Garip milletiz vesselam… Birimizin ak dediğine diğerimiz kara
diyoruz. Üstelik bunu diyen aynı kurumun aynı toplumun insanları.
Ak ile karayı 80 yıldır ayıramadık gitti
anlayacağınız.
Atatürkçülükten ve bunun
kavramsallaştırılarak hamle aracı olarak
işlenmesinden bahsediyorum. Bir önceki Milli Eğitim
Bakanının müfredattan kaldırdığı
Atatürkçülük, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
yeniden müfredata alındı haberleri üzerine
söylüyorum.
Haberin doğruluğu var mıdır bilinmez lakin bir haberin
dahi toplumu ne kadar etkilediği aşikâr. Aradan daha 3-5
yıl geçmeden yapılan bu değişiklik kafa
karıştırmaya yetiyor da artıyor bile…
Atatürkçülük iyi bir şeyse niçin kaldırıyoruz,
kötü bir şeyse niçin geri getiriyoruz?
Kafalar karışık anlayacağınız…
Birkaç yıl sonra Atatürkçülüğün müfredattan
kaldırılmayacağının garantisi var mı?
Veya başka bir şekilde sorayım soruyu…
Atatürkçülüğün sürekli olarak müfredatta kalacağının
garantisi var mı?
Her iki sorunun cevabı da aynı…
Hayır…
Yani Atatürkçülük her an müfredattan yine
kaldırılabilir ve tekrar müfredata getirilebilir…
Toplumun bir türlü mutabakata
varamadığı bir konuyu neden bu kadar çok gündemde
tutuyoruz ki?
Önce bu konuda toplumsal mutabakatı sağlamak
gerekmez mi?
Çocuklarımızın kafasını karıştırmayalım.
Bu şekilde yap-boz tahtasına döndürdüğümüz bir
eğitimle çocuklara ne kadar faydalı olabiliriz ki?
Madalyonun diğer yüzünde ise daha farklı okumalar
yapabiliriz.
Atatürkçülük söylemi ile yapılan müdahaleler
80 yıllık zamanda bu ülkeye ne kazandırmış ki bundan sonra
kazandırsın…
Maksat ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Paşayı tazim
ve taltif ile yaşatmaksa neden fikirleri yaşatılmaz
ki?
Atatürkçülük kavramı ile bir ülkenin kurucusuna
karşı toplumun bir kesimini sürekli tahrik ederek neden
buğzettirilir ki?
Bu millet 80 yıllık geçmişinde Atatürkçülük
üzerinden hep tartışmış…
Atatürkçülük hep kavga konusu olmuş…
Ortak bir değeri asla olmamış…
Çünkü ortak değer olmasına müsaade edilmemiş!
Hep tartışmışız Atatürkçülüğü…
Kimimiz göklere çıkarmış,
Kimimiz yerin dibine sokmuş…
Asgari müşterekimiz bile asla olmamış
Atatürkçülük.
Tekrar söylüyorum dikkat edin “Atatürkçülük”
kavramı üzerinden tartışmalar oluşturulmuş. Kurucu bir
liderin şahsında değil.
O zaman hep bir tartışma, hep bir
kavga, hep bir ayrışma konusu olan bir
şeyi yine niçin bu milletin gündemine almaya çalışıyoruz
ki?
Yine kavga edelim diye mi?
Yine tartışalım diye mi?
Yine ayrışalım diye mi?
Yapmayın Allah aşkına…
Gelin ortak evrensel değerleri öğretelim
çocuklarımıza…
Çalışmayı mesela… Üretmeyi
mesela… Kardeşliği mesela…
Öğretecek o kadar evrensel değerler varken niye bu ısrar?
Ayrıca yayınlanmış olan bu habere yapılan yorumlara bakılırsa
kimse yeni değişiklikten memnun da değil.
Sağcısı da değil solcusu da değil…
Ekonomik bir savaşın eşiğinde değil içinde olduğumuz
böyle bir zamanda ülkenin enerjisini bu şekilde harcamak hiç de
akıl karı değil.
Lütfen daha ciddi ve evrensel konularla ilgilenelim…
Nobel ödülü verirken Atatürkçü olup olmadığına bakmıyor
adamlar…
Fizik alanında hangi buluşu yapmış, tıp
alanında hangi derde çare olmuş, matematikte
hangi sorunu çözmüş ona bakıyorlar…
Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u fethederken
meleklerin cinsiyetini tartışan papazlara benziyor
halimiz…
Bir tarafta Amerika bütün gücü ile üzerimize
çullanmışken biz Atatürkçülük müfredata gelsin mi gelmesin mi onu
tartışıyoruz.
Gelse ne olur, gelmese ne olur…
Gelse Trump tırsacak mı bizden, gelmese
sevinçten göbek mi atacak?
Lütfen yap-boz tahtasına dönmüş memleketimizin
ayarlarıyla daha fazla oynamayalım…
SOSYAL MEDYA
TAKİP
twitter.com/msbeser
facebook.com/msbeser