Yılmaz Özdil'e tam destek! Yalnız değilsin
Abone olYılmaz Özdil'in Soma faciası sonrası Başbakan Erdoğan ile girdiği 'müstahaktır' polemiği medyanın gündeminde
Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil'e
Cumhuriyet gazetesi yazarı Cüneyt Arcayürek'ten tam destek
geldi.
Soma'daki maden faciası sonrası 'madencilere müstahaktır' sözleriyle Başbakan Erdoğan'ın hedefi haline gelen Yılmaz Özdil'e bugünkü köşesinden seslenen Aracayürek, "Yalnız değilsin Özdil!" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
"Gerçeği söylemek gerekirse, aslında RTE ve AKP iktidarı yazılan onca eleştiriyi çoktaaan hak etmişti" sözleriyle yazısına başlayan Arcayürek, Yılmaz Özdil'in 19 Mayıs tarihinde Hürriyet'te yayınlanan yazısından bir bölüm alıntılayarak devam etti.
"...Fakat Yılmaz Özdil’in vurguladığı gibi,
“Burada asıl mesele şu:
Somali’ye ağlayanlar, Soma’da insanları
yumruklayanlar, Soma’da insanları yerlerde tekmeleyenler
kimdi?
Kendi günahlarını başka yöne çekmeye
çalışıyorlar.
Bu aslında AKP döneminin tipik propaganda
dönemi.
Önce iftira atıyorlar, sonra kendini savun bakalım
diyorlar. Yani bu Balyoz davasında da böyledir. Ergenekon davasında
da böyledir.
Odatv davasında da böyledir.
İnsanları yalanlarla, iftiralarla karalıyorlar, ondan
sonra ‘Hadi git şimdi kendini savun’ demeye
getiriyorlar."
ERDOĞAN'IN 19 MAYIS KONUŞMASI
Arcayürek yazısına şöyle devam etti:
Başbakan’ın 19 Mayıs gününü fırsat bilerek topladığı gençlere
yaptığı konuşmanın özü, Yılmaz Özdil’in yukarıda aktardığımız
vurgulamaların ta kendisidir.
Soma faciasının ilk iki günü işletmeye toz kondurmadı.
Sonra baktı ki hava tersine esiyor. Çark edip önce işletmeyi ve
sonra da faciadaki sorumluluğuyla hak ettiğinin karşılığını
gösteren eylemlere ve medyada kaldıysa iki üç kişiden biri, zaten
aylardır haklı eleştirilerine diş bilediği Özdil’i, Hürriyet’ten
kovmaya çağırdı Aydın Doğan’ı; hem de açık canlı yayında söylemeye,
medyaya kinini öfkesini kusmaya başladı.
Özdil’in daha önceki günlerden düne kadar yazdıklarına, Halkçı
TV’de facia ile ilgili bütün söylediklerine katılıyorum ve...
... Yalakalık dışında kalan, üç beş liraya kalemlerini RTE’ye
tutsak eden medya dışında kalmaya özen gösteren “öteki
medyadan” Özdil ve hatta Yazgülü Aldoğan için, yahu bir
kez olsun şu 12 yılda, evet bir kez topluca RTE’ye karşı direnişe
geçmeyişini hayretle, şaşkınlıkla izliyorum.
RTE’nin, patronuna Özdil’i kovma çağrısına kadar götürdüğü
saldırılarını medyada duyan, işiten, izleyen yok sanki.
Hemen bütün sütunlar, köşeler başka hava çalıyor. Utanç verici
bir tablo medya dünyası için.
10 yaşındaki çocuk, polis derdest edince altına işiyor. Medyada RTE
korkusundan!..
RTE’nin yönettiği bir ülkede zaten valisinin, Emniyet müdürünün
açıklamalarına nasıl inanacaksın?
Örneğin, çocuk 10 değil 13 yaşında imiş, eylemcilerle birlikte imiş
falan filan diye açıklamalar yaparak RTE’ye layık, insanlıktan da
devlet yöneticisi olmaktan da nasiplerini alamadıklarını
kanıtlıyorlar.
Arcayürek daha sonra Yılmaz Özdil'in dünkü köşesinden bir bölüm aktarıp şunları yazdı:
20 Mayıs. Özdil, dün Hürriyet’teki
köşesinde:
“Duyguların sızlar ayaz gecelerde...
Düşünürsün. Bu kadar mı alçak
olabilirler?
Kimler ekti bu nefret tohumlarını
memleketime?
Hangi kindarlar yetiştirdi bu haysiyet
cellatlarını?
Kim kurdu bu linç mangalarını?
Kaç paraya satıyorlar kalemlerini, yalamaktan pütür
kalmamış dillerini?
Düşünürsün...
Somali’ye ağlayıp Soma’yı yumruklayanları, yerlerde
tekmeleyenleri?
Ürperirsin, soğuk ter gibi...
Ya da gözyaşı gibi…
Süzülür yağmur damlaları, tentenin derisinden, silersin
yanaklarını usulca, parmaklarının ucuyla...
... Baş başa kalırsın yalnızlığınla”
diyor.
Hayır dostum, cesur yürekli meslektaşım Özdil:
Baş başa kaldığını söylediğin dün de bugün de yazdığın gerçeklerde
yalnız değilsin. Belki bir elin parmakları kadar az ama senin gibi
düşünen, yazan...
... Gaddarlığı, diktatör özentisi kişiliğiyle, devlet
olanaklarını kendi kişisel ihtirasları ve duygularını tatmin etmek
uğruna kullanarak -bana kalırsa devlete karşı suç işleyen- bu
Başbakan’a direnen, karşı duran bu meslekte hâlâ üç beş gazeteci
var...
... Kuşkun olmasın RTE, kaleminden başka hiçbir gücü olmayan, senin
gibi ulusal iradeyi amaçları dışında kullanma yetisi de bulunmayan
Yılmaz Özdil...
... Demokrasi tarihinde topluma olan görevini yapan bir gazeteci
olarak çoktan yerini aldı.