulunduğunu belirten Özgenç, hukuk
fakültesine ilişkin de aynı uygulamanın gerçekleştirilmesini
planladıklarını bildirdi.
Özgenç, kararlarının her zaman arkasında bulunduklarını
vurgulayarak, ''Bir tıp fakültesi hastanesi düşünün, bir bölümdeki
bir öğretim üyesine haftada 3.5 hasta düşmüyor. Bu kararı verenler
bu gerçekleri bilmeden veriyor. Bir ana bilim dalında 50 öğretim
üyesi var, o ana bilim dalında verilecek ders saati de toplam 5
saat. Peki ne yapacaksınız bu öğretim üyelerini?'' diye sordu.
YATAY GEÇİŞLER
Toplantıda Yükseköğretim Kurumları Arasında Önlisans ve Lisans
Düzeyinde Yatay Geçiş Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 10.
maddesinde değişiklik yapıldığını anlatan Özgenç, değişiklikle
fakülte, yüksekokul ve bölümler arasındaki yatay geçişlere ilişkin
kuralların esaslar çerçevesinde üniversite senatolarınca
belirleneceğini bildirdi.
Yükseköğretim kurumlarına yerleştirilen öğrencinin merkezi sınav
puanının yatay geçiş yapmak istediği programla ilgili olarak
merkezi sınava girdiği yıl itibarıyla yurt içindeki üniversitelerde
kayıt yaptıran en düşük puanlı öğrencinin puanından az olmaması
gerektiği şartının da getirildiğini aktaran Özgenç,
''Yönetmelikteki bu düzenlemeye göre, üniversitelerin kendi
bünyesindeki farklı programlara yatay geçişle ilgili olarak
üniversitelere bir inisiyatif alanı bırakılmıştır'' dedi. Özgenç,
değişikliği şöyle aktardı:
''Dün yapılan yönetmelik değişikliği şunu ölçü alıyor, sen
üniversite senatosu olarak kendince bazı kuralları belirle, ama
yatay geçiş yapmak isteyen kişi olarak ben 2008 yılında eğer
sayısal bir programa geçmek istiyorsam sayısal puanım bu programa
ülke içindeki diğer üniversitelerde en düşük puanla kabul edilen
öğrenciden az olmamalıdır, diyoruz. Böyle bir asgari ölçüt
getiriyoruz, vakıf-devlet üniversitesi farkı yok.
Bunu belirli üniversitelerle ilgili karar olmaktan çıkarıp genel,
objektif, bütün üniversiteler için geçerli kural haline getirelim
düşüncesi hasıl oldu ve ikinci oylamada da bu şekliyle kabul
edilmiştir. Ben hukuk fakültesine diyelim eşit ağırlıkla girdim ama
benim ÖSS sınav sonuçlarımda sayısal, eşit ağırlık ve sözel puanım
gözüküyor. Ama ben bunlardan eşit ağırlıkla yerleştirildim. Ama 1
sene okuduktan sonra bakıyorum, ben hukuk fakültesini tercih ettim
ama hukuk fakültesini benim öğrenim göreceğim bir yer olarak da
görmedim. Sayısal puanım da yeterli. Sayısal puanım dikkate alınmak
suretiyle yine aynı üniversite içinde bir başka programa
yerleştirilmenin yolu asgari ölçüt olarak kabul edilmiş oldu.''
Yabancı Dil Öğretimi ve Yabancı Dille Öğretim Yapılmasında Uyulacak
Esaslara İlişkin Yönetmelik'te yaptıkları değişikliğe de değinen
Özgenç, bir dilin öğretim dili olarak kabul edilmesi için
üniversitedeki altyapı şartlarının gerçekleştirilmesi, dersleri
verecek öğretim üyelerinde ve programa devam edecek öğrencilerde
aranacak niteliklerin belirlendiğini söyledi. Üniversitelerin
gerekli şartlara haiz bulunduğu takdirde hangi öğretim dillerinde
ders verebileceklerini belirleyebileceklerine işaret eden Özgenç,
''Yani, üniversiteler 'benim dilim İngilizce'dir' diyebilecek ama
şartları varsa ve ben de izin verdiysem'' açıklamasında
bulundu.
Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma Projeleri Hakkındaki
Yönetmelik'te de düzenleme yapıldığını belirten Özgenç, bazı
projelere doktora ya da yüksek lisans öğrencilerinin katkıda
bulunduğunu ancak mevcut düzenleme gereği onlara ödeme
yapılamadığını ifade etti. Özgenç, ''Halbuki onların da büyük
katkısı oluyor ve ödeme yapılmasını sağlamak gerekiyordu.
TÜBİTAK'ın yönetmeliğinde bu mümkündü, YÖK'ün yönetmeliğinde mümkün
değildi. Şimdi bunun önünü açıyoruz'' diye konuştu.
Özgenç, pazar günü gerçekleştirilecek ÖSS sınavına ilişkin olarak
da ''Sınav öncesinde ÖSS sistemiyle ilgili olarak basına yapılan
her açıklama yanlış açıklamadır. Öğrencilerin psikoloji üzerinde
yanlış etki uyandıracak her bir açıklama içeriği doğru da olsa
yanlış bir açıklamadır'' uyarısında bulundu.
DEKAN ATAMALARI
YÖK Genel Kurulu toplantısında yedi fakülteye dekan ataması
yapıldı. Göreve getirilen dekanlar şöyle:
''Afyon Kocatepe Üniversitesi:
-Güzel Sanatlar Fakültesi: Prof.Dr. Belkıs Özkara
-İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi: Prof.Dr. M. Kemalettin
Çonkar
-Teknik Eğitim Fakültesi: Prof.Dr. Süleyman Taşgetiren
Bingöl Üniversitesi:
-Ziraat Fakültesi: Prof.Dr. Turgay Şengül
Celal Bayar Üniversitesi:
-Demirci Eğitim Fakültesi: Prof.Dr. Yüksel Abalı
-İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi: Prof.Dr. Naci Birol
Muter
Tunceli Üniversitesi:
-Mühendislik Fakültesi: Prof.Dr. Hasan Kürüm.''